Danıştay Dokuzuncu Daire
Belediyenin müzayede mahallinde yapılan gayrimenkul satışlarında mülkiyet tapu sicilinde tescil ile alıcıya geçtiğinden katma değer vergisinin ihalenin yapıldığı tarihte doğması söz konusu değildir. İstemin Özeti: Davacı Belediye Başkanlığı adına 1996/Ocak Kasım, 1997/Eylül Kasım, 1998/Mayıs dönemleri için re'sen salınan katma değer vergisi ile kesilen ağır kusur cezasının kaldırılması istemiyle açılan davayı; dosyanın incelenmesinden, davacı Belediyenin katma değer vergisine tabi olmayan faaliyetlere ilişkin harcamalar nedeniyle ödenen katma değer vergilerini indirim konusu yaptığı ve müzayede mahallinde yapılan satışlarla ilgili katma değer vergisi matrahını, paranın tahsil edildiği dönemde katma değer vergisi beyanına dahil ettiğinin tespiti üzerine düzenlenen inceleme raporu ile davacı Belediyenin ihaleli ve ihalesiz satışlara ait katma değer vergisi matrahları bütünleştirilerek katma değer vergisi beyanlarının yeniden oluşturulduğu ve bu işlem sonucu bulunan katma değer vergilerinin ağır kusur cezalı olarak salındığının anlaşıldığı, Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 30/a maddesinde; vergiye tabi olmayan veya vergiden istisna edilmiş bulunan malların teslimi veya hizmet ifası ile ilgili alış vesikalarında gösterilen veya bu mal ve hizmetlerin maliyetleri içinde yer alan katma değer vergisi tutarlarının mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden indirilemeyeceğinin aynı Kanun'un 1/3d maddesinde de, müzayede mahallerinde yapılan satışların katma değer vergisine tabi olduğunun belirtildiği, bu Yasa hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden, Belediyenin kamu hizmeti niteliğindeki hizmetlerinin, devletin bütçe gelirlerinden karşılandığı ve bu hizmetlerden genellikle ücret alınmadığından katma değer vergisine tabi olmayan bu hizmetlere ait belgelerde yer alan katma değer vergilerinin de mevcut hükümler uyarınca indiriminin kabul edilemeyeceği, davacı Belediyenin ticari, sınai, zirai ve mesleki nitelikteki faaliyetleri dışındaki kamu hizmeti niteliğindeki işlemleri için yüklendiği katma değer vergilerinin indirim konusu yapılmasının, bu işlemlerin vergiye tabi olmaması nedeniyle mümkün olmadığı sonucuna varıldığı, dolayısıyla davacı kurum vekilince dava dilekçesine ekli olarak sunulan faturaların kamu hizmeti niteliğindeki işlemleri kapsadığı anlaşıldığından bu faturalarda yer alan katma değer vergilerinin indiriminin kabul edilemeyeceği, davacı Belediyenin taşınmaz satışlarının ticari bir uğraşıdan ziyade kamu hizmetlerinin ifası için yapıldığı yönündeki iddiasında; davacı Belediye yetkilileri nezdinde tutulan tutanak ile Belediyenin 1993 yılından beri müzayedeli satış yaptığı ve bu nedenle katma değer vergisi beyanında bulunduğu sabit olduğundan isabet görülmediği, ayrıca Belediye yetkilisi, ihaleli satışların Belediyeye ait encümen salonunda yapıldığını, ihale ile satılan kıymetlerin elde edilmesi için katma değer vergisi ödenmediğini, ihale için yapılan masrafların personel gideri ve gazete ilan giderlerinden oluştuğunu, bu giderlerin de doğrudan alıcı tarafından üstlenildiğini açıkça ifade ettiğinden ve taşınmaz satışlarının da yıllar itibarıyla devamlı oldukları hususu, inceleme raporu ile tespit edildiğinden 15 nolu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği'nin 1. bölümünde de açıklandığı üzere davacı Belediyenin gerçekleştirdiği gayrimenkul satışlarında katma değer vergisi açısından vergiyi doğuran olay, satışın yapıldığı tarihte meydana gelmiş olduğundan, inceleme elemanı tarafından müzayede mahallindeki satışların onay tarihleri esas alınmak suretiyle katma değer vergisi tablosuna intikali yerinde bulunduğundan salınan katma değer vergisinin yasal olduğu, matrah farkı davacı Belediyenin defter ve belgeleri üzerinden ve harici bir karineye dayanmadan tespit edildiğinden kesilen ağır kusur cezasının kusur cezasına çevrilmesinin icap ettiği gerekçesiyle kısmen kabul ederek katma değer vergisini değişiklikle onayan, ağır kusur cezasını ise kusur cezasına çeviren (…) Vergi Mahkemesinin kararının; Belediye Başkanlığı tarafından; gayrimenkul satışlarının Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 1/3g maddesine girmediği, gayrimenkullerin müzayede yolu ile satışlarında mülkiyetin tapu siciline kayıtla alıcıya intikal ettiği, gayrimenkul satışlarının süreklilik arzetmediği, Belediyelerinin çeşitli mal ve hizmet alımlarında ödediği katma değer vergilerini indirim konusu yapmasında isabetsizlik bulunmadığı, Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından; salınan verginin ve kesilen ağır kusur cezasının aynen onanması icap ettiği ileri sürülerek bozulması istenilmektedir. Karar: 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 1. maddesinin 1. fıkrasında, Türkiye'de yapılan sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisine tabi olduğu hükme bağlanmış, Türk Medeni Kanunu'nun 633. maddesinde de, gayrimenkul mülkiyetini iktisap için tapu siciline kaydın şart olduğu belirtilmiştir. Öte yandan Borçlar Kanunu'nun 231. maddesinde müzayede ile menkul bir mal alan kimsenin onun mülkiyetini ihale anında iktisap edeceği, müzayedede alınan gayrimenkulün mülkiyetinin ancak tapu siciline kaydedilmekle alıcıya intikal edeceği hükmü getirilmiştir. Olayda, davacı Belediyenin 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu uyarınca gerçekleştirdiği müzayedeli gayrimenkul satışlarının katma değer vergisine tabi olduğu ve vergiyi doğuran olayın, satışın (ihalenin) yapıldığı tarihte meydana geldiği kabul edilerek ve ihale onay tarihleri esas alınarak bu satışlar nedeniyle beyan edilmesi gereken katma değer vergisinin hesaplandığı ve dava konusu cezalı tarhiyatın yapıldığı anlaşılmıştır. Yukarıda belirtilen Kanun hükümlerine göre katma değer vergisini doğuran olay olan gayrimenkul teslimi, yani gayrimenkulün mülkiyetinin alıcıya geçmesi, satılan gayrimenkulün tapu sicilinde tescil edilmesi ile gerçekleşmekte ve katma değer vergisi de bu tarihte doğmaktadır. Vergi Dairesi Müdürlüğü'nün satılan gayrimenkullerin hangi tarihte alıcılar adına tapu siciline kaydedildiği yolunda net bir tespiti bulunmadığından ihale tarihi esas alınarak verginin geç ödenmesi nedeniyle yapılan cezalı tarhiyatın bu kısmında isabet görülmemiştir. Vergi Mahkemesi kararının; davacı Belediyenin çeşitli mal ve hizmet alımlarında ödediği katma değer vergilerinin indirim konusu yapılması nedeniyle yapılan cezalı tarhiyata ilişkin hüküm fıkrası, dayandığı hukuki gerekçelerle Dairemizce de yerinde bulunduğundan, davacı Belediyenin bu kısma ilişkin temyiz isteminde isabet görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle Vergi Dairesi Müdürlüğü'nün temyiz isteminin reddine yükümlü temyiz isteminin kısmen reddine, kısmen kabulüne, (…) Vergi Mahkemesinin kararının katma değer vergisi indirimlerinin reddine ilişkin kısmının onanmasına, müzayede mahallinde yapılan satışlar nedeniyle yapılan cezalı tarhiyata ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasına, oybirliği ile karar verildi.