Danıştay Dokuzuncu Daire
Yanma nedeniyle zayi olduğu belirlenen defter ve belgelerin ibraz edilmemesi nedeniyle vergi matrahının tamamen veya kısmen maddi delillere dayanılarak saptanması olanağı ortadan kalkmış olduğundan re'sen takdir sebebinin varlığının kabulü zorunlu hale gelmiştir. Ancak defter ve belgelerin ibraz edilememiş olması, yukarıda belirtilen ispat ve ibraz yükümlülüğünü ortadan kaldırmaya dayanak sayılabilecek hukuki bir neden olarak düşünülemez. Zira ticari icaplara göre emtia satın aldığı kişi veya kuruluşları tanımak ve bilmek durumundaki bir alıcı, gerekli girişimleri yaparak emtia alımına ilişkin belgelerin mevcudiyetini ispat olanağına her zaman sahip bulunmaktadır. İstemin Özeti: Tekstil faaliyetinde bulunan yükümlünün 1994 yılı defter ve belgelerinin yanması sonucu vergi incelemesine ibraz edilememesi nedeniyle katma değer vergisi indirimleri kabul edilmeyerek 1994/Şubat dönemi için salınan katma değer vergisinin kaldırılması istemiyle açılan davayı; olayda ihtilaflı yıla ait yasal defter ve belgelerinin yanmış olması nedeniyle incelemeye ibraz edemeyeceğini, o dönemde kimlerden mal aldığını bilmediğini, çünkü çok kapsamlı iş yaptıklarını ifade ettiği saptanan yükümlünün tarh dönemine ait indirimlerinin kabul edilmemesi sonucu yapılan tarhiyatta isabetsizlik görülmediği, her ne kadar davacı söz konusu defter ve belgelerinin 28.2.1995 tarihinde meydana gelmiş olan yangında yandığını ve bu hususta zayi belgesinin de mevcut olduğunu iddia etmekteyse de zayi belgesi alınmış olmasının re'sen takdir nedenini ortadan kaldırmayacağı, dolayısıyla ihtilaflı dönem için beyan edilen indirimlerini kanıtlamayan davacının bu yöndeki iddialarının kabul edilemeyeceği gerekçesiyle reddeden (...) Vergi Mahkemesi kararının; defter ve belgeler yandığından asılları ibraz edilemese de belgelerin büyük kısmının tasdikli suretlerinin ibraz edilebileceği, belgelerin ibraz edilebileceği belirtilmesine rağmen mahkemenin bu hususu dikkate almadan karar verdiği ileri sürülerek bozulması istenilmektedir. Karar: 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 30. maddesinde 're'sen vergi tarhı' tanımlanmış, aynı maddenin 3. bendinde bu kanuna göre tutulması mecburi olan defterlerin hepsi veya bir kısmı tutulmamış veya tasdik ettirilmemiş veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlara herhangi bir sebeple ibraz edilmemiş olması halinde maddi delillerin var olmadığının kabul edileceği belirtilmiştir. Madde hükmüne göre, defter ve belgelerin her ne sebeple olursa olsun ibraz edilmeme halinin, re'sen takdir sebebi sayılacağı kuşkusuzdur. 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 29. maddesinin 1/a bendinde, mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu kanunda aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini indirebilecekleri, aynı Kanun'un 34. maddesinin 1. bendinde, yurtiçinden sağlanan mal veya ithal olunan mal ve hizmetlere katma değer vergisinin alış faturası veya benzeri vesikalar ve gümrük makbuzu üzerinde ayrıca gösterilmek ve bu vesikalar kanuni defterlere kaydedilmek şartıyla indirilebileceği hüküm altına alınmıştır. Bu hükümler karşısında katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için, indirim konusu yapılacak verginin fatura veya benzeri belgeler ile gümrük makbuzu üzerinde ayrıca gösterilmesi ve söz konusu belgelerin kanuni defterlere kaydedilmiş olması gerekmektedir. Olayda, Asliye Ticaret Mahkemesi kararı ile yanma nedeniyle zayi olduğu belirlenen ve belgelerin ibraz edilmemesi nedeniyle vergi matrahının tamamen veya kısmen maddi delillere dayanılarak saptanması olanağı ortadan kalkmış olduğundan re'sen takdir sebebinin varlığının kabulü zorunlu hale gelmiştir. Ancak defter ve belgelerin ibraz edilememiş olması, yukarıda belirtilen ispat ve ibraz yükümlülüğünü ortadan kaldırmaya dayanak sayılabilecek hukuki bir neden olarak düşünülemez. Zira ticari icaplara göre emtia satın aldığı kişi veya kuruluşları tanımak ve bilmek durumundaki bir alıcı, gerekli girişimleri yaparak emtia alımına ilişkin belgelerin mevcudiyetini ispat olanağına her zaman sahip bulunmaktadır. Bu durumda ise ispat külfeti kendisine düşen yükümlüler tarafından ibraz edilebilen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisi indirim konusu yapılabilecek, aksi halde indirimler kabul edilmeyecektir. Olayda yükümlü tarafından ihtilaflı yıla fatura aldığı kişi ve kuruluşlardan bulabileceği faturaların alınarak mahkemeye ibraz edilmek istendiği ve ispat külfeti yerine getirilmeye çalışıldığı halde vergi mahkemesinin bu talebi dikkate almaksızın karar verdiği görülmektedir. Kaldı ki davalı idarece yapılan tarhiyata ceza kesilmemiş olması da olayda mücbir sebep bulunduğunun kabulünü göstermektedir. Bu açıklamalar karşısında mahkemece öncelikle yükümlüye, emtia alışı yaptığı kişi veya kuruluşlardan ihtilaflı yılla ilgili olarak sağlayacağı belgelerin ibrazı için uygun bir süre verilmesi, bunun sonucunda ibraz edilen faturalardan vergi dairesi müdürünün de haberdar edilmesi suretiyle söz konusu faturaların gerçekten alış yaptığı emtialara ait alış faturaları olup olmadığının araştırılması ve gerçek alış faturaları göz önüne alınarak ödenmesi gereken verginin tespiti, gerekirse bu konuda bilirkişi incelemesi yaptırarak varılacak sonuca göre bir karar verilmesi icap etmektedir. Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulüne, (...) Vergi Mahkemesi kararının bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan mahkemeye gönderilmesine oybirliği ile karar verildi.