Dairesi
Aracı satıp aynı gün işini terk eden davacının satış işlemi KDV'ye tabidir.
Karar No
2002/231
Esas No
2002/93
Karar Tarihi
03-05-2002

Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu

Aracı satıp aynı gün işini terk eden davacının satış işlemi KDV'ye tabidir. İstemin Özeti: Otobüs işletmeciliği faaliyetinde kullandığı aracını 29.12.1995 tarihinde satarak aynı tarihte işini terk eden yükümlünün beyanı, emsaline nazaran düşük bulunarak takdir edilen matrah farkı üzerinden adına 1995 yılı Aralık dönemi için ağır kusur cezalı katma değer vergisi salınmıştır. (…) Vergi Mahkemesi; yükümlünün otobüsünü 29.12.1995 tarihli noter satış senedi ile 1.380.000.000 liraya sattığı, takdir komisyonunca satış bedelinin, taşıtın cinsi, modeli, iş nevi, emsali taşıtların satış bedelleri nazara alınmak suretiyle 4.081.000.000 lira olarak tespit edildiği, (…) Ticaret ve Sanayi Odasınca 4.500.000.000 lira olarak bildirilen aracın satış tarihindeki emsal bedeli takdir edilen değerden yüksek olduğundan tarhiyatta isabetsizlik görülmediği, araç satışı noter kanalıyla yapıldığından vergi dairesinin bilgisi dışında kalamayacağı gerekçesiyle vergi aslı yönünden davayı reddetmiş, kesilen ağır kusur cezasını kusura çevirmiştir. Taraflar temyiz istemini inceleyen Danıştay Dokuzuncu Dairesi; satış tarihi itibarıyla faaliyeti sona eren bir işletmede kullanılan vasıtanın satılması nedeniyle, işin bırakılmasından sonra elde edilen kazancın, 193 sayılı Yasa'nın 82. maddesinin 2 ve 5. bentleri karşısında arizi kazanç mahiyetinde olduğu, ticari kazanç mahiyetinde bulunmadığından katma değer vergisine tabi olamayacağı, cezalı tarhiyatın tamamen kaldırılması gerektiği gerekçesiyle kararı bozmuş, vergi dairesi müdürlüğünün temyiz istemini reddetmiştir. Bozma kararına uymayan (…) Vergi Mahkemesi kararıyla, ilk kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca ısrar etmiştir. Israr kararı taraflarca temyiz edilmiş, vergi dairesi müdürlüğü tarafından olaya ağır kusur cezası uygulanması gerektiği, yükümlü tarafından ise, aracın hasarlı olarak satıldığı ve aynı gün mükellefiyet kaydının kapatıldığı, istenen vergide Yasa'ya uygunluk bulunmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenmiştir. Karar: Ticari işletmenin aktifinde kayıtlı otobüsü 29.12.1995 tarihinde satarak aynı tarihte işini terk eden yükümlünün, aracın satış değerini düşük beyan ettiğinden bahisle takdir komisyonu tarafından saptanan matrah üzerinden adına salınan ağır kusur cezalı katma değer vergisini cezayı kusura çevirmek suretiyle onayan vergi mahkemesi ısrar kararı taraflarca temyiz edilmiştir. 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 'Verginin konusunu teşkil eden işlemler' başlıklı 1. maddesinde ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin Türkiye'de yapılması kaydıyla katma değer vergisine tabi olduğu belirtilmiş, ticari faaliyetin devamlılığı ve niteliğinin öncelikle Gelir Vergisi Kanunu hükümlerine, bu Kanun'da açıklık bulunmadığı hallerde, Türk Ticaret Kanunu ve diğer ilgili mevzuat hükümlerine göre tayin ve tespit edileceği açıklanmıştır. Gelir Vergisi Kanunu'nda ticari faaliyetin açık bir tanımı yapılmamış, yalnızca ticari kazanç tanımlanmıştır. Ancak, bu Kanun'da arızi ticari muamelelerden sağlanan kazançların arızi kazanç olarak sayılmış olması ticari faaliyetin esas itibarıyla devamlı ve mutad olarak yapılması gerektiğini göstermektedir. Devamlılığın objektif ölçüsü ise ticari bir organizasyonun varlığıdır. Ticaret Kanunu'nda da ticari faaliyet ticari işletme kavramına bağlanmış, ticari işletme çerçevesinde yapılan faaliyetler ticari faaliyet niteliğinde kabul edilmiştir. Ticari işletmesinin aktifine kayıtlı otobüsü ile taşımacılık faaliyetinde bulunan yükümlü aracını 29.12.1995 tarihinde satmış olup, araç satışının ticari faaliyet kapsamında değerlendirilmesi gerekir. Satış tarihi itibarıyla işin terk edildiği yolunda vergi dairesine bildirimde bulunulmuş olması ise araç satışının, ticari faaliyet çerçevesinde yapılmış bir teslim olduğu gerçeğini değiştirmeyeceğinden katma değer vergisine tabi tutulması gerektiği yolundaki ısrar hükmünde Yasa'ya aykırılık bulunmamıştır. Ancak, ilk kararın araç satışından elde edilen kazancın arızi kazanç olduğu kabul edilerek bozulması nedeniyle matraha ilişkin bir temyiz incelemesi yapılmamış olduğundan istemin bu kısmının Kurulumuzca değil, ilk dereceye yargı yerlerince verilen kararları temyizen inceleyen vergi dava dairelerince incelenmesi gerekeceğinden, dosyanın bu istem sonuçlandırılmak üzere Danıştay Dokuzuncu Dairesi Başkanlığı'na gönderilmesi gerekmektedir. Bu nedenlerle temyiz isteminin ısrar hükmü yönünden reddine, diğer konular incelenmek üzere dosyanın Danıştay Dokuzuncu Dairesine gönderilmesine, oyçokluğu ile karar verildi (*). (*) KARŞI OY: Danıştay Dokuzuncu Dairesinin bozma kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca ısrar kararının bozulması gerektiği görüşünde olduğumuzdan ısrar hükmü yönünden temyiz isteminin reddi gerektiği yolundaki karara katılmıyoruz.

 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı