Danıştay Dördüncü Daire
Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu İçtihadı Danıştay 4. Dairesi kararı doğrultusunda birleştirilmesine karar vermesinden dolayı yatırım indiriminin Gelir Vergisi tevkifatına tabi tutulmasının yasal dayanağı kalmadığından ihtirazi kayıtla beyan edilen yatırım indirimi üzerinden tahakkuk eden Gelir Vergisine (stopaj) karşı dava açmayan, ancak böyle bir borcum yoktur iddiası ile, ödeme emrinin iptali için dava açan mükellefin iddialarının ’borcum yoktur’ kapsamında değerlendirilerek ödeme emrinin iptal edilmesi gerekir. İstemin Özeti: Davacı şirketin 1999 yılına ilişkin ihtirazi kayıtla verilen muhtasar beyanname ile beyan edilen yatırım indirimi üzerinden tahakkuk eden gelir (stopaj) vergisi ve fon payının vadesinde ödenmediği ileri sürülerek tahsili amacıyla adına ödeme emri düzenlenip, tebliğ edilmiştir. (...) Vergi Mahkemesi kararıyla; dosyanın incelenmesinden, davacı şirket tarafından 1999 yılına ait ihtirazi kayıtla verilen muhtasar beyanname ile beyan edilen yatırım indirimi üzerinden 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 94/6bii maddesi uyarınca 22.05.2000 tarih ve 351/38 sayılı tahakkuk fişi ile gelir (stopaj) vergisi ile fon payının tahakkuk ettirildiği, tahakkuka karşı dava açılmadığı anlaşıldığından tahakkukun kesinleşmesi nedeniyle hesaplanan gelir (stopaj) vergisi ve fon payının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinden hukuka aykırılık görülmediği, davacı her ne kadar yatırımı indirimi üzerinden gelir (stopaj) vergisi alınamayacağını ileri sürmekte ise de bu iddia tahakkuka karşı ileri sürülebilecek nitelikte olduğundan kesinleşmiş hukuki durumun sonucunu ortadan kaldırmayacağı gibi ödeme emrinin iptali istemi safhasında da ’böyle bir borcu olmadığı’ kapsamında yeniden incelenmesi de sözkonusu olamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı, tahakkuk gerçekleşirken ihtirazi kayıt koyarak haklarını saklı tuttuklarını, bu hakkı ise Danıştay Dördüncü Dairesi’nin uyuşmazlığın esasını oluşturan 99/3230 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı’nın Yatırım İndirimi dahil’ ibaresinin iptalini takiben kullandıklarını ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir. Uyuşmazlık 1999 yılı kurum kazancından indirdiği yatırım indiriminden dolayı 2000 Nisan ayına ilişkin muhtasar beyannamesini, yatırım indirimi tutarından 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 94. maddesinin 6. fıkrasının bii bendi uyarınca tevkifat yapılmasının mümkün olmadığı ihtirazi kaydıyla veren davacı şirketin tahakkuk eden gelir (stopaj) vergisi ve fon payını vadesinde ödememesi nedeniyle adına düzenlenen ödeme emrine ilişkindir. 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 55. maddesinde amme alacağını vadesinde ödemeyenlere 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir ödeme emriyle tebliğ olunacağı, 58. maddesinde de kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı iddialarıyla ödeme emrinin iptali istemiyle dava açabileceği kurala bağlanmıştır. Uyuşmazlık konusu ödeme emrinin içeriğini oluşturan vergi ve fon payının dayanağı olan 25.08.1999 tarih ve 23797 sayılı Resmi Gazete’nin mükerrer sayısında yayımlanan 99/13230 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı’nın eki Karar’ın 2. maddesinin b bendi ii alt bendinde parantez içinde yeralan ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 94. maddesinin 6. fıkrasının bii bendine eklenen yatırım indirimi dahil ibaresi Danıştay Dördüncü Dairesi Kararıyla iptal edilmiş, yapılan tahakkukların da kaldırılmasına karar verilmiştir. Bu aşamada Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğü’nün 25.08.2000 tarih ve 2000/03 seri no.lu Kurumlar Vergisi İç Genelgesi ile yargı yerlerince verilen kararlardan bahsederek 1999 yılı kazançlarına uygulanan yatırım indirimi dolayısıyla Gelir Vergisi Kanunu’nun 94. maddesinin 6. fıkrasının bii bendine göre yapılan stopajın tahsil edilen taksitlerin iade edilmemesi, vadesi geçmemiş taksitlerin ise tahsil işlemlerinin durdurulması gerektiği hususu vergi dairelerine bildirilmiştir. Öte yandan Danıştay Üçüncü Dairesince aksi yönde tahakkukun onanması şeklinde verilen kararlar nedeniyle ortaya çıkan aykırılık üzerine içtihadın birleştirilmesi talep edilmiş bunun üzerine de Danıştay İçtihadı Birleştirme Kurulu (...) sayılı Kararıyla içtihadın Danıştay Dördüncü Dairesi Kararı doğrultusunda birleştirilmesine karar vermiştir. Bu karara 2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun 40. maddesi uyarınca Danıştay Daire ve kurulları ile İdari mahkeme ve idarenin uyması zorunludur. Dolayısıyla yatırım indiriminin gelir vergisi tevkifatına tabi tutulmasının yasal dayanağı kalmamıştır. Olayda, Mahkemece tahakkuka karşı dava açılmaması nedeniyle kesinleşen amme alacağının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin yasal olduğu, yatırım indirimi üzerinden gelir (stopaj) vergisi alınamayacağı yolundaki davacının iddialarının tahakkuka karşı ileri sürülebileceği ödeme emri safhasında incelenmesine olanak olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, ödeme emri ile istenen uyuşmazlık konusu vergi ve fon payının yasal olmadığını yargıda uyuşmazlık konusu yapabileceği iradesini gösteren ihtirazi kayıtla idareye bildiren davacının tahakkuka karşı dava açmamış olması ihtirazi kayıtla belirttiği gibi açıkça vergiye tabi olmadığı yargı kararlarıyla kesinleşen ve yukarıda bahsedilen İç Genelge uyarınca da vadesi geçmemiş taksitlerin tahsil işlemi duran 1999 yılına ilişkin yatırım indirimi üzerinden tahakkuk ettirilen gelir (stopaj) vergisi ve fon payından dolayı davacı şirketin borcunun olduğunun kabulü sözkonusu olamayacağından yasal dayanağı olmayan bir alacağın tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrine karşı davacının iddialarının borcum yoktur kapsamında değerlendirilmesi gerekirken aksi yönde verilen kararda isabet görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, (...) Vergi Mahkemesi kararının bozulmasına oybirliğiyle karar verildi.