Danıştay Yedinci Daire
Belge vermeme ve almama eylemleri, ilişkili, ancak birbirinden bağımsızdır. Birinin cezalandırılmaması veya cezalandırılmasına olanak bulunmaması, diğerinin cezalandırılmasına engel değildir. İstemin Özeti: Davacı Şirketin 1997 yılında (...), (...), (...) Nakliyat Limited Şirketi, (...) Turizm ve Nakliyat Limited Şirketi, (...) İnşaat Malzemeleri ve Gıda Petrol Limited Şirketi ile (...)'den aldığı faturaların sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı olduğundan bahisle, kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istemiyle açılan davayı; Vergi Usul Kanunu'nun 353. maddesinin 1. fıkrasına göre özel usulsüzlük cezası kesilebilmesi için, bentte sayılmış olan belgelerin verilmediğinin, alınmadığının veya düzenlenen bu belgelerde gerçek meblağdan farklı meblağlara yer verildiğinin tespitinin zorunlu olduğu; olayda ise bu tür somut bir tespit bulunmadığından, kesilen özel usulsüzlük cezasında isabet görülmediği gerekçesiyle kabul ederek, özel usulsüzlük cezasını kaldıran (...) Vergi Mahkemesi kararının; davacı şirket adına kesilen özel usulsüzlük cezasının yerinde olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir. Karar: Temyiz başvurusu; inceleme raporunda dayanılarak, 1997 yılı için davacı şirket adına kesilen özel usulsüzlük cezasına karşı açılan davayı kabul ederek özel usulsüzlük cezasını kaldıran mahkeme kararının bozulması istemine ilişkindir. Vergi Usul Kanunu'nun 353. maddesinin 1 numaralı bendinin olay tarihinde yürürlükte bulunan şekilde; verilmesi ve alınması icap eden fatura, gider pusulası, müstahsil makbuzu ile serbest meslek makbuzlarının verilmemesi, alınmaması veya düzenlenen bu belgelerde gerçek meblağdan farklı meblağlara yer verilmesi halinde, bu belgeleri düzenlemek ve almak zorunda olanların her birine, her bir belge için 5.180.000 liradan aşağı olmamak üzere bu belgelere yazılması gereken meblağın veya meblağ farkının % 10'u nispetinde özel usulsüzlük cezası kesileceği hükme bağlanmıştır. Vergi Mahkemesi kararı, belge verilmediği ve alınmadığı belirlenmeden, belgeleri vermeyenlerle almayanlar saptanmadan, suçun tüm unsurları tam olmayacağından, özel usulsüzlük cezası kesilmesinin Ceza Hukuku ilkelerine aykırı olacağı gerekçesine dayalı bulunmaktadır. Olayda, davacı şirketin emtia alımlarını belgelendirdiği faturaların içeriği itibariyle yanıltıcı olduğu; başka deyişle, gerçekte emtia satışı yapmadan komisyon karşılığı fatura düzenleyen kişilerce düzenlenip davacı şirkete verildiği hususu, Danıştay Yedinci Dairesi'nin 01.11.2001 tarih ve 2000/3356, 3357, 3358 sayılı kararlarıyla onanan (...) Vergi Mahkemesi kararlarıyla sabittir. Buna göre, Davacı şirketin emtia aldığı kişi ya da firmalardan fatura almadığı açık bulunmaktadır. Olayda, açık olmayan, yani bilinmeyen, sadece satıcı veya satıcıların kimlikleridir. Karar, bu bilinmeyeni eylemin unsurları olarak kabul etmektedir. Oysa, belge vermeme ve almama eylemleri, ilişkili, ancak birbirinden bağımsızdır. Birinin cezalandırılmaması veya cezalandırılmasına olanak bulunmaması, diğerinin cezalandırılmasına engel değildir. O halde, satıcının kimliğine, belge düzenlememe eyleminin unsuru olarak bakılması olanaksızdır. Bu bakımdan; davacı şirket adına kesilen özel usulsüzlük cezasında Yasaya aykırılık bulunmadığından, ceza kesme işlemini iptal eden mahkeme kararında yasal isabet görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüne, mahkeme kararının bozulmasına, oybirliğiyle karar verildi.