Danıştay Dördüncü Daire
Türk Lirasının yabancı paralar karşısında değer kaybetmesi nedeniyle oluşan kur farkı giderinin, örtülü sermaye üzerinden hesaplanan faiz olarak değerlendirilmesi mümkün değildir. İstemin Özeti: 1997, 1998 ve 1999 yılı işlemlerinin incelenmesi sonucu, davacı şirketin bu yıllarda ortaklarından aldığı hizmet nedeniyle ortaklarına uzun süreli döviz cinsinden borçlanmasının örtülü sermaye niteliğinde olduğu ve bu borçlanmaya ilişkin olarak oluşan kur farklarının kurum kazancından indirilemeyeceği yolunda düzenlenen rapora dayanılarak davacı şirket adına 1997 yılı için re'sen kurumlar vergisi salınmış, fon payı hesaplanıp, ağır kusur cezası kesilmiştir. (...) Vergi Mahkemesi; Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 16. maddesinde örtülü sermayenin, kurumların aralarında vasıtalı, vasıtasız bir şirket münasebeti veya devamlı ve sıkı bir iktisadi münasebet bulunan gerçek ve tüzel kişilerden yaptıkları istikrazların teşebbüste devamlı olarak kullanılması ve bu istikrazlarla kurumun öz sermayesi arasındaki nispetin, emsali kurumlarınkine nazaran bariz bir fazlalık göstermesi halinde mezkur istikrazların örtülü sermaye sayılacağının açıklandığı, aynı Kanun'un 15/2. maddesinde, örtülü sermaye üzerinden ödenen veya hesaplanan faizlerin kurum kazancının tespitinde indiriminin kabul edilemeyeceğinin belirtildiği, olayda, davacının ortaklarından aldığı hizmet nedeniyle devamlı surette ortaklarından döviz cinsinden cari hesap yoluyla borçlandığı ve borçlanılan paraların uzun süreli olarak kurum tarafından kullanıldığı, bu borçlar nedeniyle kur farkı hesaplanıp dönem sonunda kurum kazancından indirildiği, anılan hükümlerine göre, söz konusu borcun örtülü sermaye, hesaplanıp kurum kazancından indirilen kur farklarının ise örtülü sermaye üzerinden hesaplanan faiz kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, ayrıca emsal oluşturacak bir kurum tespit edilemediğinden kurumun kendi bünyesinde değerlendirilmesinin yapılması sonucu, döviz cinsinden borçların kurumun öz sermayesine oranının 1997 yılında % 48.91, 1998 yılında % 51.55, 1999 yılında ise % 75.43 olduğu ve bu oranların işletmenin sermaye ihtiyacını açıkça gösterdiği belirtilerek tarhiyat yapıldığının anlaşıldığı, ancak davacının % 87 paylı ortağı olan kanuni iş merkezi İngiltere'de bulunan (TU) Ltd. Şti. ile bu şirketin İrlanda'da açmış olduğu şubesi olan (TU) Ltd. (B) Office şirketinden sağladığı hizmetlerden dolayı döviz cinsinden borçlandığı, kurum kazancından indirilen miktarların ise, ortakların aralarında yaptıkları anlaşma uyarınca satın alınan hizmet nedeniyle ortaya çıkan kur farkı olduğu, başkaca bir borçlanma işleminin bulunmadığı ve ayrıca faizde tahakkuk ettirilmediği hususunun taraflar arasında ihtilafsız olduğu, bu durumda, söz konusu borcun tamamen ortaklar arasında yapılan anlaşmalar uyarınca alınan hizmetten kaynaklanması ve hiçbir şekilde faiz ödenmemiş olması, sadece Türk Lirasının yabancı paralar karşısında değer kaybetmesi nedeniyle oluşan kur farkı giderinin örtülü sermaye üzerinden hesaplanan faiz olarak değerlendirilmesine olanak bulunmadığı, ayrıca davacı şirketin hizmet alımı nedeniyle kredi kullanması halinde daha fazla finansman gideri yüklenmesinin söz konusu olabileceği gibi örtülü sermaye koyduğu ileri sürülen yabancı ortağın davacıya hizmet satmasından dolayı peşin alması gereken döviz cinsinden alacağın bir süre sonra faizsiz olarak tahsil ettiği gerekçesiyle tarhiyatın kaldırılmasına karar verilmiştir. Davalı İdare, inceleme raporu uyarınca yapılan tarhiyatın yasal olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir. Karar: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, bozulması istenilen kararın dayandığı gerekçeler karşısında, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak durumda görülmemiştir. Bu nedenle, temyiz isteminin reddine oy birliğiyle karar verildi.