Danıştay Yedinci Daire
Aralarında yakın akrabalık veya iş ilişkisi bulunmayan kimseler arasında karşılıksız borç para alınıp verilmesi söz konusu olamaz. Bir takvim yılında birkaç kişiye veya bir kişiye birden çok yıllarda borç para verilmesi ikrazatçılık sayılır. Davanın Özeti: Uyuşmazlık konusu dosyanın incelenmesinden, vergi inceleme raporu ile, davacının 1995 yılında birden fazla kişiye faiz karşılığı borç verdiğinin ve faiz geliri elde ettiğinin borç verdiği kişilerin ifadelerine dayanılarak tespiti üzerine, uyuşmazlık konusu BSMV tarhiyatı yapılarak ağır kusur cezası kesildiği: vergi matrahının tespitinde, davacıdan borç para alıp ifadelerine başvurulanların ifadelerinde belirtildiği faiz tutarının; ifadelerine başvurulamayan kişiler yönünden ise, borç senetlerinin düzenlendiği tarih ile vade tarihleri arasında geçen süre için, TC Ziraat Bankasınca kısa vadeli ticari kredilere uygulanan faiz oranları esas alınarak iç yüzde yöntemi ile hesaplanan faiz tutarının dikkate alındığı; öte yandan, davacıdan borç para alan kişilerce, davacıya, düzenleme ve vade tarihi ile tutarı yazılmadan imzalanarak verildiği iddia edilen senetlerin önemli bir kısmının vadelerinin üzerinden uzun bir süre geçtikten sonra icra takibine konulduğu; tarhiyatın iptali istemiyle açılan davada, mahkemece, davanın, ifadelerine başvurulan kişilerce ödendiği bildirilen faiz tutarına isabet eden matrah üzerinden hesaplanan vergi ve vergi cezasına ilişkin kısmının reddedildiği; ifadesine başvurulamayan (...) tarafından alınan borç para karşılığında faiz ödendiğinin adı geçen kişinin beyan ve ifadesini içeren bir tutanakla saptanamadığı gerekçesiyle, tarhiyatın söz konusu matrah esas alınarak yapılan kısmının ise iptal edildiği anlaşılmıştır. Karar: Davacı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, dayandığı gerekçeler karşısında, mahkeme kararının davanın kısmen reddine ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasını sağlayacak nitelikte değildir. Vergi Dairesi Müdürlüğü'nün temyiz istemine gelince; 6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu'nun 28. maddesinin 3. fıkrasında; 2279 sayılı Kanuna göre ikraz işleriyle uğraşanlarla, ikinci fıkrada belirtilen muamele ve hizmetlerden herhangi birini devamlı olarak yapanların, bu kanunun uygulanmasında banker sayılacakları hükme bağlanmıştır. Günün ekonomik şartları göz önünde tutulduğunda, aralarında yakın akrabalık veya iş münasebeti bulunmayan kimseler arasında karşılırksız borç para alınıp verilemeyeceği ve bir takvim yılında birkaç kişiye veya bir kişiye birden çok yıllarda borç para verilmesinin ikrazatçılık sayılacağı ve elde edilen faizin BSMV'ne tabi tutulması gerekeceği hususu, Dairemizin süregelen içtihatlarındandır. Vergi inceleme raporunun tetkikinden; davacı adına icra takibine konulan ve ticari bir ilişkiden kaynaklandığı yolunda herhangi bir iddia ve belge bulunmayan, öte yandan, üzerinde borçlu olarak görünen kişinin ifadesine başvurulamayan senede ait faiz gelirinin, TC Ziraat Bankası tarafından kısa vadeli ticari kredilere uygulanan faiz oranları ile senedin düzenlenme ve vade tarihi arasında geçen süre esas alınarak, iç yüzde yöntemi ile hesaplanarak vergi matrahına dahil edildiği anlaşılmakla, mahkemece, tarhiyatın buna ilişkin kısmının, kararın istemin özeti bölümünde yalı gerekçeyle iptalinde isabet görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin reddine, mahkeme kararının redde ilişkin hüküm fıkrasının onanmasına, hüküm altına alınan tutar üzerinden binde 7.2 oranında ve 6.610.000 (Altımilyonaltıyüzonbin) liradan az olmamak üzere hesaplanacak nispi karar harcından, mahkemece hesaplanan harç tutarı düşüldükten sonra kalan harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına; vergi dairesinin temyiz isteminin ise kabulüne, mahkeme kararının iptale ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasına, bozma kararı üzerine mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına oybirliği ile karar verildi.