Danıştay Dördüncü Daire
1999 yılına ilişkin yatırım indirimi uygulamasında, yatırım indirimi bir kazanç ve irat olmadığı gibi Gelir Vergisi ve Kurumlar Vergisi Kanunu’nun yürürlükte bulunan hükümleri dikkate alındığında yatırım indiriminden tevkifat yapılacağına dair açık bir düzenlemenin de bulunmaması nedeniyle, stopaja tabi değildir. İstemin Özeti: 1999 yılı kurum kazancından indirdiği yatırım indiriminden dolayı 2000 Nisan ayına ilişkin muhtasar beyannamesini ihtirazi kayıtla veren davacı şirket, yatırım indirimi tutarından 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 94. maddesinin 6. fıkrasının bii bendi uyarınca tevkifat yapılmasının mümkün olmadığını ileri sürerek tahakkuk eden gelir (stopaj) vergisi ve fon payının kaldırılması ve ödenen kısmın iadesi istemiyle dava açmıştır. (...) Vergi Mahkemesi kararıyla; 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 94. maddesinin 4369 sayılı Kanun’la değiştirilen 6. fıkrasının bii alt bendinde; dağıtılsın dağıtılmasın kurumlar vergisine tabi kurumların, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 8. maddesinin 1 numaralı bendi dışında kalan kurumlar vergisinden müstesna kazanç ve iratlarından gelir vergisi tevkifatı yapılacağının öngörüldüğü, yatırım indirimi bir kazanç ve irat olmadığı gibi Gelir Vergisi ve Kurumlar Vergisi Kanunu’nun yürürlükte bulunan hükümleri dikkate alındığında yatırım indiriminden tevkifat yapılacağına dair açık bir düzenlemenin de bulunmadığı, sadece daha önceden yasa ile ihdas edilmiş bulunan vergilerin oranlarını belirleme yetkisine haiz olan Bakanlar Kurulu’nun anılan hükme 99/13230 sayılı karar ile eklediği ’yatırım indirimi dahil’ ibaresinin de Danıştay Dördüncü Dairesi’nce iptal edildiği gerekçesiyle tahakkuk ettirilen vergi ve fon payının kaldırılmasına ve ödenen kısmın iadesine karar vermiştir. Davalı İdare, tevkifatın kurumlar vergisinden istisna edilmiş kazanç ve iratlara ilişkin olduğunu, yatırım indiriminin de bir istisna niteliği taşıdığını ileri sürmekte kararın bozulmasını istemektedir. Karar: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, bozulması istenilen kararın dayandığı gerekçeler karşısında, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak durumda görülmemiştir. Bu nedenle, temyiz isteminin reddine, oybirliğiyle karar verildi.