Dairesi
Davacı şirketin, çeşitli bankalardan kendi adına aldığı kredileri ortağı olduğu bir başka şirkete kullandırdığı; başka anlatımla, bu şirkete aynı koşul ve vade ile borç olarak verdiği; kredilere ait faiz, komisyon ve kur farklarını, borç verdiği şirketten kendi adına tahsil ederek, borçlu olduğu ban
Karar No
2001/4083
Esas No
2001/4032
Karar Tarihi
24-12-2001
Danıştay Yedinci Daire

Davacı şirketin, çeşitli bankalardan kendi adına aldığı kredileri ortağı olduğu bir başka şirkete kullandırdığı; başka anlatımla, bu şirkete aynı koşul ve vade ile borç olarak verdiği; kredilere ait faiz, komisyon ve kur farklarını, borç verdiği şirketten kendi adına tahsil ederek, borçlu olduğu bankalara ödediği; bu işlemlerin de, vergilendirme döneminde, birden çok kez yinelendiği tartışmasızdır. Açıklanan şekilde sürdürülen işlemler, borç verme işiyle devamlı ve mutat meslek halinde uğraşılması olduğundan; davacı şirketin, bu işlemler dolayısıyla 6802 sayılı Kanun’un uygulanması bakımından banker sayılması ve krediyi kullanan şirketten faiz, komisyon ve kur farkları adı altında tahsil edilen meblağın bu Kanuna göre vergilendirilmesi zorunlu olup, anılan işlemlerin katma değer vergisine tabi tutulması olanaklı bulunmadığından; dava konusu işlemin iptaline ilişkin Vergi Mahkemesi kararının onanması yolundaki Dairemiz kararının düzeltilmesini gerektirecek nitelikte değildir. İstemin Özeti: Davacı şirket adına bankalardan temin ettiği kredileri, şirketin sermayesinin % 61’ine sahip başka bir şirkete kullandırmak suretiyle finansman hizmeti verdiğinden bahisle katma değer vergisi salınması ve ağır kusur cezası kesilmesi yolunda tesis edilen işlemin iptaline ilişkin Vergi Mahkemesi kararının onanmasına dair Danıştay 7. Dairesinin kararının; inceleme raporu doğrultusunda yapılan işlemin hukuka uygun olduğu ileri sürülerek düzeltilmesi istenilmektedir. Karar: Dosyanın incelenmesinden; davacı şirketin, yurt içinde ve dışındaki bankalardan temin ettiği kredileri, vergilendirme döneminde, ortağı olduğu bir başka şirkete kullandırmak suretiyle, bu şirkete finansman temini hizmetinde bulunduğundan bahisle, re’sen katma değer vergisi tarhiyatı yapıldığı ve ağır kusur cezası kesildiği; söz konusu işlemlerin, açılan dava sonunda, Vergi Mahkemesince, ortada açıklanan şekilde yapılan hizmet karşılığında davacı şirketçe elde edilen bir menfaatin bulunmadığı gerekçesiyle iptal edildiği; davalı Vergi Dairesi Müdürlüğü’nce de, banka ve bankalarca yapılanlar dışındaki her türlü finansman hizmetinin katma değer vergisine tabi olduğu iddiasıyla bu kararın temyizen bozulmasının istenildiği anlaşılmıştır. 6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu’nun 28. maddesinin üçüncü fıkrasında; 2279 sayılı Kanuna göre ikraz işleriyle uğraşanlarla, ikinci fıkrada belirtilen muamele ve hizmetlerden herhangi birini devamlı olarak yapanların, bu Kanunun uygulanmasında banker sayılacakları hükme bağlanmış; 2279 sayılı Ödünç Para Verme İşleri Hakkında Kanunu ek ve değişiklikleri ile birlikte yürürlükten kaldıran 30.09.1983 tarih ve 90 sayılı Ödünç Para Verme İşleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 3. maddesinde de, devamlı ve mutad meslek halinde, faiz veya her ne ad altında olursa olsun bir ivaz karşılığı veya ipotek almak suretiyle, ödünç para verme işleriyle uğraşan veya ödünç para verme işlerine aracılık eden ve kendilerine faaliyet izni verilen gerçek kişilerin ikrazatçı sayılacakları açıklanmıştır. 3065 sayılı KDV Kanunu’nun 17. maddesinin 4. fıkrasının (e) bendinde ise, banka ve sigorta muameleleri vergisinin kapsamına giren işlemler ile sigorta acente ve prodüktörlerinin sigorta muamelelerine ilişkin işlemlerinin katma değer vergisinden müstesna olduğu hükmüne yer verilmiştir. Yukarıda yer alan düzenlemelerin birlikte değerlendirilmesinden anlaşılacağı üzere; ivaz karşılığı ödünç para verme işini devamlı ve mutat meslek halinde yapanların, 6802 sayılı Kanun’un uygulanması bakımından banker sayılması gerekmektedir. Dairemizin süregelen içtihadına göre ise, aynı takvim yılı içinde birden fazla kişiye ya da birden fazla olmak üzere bir kişiye veya birbirini izleyen yıllarda bir ya da birden çok kişiye ödünç para verilmesi halleri, ikraz işiyle devamlı ve mutad meslek halinde uğraşıldığını göstermektedir. Bu bakımdan; ivaz karşılığı borç para verme işiyle devamlı ve mutad meslek halinde uğraşanların bu işten elde ettikleri kazancın, katma değer vergisine değil; banka ve sigorta muameleleri vergisine konu edilmesi, açıklanan hukuki durumun gereğidir. Olayda; davacı şirketin, çeşitli bankalardan kendi adına aldığı kredileri ortağı olduğu bir başka şirkete kullandırdığı; başka anlatımla, bu şirkete aynı koşul ve vade ile borç olarak verdiği; kredilere ait faiz, komisyon ve kur farklarını, borç verdiği şirketten kendi adına tahsil ederek, borçlu olduğu bankalara ödediği; bu işlemlerin de, vergilendirme döneminde, birden çok kez yinelendiği tartışmasızdır. Açıklanan şekilde sürdürülen işlemler, yukarıda tanımlanan anlamda, borç verme işiyle devamlı ve mutat meslek halinde uğraşılması olduğundan; davacı şirketin, bu işlemler dolayısıyla 6802 sayılı Kanun’un uygulanması bakımından banker sayılması ve krediyi kullanan şirketten faiz, komisyon ve kur farkları adı altında tahsil edilen meblağın bu Kanuna göre vergilendirilmesi zorunludur. Bu itibarla, banka ve sigorta muameleleri vergisine konu olan anılan işlemlerin katma değer vergisine tabi tutulması, 3069 sayılı Kanun’un 17. maddesinin 4. fıkrasının yukarıda açıklanan (e) bendi uyarınca olanaklı bulunmadığından; dava konusu işlemin iptaline ilişkin Vergi Mahkemesi kararının onanması yolundaki Dairemiz kararının düzeltilmesini gerektirecek nitelikte değildir. Bu nedenle, yerinde olmayan isteğin reddine oybirliği ile karar verildi.
 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı