Dairesi
Defter ve belgeler idarece de mücbir sebep olarak kabul edilen, yangın dolayısıyla ibraz edilememiş ise de; bu durum, yalnızca, yanan yasal defterlerin ibrazını olanaksız kılabilecek nitelikte bulunduğundan, basiretli davranmak zorunda olan vergi mükellefinin indirimde kullandığı belgelerinin örnekl
Karar No
2001/3521
Esas No
2000/6105
Karar Tarihi
19-11-2001
Danıştay Yedinci Daire

Defter ve belgeler idarece de mücbir sebep olarak kabul edilen, yangın dolayısıyla ibraz edilememiş ise de; bu durum, yalnızca, yanan yasal defterlerin ibrazını olanaksız kılabilecek nitelikte bulunduğundan, basiretli davranmak zorunda olan vergi mükellefinin indirimde kullandığı belgelerinin örneklerini, düzenleyen firma ve kişilerden temin ederek, ibrazına engel değildir. Mahkemece, biçimsel kurallara uygun ve gerçek mahiyette olup olmadıklarının saptanması amacıyla davacı tarafından dava aşamasında sunulan mal alışlarına ilişkin fatura ve benzeri belgelerin üzerinde davalı vergi dairesine inceleme yapılmasına olanak sağlanması ve bu incelemenin sonuçlanmasından sonra uyuşmazlığın çözüme kavuşturulması gerekmektedir. İstemin Özeti: Gıda maddeleri ticaretiyle iştigal eden davacı şirketin iş yerinde 19.10.1997 tarihinde çıkan yangın sonucunda 1996 yılına ait tüm defter ve belgelerin yanması nedeniyle idareye ibraz edilememesi üzerine, bu yıla ait katma değer vergisi indirimlerinin kabul edilemeyeceğinden bahisle katma değer vergisi beyannamelerinin yeniden düzenlenmesi sonucunda vergi inceleme raporuna dayanılarak Kasım 1996 dönemi için katma değer vergisi tarhiyatı yapılmasına ilişkin işlemi; olayda, mücbir sebep bulunduğundan, davalı idarece 1996 yılında ödenerek indirim konusu yapılan katma değer vergilerinin miktar ve mahiyeti yönünden davacı şirketin mal satın aldığı firmalar nezdinde inceleme yapılarak ödenen ve ödenmesi gereken vergilerin doğruluğu tespit edilmeksizin, hesaplanan katma değer vergisinin aynen kabul edilip, indirilen vergilerin iadesi yoluna gidilmesinin hakkaniyete uygun düşmeyeceği, bu itibarla, yeterli bir inceleme, araştırma ve somut bir tespite dayanmayan inceleme raporuna dayalı olarak yapılan tarhiyatta yasal isabet bulunmadığı gerekçesiyle iptal eden (...) Vergi Mahkemesi kararının; tarhiyatın hukuka uygun olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir. Karar: Temyiz başvurusu, gıda maddeleri ticareti ile iştigal eden davacı şirketin iş yerinde çıkan yangın sonucunda 1996 yılına ait tüm defter ve belgelerin yanması ve mücbir sebep nedeniyle idareye ibraz edilememesi üzerine, bu yıla ait katma değer vergisi indirimlerinin kabul edilemeyeceğinden bahisle, katma değer vergisi beyannamelerinin yeniden düzenlenerek vergi inceleme raporuna dayalı katma değer vergisi tarhiyatı yapılmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davanın; davacı şirketin mal satın aldığı firmalar nezdinde inceleme yapılarak ödenen ve ödenmesi gereken vergilerin doğruluğu tespit edilmeksizin hesaplanan katma değer vergilerinin aynen kabul edilip, indirilen vergilerin reddi yoluna gidilerek katma değer vergisi tarhiyatı yapılmasında hakkaniyete uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptal eden mahkeme kararının bozulması istemine ilişkindir. Türk Vergi Sistemi, vergiyi doğuran olayın belgelendirilmesi ve bu belgenin de belli süreler içerisinde Yasa’da öngörülen defterlere kaydedilmesi esasına dayalıdır. Belge ve kayıt düzeni adı verilen bu esasın amacı; mükelleflerin ve mükelleflerle hukuki ilişkide bulunan üçüncü kişilerin vergi ile ilgili muamelelerinin, mükelleflerin servet, sermaye ve hesap durumları ile faaliyet ve hesap neticelerinin belli edilmesinin, denetlenmesinin, incelenmesinin ve tespitinin sağlanmasıdır. 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 54. maddesi ile 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun belge ve kayıt düzeni ile ilgili maddelerinde bu amacın sağlanmasını olanaklı kılacak düzenlemelere yer verilmiştir. Sözü edilen yasa maddelerinde öngörülen usul ve esaslara uygun olarak düzenlenen belge ve bu belgelere dayanılarak yapılan kayıtlar, vergi hukukunda ’ilk görünüş yada doğruluk karinesi’ adı verilen bir hukuksal önkabulden yararlanırlar. Ancak, Vergi Usul Kanunu’nun 3. maddesinin ’ispat’ başlıklı (b) fıkrasına göre, usulüne uygun olarak düzenlenen belge ve kayıtlarla tevsik edilen hukuki muamelelerin vergilendirmeye esas alınabilmesi için, bu biçimsel uygunluk yeterli değildir. Ayrıca; belge ve kayıtlarla tespit edilen hukuki muamelenin gerçek durumu yansıtıyor olması da gereklidir. Bu bakımdan; biçimsel olarak kanuna ve kanunun vermiş olduğu yetkiye dayanılarak yürürlüğe konulan idari düzenlemelere uygun olan belge ve kayıtların vergilendirilmeye esas alınabilmesi için, ilgili oldukları muamelelerin gerçek mahiyetinin ortaya çıkarılmasına ihtiyaç vardır. Bunu yapma külfeti de, yukarıda sözü edilen (b) fıkrasında öngörülen ilkelere göre, vergi idaresine aittir. Vergi idaresinin kendi dışında oluşan vergiyi doğuran olayın gerçek mahiyetini ortaya çıkarabilmesi ise, düzenlenme ve kayıt zorunluluğu getirilmesinde güdülen amacı yukarıda açıklanan, belge ve defterlerin istenildiğinde vergi idaresinin denetim ve incelemesine sunulması ve gerektiğinde, şekline ve usulüne uygun belgelerle tevsik edilen hukuki muamelelerin karşı tarafı nezdinde inceleme ve araştırma yapılması ile olanaklıdır. Bu amaçla, Vergi Usul Kanunu’nun 256. maddesinde mükelleflerle, vergiyi doğuran olayla ilişkisi olan, gerçek ve tüzel kişilere muhafaza ettikleri her türlü defter, vesika ve karneleri muhafaza süresi içinde yetkili makam ve memurların istemeleri üzerine ibraz zorunluluğu getirilmiş; aynı Kanun’un 134 ve devamındaki maddelerde de, vergi idaresine mükellef ve mükellefle hukuki ilişkide bulunan kişi ve kuruluşlar nezdinde vergi incelemesi yapma yetkisi tanınmıştır. İlk aşamada biçimsel doğruluk karinesinden yararlanan belgelerin vergiyi doğuran olayın gerçek mahiyetiyle uygunluğunun, ancak bu yetki kullanılarak ortaya çıkarılması durumunda, bu belgelerin yapılacak veya daha önce yapılan vergilemeye esas alınması olanaklıdır. Bütün bu açıklamalardan; usulüne uygun olarak düzenlenen belge ve kayıtların vergilemeye esas alınabilmesi veya yapılan vergilendirme işleminin doğruluğuna kanıt olabilmesi için, ibrazın vergi idaresine veya karşıt incelemeye yetkili elemanına yapılmış olması gerektiği sonucu çıkarılmaktadır. Esasen; ibraz zorunluluğunu ve karşıt inceleme yetkisini öngören Vergi Usul Kanunu’nun, vergi idaresinin görev ve yetkileri ile vergilendirmede izlemek zorunda olduğu yöntemleri düzenleyen bir idari usul yasası olması da, bunun göstergesidir. Olayda, her ne kadar istenilen defter ve belgeler idarece de mücbir sebep olarak kabul edilen, yangın dolayısıyla ibraz edilememiş ise de; bu durum, yalnızca, yanan yasal defterlerin ibrazını olanaksız kılabilecek nitelikte bulunduğundan, basiretli davranmak zorunda olan vergi mükellefinin indirimde kullandığı belgelerinin örneklerini, düzenleyen firma ve kişilerden temin ederek, ibrazına engel değildir. Nitekim; davada da davacı tarafından, sözkonusu belgelerin bazıları ilgili kişi ve kuruluşlardan temin edilerek, dosyaya ibraz olunmuştur. Ancak; bu belgelerin, idarece incelenmelerine olanak tanınmadan, karara esas alınması da, yukarıda yapılan açıklamalara uygun bulunmamaktadır. Bu yüzden; davada, mahkemece, biçimsel kurallara uygun ve gerçek mahiyette olup olmadıklarının saptanması amacıyla davacı tarafından dava aşamasında sunulan mal alışlarına ilişkin fatura ve benzeri belgelerin üzerinde davalı vergi dairesine inceleme yapılmasına olanak sağlanması ve bu incelemenin sonuçlanmasından sonra uyuşmazlığın çözüme kavuşturulması gerekmektedir. Dava hakkında bu yapılmadan hüküm tesisinde isabet görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüne ve mahkeme kararının bozulmasına, oybirliğiyle karar verildi.
 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı