|
Dairesi
Emsal bedeli belirlenirken ortalama fiyat ve maliyet bedeli esası uygulanmadan doğrudan takdir esasının uygulandığı ancak, dairelerin maliyetinin davacının defter ve belgelerinden tespit edildiğinin de sabit olduğu, vergi kanunlarında maliyet bedeline yeniden değerleme oranı uygulanacağına ilişkin,
|
|
Karar No
2001/2553
|
|
Esas No
2000/230
|
|
Karar Tarihi
26-06-2001
|
|
|
Danıştay Üçüncü Daire
Emsal bedeli belirlenirken ortalama fiyat ve maliyet bedeli esası uygulanmadan doğrudan takdir esasının uygulandığı ancak, dairelerin maliyetinin davacının defter ve belgelerinden tespit edildiğinin de sabit olduğu, vergi kanunlarında maliyet bedeline yeniden değerleme oranı uygulanacağına ilişkin, defter kayıtlarındaki maliyet bedeli ile dairelerin faturalardaki satış bedelleri karşılaştırılarak bir değerlendirme yapılması gerekirken bu yola gidilmeden olayla ilgisi bulunmayan emlak komisyoncusu ifadeleri ve nitelikleri ile konumu farklı dairelerin emsal alınmasında ve takdir komisyonunca somut veriler ortaya konulmadan emsal bedel tespitinde kanuna uygunluk görülmemiştir. İstemin Özeti : Arsa payı karşılığı inşaat taahhüdünde bulunan davacı kurumun, inşasına 1993 yılında başlayarak tamamladığı site inşaatının bir blokunda kendisine kalan beş bağımsız bölümü satan ancak, gerçek satış fiyatının altında kalan değerler üzerinden fatura düzenleyerek kazancını noksan beyan ettiği saptanan davacı kurum adına 1997 yılı için re’sen salınan ağır kusur cezalı geçici vergiye karşı açılan davada; defter ve belgelerin ihticaca salih olmadığından bahsedebilmek için usulsüzlük, noksanlık ve karışıklığa ilişkin sebeplerin açıkça ortaya konulması gerektiği, olayda bu yönde yapılmış bir tespit bulunmadığından re’sen tarh sebebinin oluşmadığı, öte yandan inceleme elemanınca emsal bedeli belirlenirken ortalama fiyat ve maliyet bedeli esası uygulanmadan doğrudan takdir esasının uygulandığı ancak, dairelerin maliyetinin davacının defter ve belgelerinden tespit edildiğinin de sabit olduğu, vergi kanunlarında maliyet bedeline yeniden değerleme oranı uygulanacağına ilişkin bir hüküm bulunmadığı, bu nedenle defter kayıtlarındaki maliyet bedeli ile dairelerin faturalardaki satış bedelleri karşılaştırılarak bir değerlendirme yapılması gerekirken bu yola gidilmeden olayla ilgisi bulunmayan emlak komisyoncusu ifadeleri ve nitelikleri ile konumu farklı dairelerin emsal alınmasında ve takdir komisyonunca somut veriler ortaya konulmadan emsal bedel tespitinde kanuna uygunluk görülmediği gerekçesiyle tarhiyatı kaldıran (...) Vergi Mahkemesi kararının; tarhiyatın inceleme raporunda yer alan tespitlere dayandığı ileri sürülerek bozulması istenmiştir. Karar: Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanan Vergi Mahkemesi kararı, aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de uygun görülmüş olup, temyiz istemine ilişkin dilekçede ileri sürülen iddialar, sözü geçen kararın bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına, oy çokluğuyla karar verildi . KARŞI OY: Gerçek tahsilatı yansıtması koşuluyla fatura nizamına ilişkin Vergi Usul Kanunu hükümlerine uygun düzenlenmiş hasılat faturaları kanıt oluşturur. Bu niteliklerden herhangi birini taşımayan faturaların gerçek tahsilatı yansıttığının yükümlüler tarafından kanıtlanması gerekir. Diğer yönden, ekonomik, teknik ve ticari gereklere uygun düşmeyen durumların da bunlara dayananlarca kanıtlanması, Vergi Usul Kanunu’nun 3. maddesi gereğidir. Davacı kurumun, birini paydaşına olmak üzere sattığı altı bağımsız bölümün satış değerini düşük gösterdiği, inceleme raporu, fatura tutarları ve ekonomik gerekçelerden açıkça anlaşılmaktadır. Bu durumda vergi mahkemesince, tarh matrahının miktarı yönünden gerekirse bilirkişi incelemesi yaptırılarak karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile tarhiyatın kaldırılması hukuka uygun düşmemiştir. Kararın bu nedenle bozulması gerektiği görüşüyle, temyiz isteminin reddi yolundaki karara katılmıyorum.
|
|