Danıştay Dördüncü Daire
01.01.1999 tarihinden itibaren Geçici Vergi Hesaplama Usulü değiştirilmiş olduğundan, 1998 yılına ilişkin bulunan fark matrah üstünden, Geçici Vergi sayılması mümkün değildir. İstemin Özeti: 1998 yılı işlemleri incelenen davacı adına inceleme raporunda gelir vergisi yönünden bulunan matrah farkı üzerinden 1999 yılı için aslı aranmayan geçici vergi nedeniyle vergi ziyaı cezası kesilmiştir. (…) Vergi Mahkemesi; mahsup dönemi geçmiş uyuşmazlıklarda geçici vergi hesaplanamayacağı gibi bu vergiye bağlı olarak ceza da kesilemeyeceği gerekçesiyle cezanın kaldırılmasına karar vermiştir. Davalı İdare, aslı aranmayan geçici vergi üzerinden kesilen vergi ziyaı cezasının yasal olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir. Karar: 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 4369 sayılı Kanun'un 52. maddesiyle değişen ve 01.01.1999 tarihinden itibaren yürürlüğe giren mükerrer 120. maddesinin 1. fıkrasında; ticari kazanç sahipleri ile serbest meslek erbabı cari vergilendirme döneminin gelir vergisine mahsup edilmek üzerek bu Kanun'un ticari veya mesleki kazancın tespitine ilişkin hükümlerine göre (İndirim ve İstisnalar ile Vergi Usul Kanunu'nun değerlemeye ait hükümleri de dikkate alınarak) belirlenen ilgili hesap döneminin üç aylık kazançları üzerinden 103. maddede yer alan tarifenin ilk gelir dilimine uygulanan oranda geçici vergi ödeneceği, 3. fıkrasında, hesaplanan geçici verginin üçer aylık dönemi izleyen ikinci ayın 15. günü akşamına kadar bağlı olunan vergi dairesine beyan edileceği ve aynı süre içinde ödeneceği, aynı Kanun'un yıllık beyannamenin verilmesi başlıklı 92. maddesinde, ticari kazanca ilişkin bir takvim yılına ait beyanname izleyen yılın Mart ayı içinde verileceği, hükmü görülmüştür. Olayda, 1998 yılı işlemleri incelenen davacının sahte ve muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleyerek elde ettiği komisyon gelirini 1999 yılının Mart ayında verilen 1998 yılı gelir vergisi beyannamesinde beyan etmediği tespit edilerek belirlenen matrah farkı üzerinden 1998 yılı için hesaplanan gelir vergisinin % 50'si oranında geçici vergi hesaplandığı ancak aslının aranmayıp vergi ziyaı cezası uygulandığı anlaşılmaktadır. Bu durumda 4369 sayılı Kanunla 01.01.1999 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere getirilen geçici vergi düzenlemesi ile mükelleflerin yıllık beyanname ile beyan edilen ticari ve mesleki kazançlarının % 50'si oranında bir sonraki yılda geçici vergi ödemeleri gerektiği yolundaki hüküm kaldırılarak içinde bulunan yıl için belirlenen ilgili hesap dönemi kazançlarının belirlenen üçer aylık dönemi izleyen ikinci ayın 15. günü akşamına kadar bağlı olunan vergi dairesine beyan edilip söz konusu kazanç üzerinden geçici vergi hesaplanması uygulamasına geçildiği ve artık 1998 yılı beyannamesi ile beyan edilmesi gereken ancak beyan edilmeyen matrah farkı üzerinden hesaplanan gelir vergisi üzerinden bir sonraki yıl için geçici vergi salınmasına olanak bulunmadığından geçici verginin 1999 yılı 3 aylık bilançoları incelenerek salınması ve kesinleştirilmesi, bilahare mahsup dönemi geçmiş ise bu fark matrahın o dönem gelir vergisinden düşülmesi suretiyle aslının aranmaması, ancak ceza kesilmesi gerekeceğinden 1999 yılı için yürürlükten kalkan hükümler gözönüne alınarak geçici vergi salınması ve ceza kesilmesi yerinde değildir. Bu durumda cezayı kaldıran mahkeme kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddine oybirliğiyle karar verildi.