|
Dairesi
Defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmeyen, işyeri yanmasına rağmen vergi dairesine bu konuda bildirimde bulunmayan, çok yüksek cirolar yapmasına rağmen faaliyet gösterdiği sektördeki diğer firmalar tarafından tanınmayan mükelleflere ait faturaların, gerçek bir mal veya hizmet karşılığı düzenlen
|
|
Karar No
2002/2640
|
|
Esas No
2000/5583
|
|
Karar Tarihi
26-06-2002
|
|
|
Danıştay Yedinci Daire
Defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmeyen, işyeri yanmasına rağmen vergi dairesine bu konuda bildirimde bulunmayan, çok yüksek cirolar yapmasına rağmen faaliyet gösterdiği sektördeki diğer firmalar tarafından tanınmayan mükelleflere ait faturaların, gerçek bir mal veya hizmet karşılığı düzenlendiğinden bahsedilemez ve bu faturalardaki KDV indirilemez. İstemin Özeti: Muhteviyatı itibarıyla gerçek dışı belgelerle haksız katma değer vergisi indiriminden yararlanmak suretiyle vergi ziyaına neden olduğundan bahisle, inceleme raporuna dayanılarak, Ocak, Şubat, Nisan, Mayıs, Temmuz ila Eylül ve Aralık 1995 dönemleri için, davacı şirket adına re’sen salınan katma değer vergisi ile kesilen kaçakçılık cezasına ilişkin işlemi; olayda, davacı şirketin işin görülmesi sırasında mal ve hizmet alımı yaptığının sabit olduğu, alınan bu mal ve hizmetleri yapan kişi ve kuruluşlar hakkında yapılan karşıt incelemelerde, faturaların gerçek durumu yansıtmadığı konusunda somut tespitler bulunmadığı, davacı şirket ile bunlar arasında bir organizasyon dahilinde vergi ziyaına neden olunduğu ve aralarında irtibat bulunduğu yolunda yeterli bir araştırma yapılmadığı anlaşıldığından, yapılan tarh ve ceza kesme işleminde isabet bulunmadığı; öte yandan, mükellefiyet kaydı bulunmayan (...) İnşaat Taahhüt Ticaret Limited Şirketinden alınan faturaların hizmet ifasına dayalı olması da dikkate alındığından, gerçek durumu yansıtmayan muhteviyatı itibarıyla gerçek dışı belgeler olduğu sonucuna varılmakla bu kısma ilişkin olarak yapılan tarh ve ceza kesme işleminde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemlerin kısmen, iptali; kısmen de, davanın reddi yolundaki (...) Vergi Mahkemesi kararının iptale ilişkin hüküm fıkrasının; yapılan tarhiyatın yerinde olduğu ileri sürülerek vergi dairesince; redde ilişkin hüküm fıkrasının ise, kasten vergi ziyaına sebebiyet vermediklerini faturaların sahte olduklarını bilmediklerini öne sürerek davacı şirket tarafından bozulması istenilmektedir. Karar: Temyiz başvuruları; davacı şirket adına salınan katma değer vergisine ve kesilen kaçakçılık cezasına ilişkin işlemlerin kısmen iptali; kısmen de davanın reddine dair mahkeme kararının ilgili hüküm fıkralarının taraflarca bozulması istemlerine ilişkindir. Davacı şirketin temyiz dilekçesinde ileri sürülen hususlar, vergi mahkemesi kararının redde ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmamıştır. Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün temyiz istemine gelince: 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3. maddesinin (B) fıkrasında, vergilendirmede, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu; gerçek mahiyetin, yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği; vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii ve açık bulunmayan tanık ifadesinin, ispatlama vasıtası olarak kullanılamayacağı; iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde, ispat külfetinin bunu iddia edene ait olduğu düzenlemesi yer almıştır. Bu düzenlemeye göre; belgelerin ve defter kayıtlarının vergi kanunlarında ve bu kanunların vermiş olduğu yetkiye dayanılarak yürürlüğe konulan idari düzenlemelerde öngörülen biçimsel kurallara uygun bulunması ve belgelerin temsil ettiği vergiyi doğuran olayla ilgili diğer biçimsel işlemlerin noksansız yerine getirilmiş olması, örneğin, mükellefiyet tesisi, belge bastırma izni alınması, sevk irsaliyesi düzenlenmesi, çek verilmesi, borsa tescili gibi işlemlerin yapılması, düzenlenen belgelerin ve bu belgelere dayanılarak gerçekleştirilen defter kayıtlarının vergilendirme muamelelerine esas alınması için yeterli değildir. Ayrıca; sözkonusu biçimsel işlemlerin, vergiyi doğuran olayın gerçek mahiyeti ile uyumlu olması da gereklidir. Vergilendirmeye esas alınan belge ve kayıtların gerçek mahiyetle uyumlu olduğunun söylenebilmesi ise; biçimselliklerinin ötesine geçilerek, belgeyi düzenleyenin iştigal konusu, satmış göründüğü emtia veya yapmış olduğu hizmet bakımından organizasyonu, ekipmanı, işin gerektirdiği sayıda işçinin olup olmadığı, emtia alımlarının gerçekliği, alımsatım için zorunlu veya bu işlemlerin doğal sonucu olan diğer işlemlerin gerçekleştirilme biçimi, ekonomik durumu ile vergilendirme döneminde yapmış göründüğü işin hacmi arasındaki ilişki, kredi kullanıp kullanmadığı, vergi ödevlerinin yerine getirilmesindeki özen gibi unsurlardan hareketle yapılacak inceleme sonuçlarının, ortada gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifası olduğunu göstermesine bağlıdır. Olayda, davacının katma değer vergisi indiriminde kullandığı faturaları düzenleyen, (...) Elektrik İnşaat Taahhüt Ticaret Sanayi Limited Şirketinin adreslerinde bulunamadığı ve bilinen en son adresinden uzun süre önce ayrıldığı; ilgili dönemlerde beyan ettiği katma değer vergisi matrahı kadar veya daha fazla miktarda, sadece, davacı şirkete fatura düzenlediği; sürekli devreden katma değer vergisinin bulunduğu; (HB)’nin, 05.11.1996 tarihinde işini terk ettikten sonra 08.11.1996 tarihinde öldüğü; 1994 ve 1995 yılı defter ve belgelerinin, varisleri tarafından incelemeye ibraz edilmediği; beyan ettiği matrahtan daha fazla miktarda, davacı şirkete fatura düzenlediği ve devreden katma değer vergisinin bulunduğu; (...) Çimento Nakliyat ve Ticaret Limited Şirketinin, defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmediği; iş yerinin 14.09.1997 tarihinde yanmasına karşın, vergi dairesine bu konuda bildirimde bulunmadığı; çok yüksek cirolar yapmasına rağmen, faaliyet gösterdiği sektördeki diğer firmalar tarafından tanınmadığı hususlarının tespit edildiği anlaşılmış olup; bu tespitler, anılan fatura tutarları karşılığında gerçek bir mal ve hizmet ifasının olmadığını; belli bir bedel karşılığında mahiyetleri itibarıyla gerçek dışı olarak düzenlendiğini açıkça ortaya koyduğundan, davacı hakkında katma değer vergisi indirimlerinden hareketle yapılan dava konusu tarhiyatta ve kesilen vergi cezasında kanuna aykırılık görülmemiştir. Öte yandan; mahkemece, olayda, davacı ile fatura düzenleyen şirket arasında 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 11. maddesinde belirtilen türden bir irtibat bulunduğu yolunda bir tespitin de olmadığı şeklinde bir gerekçeye de yer verilmişse de; davacı adına müteselsil sorumlu sıfatıyla değil, mükellef sıfatıyla re’sen tarhiyat yapılmış olması nedeniyle, kararda bu yönüyle de isabet görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün temyiz isteminin kabulüne ve Vergi Mahkemesi Kararı’nın aksi yolda verilen hüküm fıkrasının bozulmasına oyçokluğuyla; davacının temyiz isteminin reddine ve kararın redde ilişkin hüküm fıkrasının onanmasına oybirliğiyle karar verildi . DÜŞÜNCE : Davacı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, mahkeme kararının redde ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasını sağlayacak nitelikte değildir. Vergi dairesi temyiz istemine gelince; Olayda, davacı şirket hakkında düzenlenen inceleme raporu ile bir kısım alışlarını gerçek dışı belgelerle belgelendirdiğinden bahisle, indirimleri kabul edilmemek suretiyle tarhiyat yapıldığı anlaşılmakta olup, davacı şirketin fatura aldığı mükellefler hakkında yapılan tespitlerde sözkonusu mükelleflerin adreslerinde bulunmadığı, beyan ettiği matrahlardan fazla sadece davacı şirkete fatura düzenlendikleri, bazılarının izinsiz belge bastırdıkları, çok yüksek ciroların bulunmasına rağmen sürekli devreden katma değer vergisi bulunduğu hususları tespit edildiğinden, bu faturalardaki malların gerçekte bu mükelleflerden alınmayıp, başka mükelleflerden alındığı, ancak bunlardan alınan sahte faturalarla belgelendirildiği sonucuna varıldığından, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, işlemin iptali yolunda verilen kararda hukuki isabet görülmemiştir. Öte yandan, vergi inceleme raporunda, bir kısım faturaların gerçek dışı olduğundan bahisle indirimleri kabul edilmemek suretiyle tarhiyat önerilmesine karşın, mahkemece, Vergi Usul Kanunu’nun 11. maddesinin de irdelenmesi suretiyle hüküm tesisi de yerinde değildir. Bu nedenle, davacı temyiz isteminin reddi ile kararın redde ilişkin hüküm fıkrasının onanmasına, vergi dairesi temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının iptale ilişkin hüküm fıkrasının bozulması gerektiği düşünülmektedir. AZLIK OYU : (HB) hakkında yapılan tespitler, bu kişi tarafından düzenlenen faturaların muhteviyatı itibarıyla gerçek dışı olarak düzenlendiğini ispatlamak için yeterli olmadığından, mahkeme kararının bu hüküm fıkrasının onanması gerektiği oyuyla karara katılmıyoruz.
|
|