T.C.
DANIŞTAY
VERGİ DAVA DAİRELERİ GENEL KURULU
o KARIN SERMAYEYE İLAVESİ (Ortaklar Açısından Kar Dağıtımı Sayılamayacağı)
o KAR DAĞITIMI SAYILMAMA (Kar'ın Sermayeye Eklenmesi -Ortaklar Açısından Kar Dağıtımı Sayılamayacağı)
Özet : 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 94. maddesinin fıkrasının 6/b-i bendinde açıkça karın sermayeye sayılmayacağı belirtilmiştir.
İstemin Özeti: 6.2.2000 tarih ve 23956 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 231 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği'nin üçüncü paragrafında yer alan; karın sermayeye ilave edilmesinin kar dağıtımı sayılmayacağına ilişkin olarak Gelir Vergisi Kanunu'nun vergi tevkifatını düzenleyen 94. maddesinde yer alan hükmün, bu madde uyarınca yapılacak tevkifat açısından belirleme yaptığı, dolayısıyla gerçek kişi ortak tarafından, karın sermayeye ilavesi suretiyle elde edilen kar paylarının menkul sermaye iradı olarak Gelir Vergisi Kanunu'nun 85 ve 86. madde hükümleri çerçevesinde beyan edilmesi gerektiği yolundaki düzenlemenin iptali istemiyle dava açılmıştır.
Danıştay 4. Dairesi Kararı'yla; Tebliğin dava konusu edilen bölümünün davacının hukukunu doğrudan etkileyen hükümler getirmesi nedeniyle idari davaya konu edilebileceği, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 75. maddesinde menkul sermaye iradının tanımının yapıldığı, kaynağına bakılmaksızın menkul sermaye iradı sayılan kazançların belirlendiği, aynı Kanun'un 94. maddesinin 6. fıkrasının 4369 sayılı Kanun'la değişen b-i bendinde, kurumlar vergisinden istisna kazançlara isabet eden kısım düşüldükten sonra, 75. maddenin 2. fıkrasının 1, 2 ve 3 numaralı bentlerinde yazılı kar paylarından vergi tevkifatı yapılacağının öngörüldüğü, karın sermayeye ilavesinin kar dağıtımı sayılmayacağının belirtildiği, 1.1.1999 tarihinde yürürlüğe giren bu değişiklikle, kurumlardan elde edilen kar paylarından stopaj yapılmasının karın dağıtılmasına bağlandığı, kurumların karlarını sermayeye eklemek suretiyle kar dağıtımı gerçekleştirdiklerinden bahisle, bu yolla kar payı elde edilen ortaklar nezdinde yapılacak vergileme konusunda açıklama yapıldığı ifade edilerek Maliye Bakanlığı'nca 231 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği'nin yayımlandığı, bu Tebliğ'in 2. paragrafında, 4369 sayılı Kanun'la değişik Gelir Vergisi Kanunu'nun 94. maddesinin 1. fıkrasının 6/b-i numaralı bendinde yer alan hükümle, kurumların kurumlar vergisinden istisna edilmemiş kazançları üzerinden yapılacak tevkifatın kazancın dağıtımına bağlandığı, karın sermayeye ilavesinin kar dağıtımı sayılmayacağı belirtilerek, sermayeye eklenen karlar üzerinden tevkifat yapılmamasının öngörüldüğü, dava konusu edilen 3. paragrafta da, Gelir Vergisi Kanunu'nun vergi tevkifatını düzenleyen 94. maddesinde yer alan hükmün sözü edilen madde uyarınca yapılacak tevkifat açısından bir belirleme yapmakta olduğu, dolayısıyla gerçek kişi ortaklar tarafından, karın sermayeye ilavesi suretiyle elde edilen kar paylarının menkul sermaye iradı olarak Gelir Vergisi Kanunu'nun 85 ve 86. madde hükümleri çerçevesinde beyan edilmesi gerektiğinin ifade edildiği, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 94. maddesinin 1. fıkrasının 6/b-i bendinde açıkça karın sermayeye ilavesinin kar dağıtımı sayılmayacağı ifade edildiğine göre ortaklar açısından da elde edilmiş bir kar payı mevcut olmadığı, nitekim, anılan Kanun'un 75. maddesine ilişkin gerekçede, 1.01.1999 tarihinde yapılan değişiklik ile yeni bir sistem getirildiği, tam mükellef kurumların dağıtılabilir kazançları üzerinden yapılacak Gelir Vergisi tevkifatı uygulamasının esas olarak karın dağıtılması işlemine bağlandığı, diğer bir anlatımla Gelir Vergisi tevkifatının karın ortaklara dağıtıldığı aşamaya kadar ertelendiğinin açıklandığı, ayrıca 94. maddede yapılan değişikliğe ilişkin Maliye Bakanı'nın açıklamalarında ise, şirketlerin mali bünyelerini kuvvetlendirmek amacıyla karlarını dağıtmayarak şirket sermayesine ilave etmeleri ve kaynak olarak kullanmalarını teşvik etmek için böyle bir düzenlemeye başvurulduğu, karın sermayeye eklenmesi halinde şirket dışına herhangi bir kaynak çıkmadığı, şirket dışına bir transfer yapılmadığı ve ortaklar tarafından bir kaynak elde edilmediği, dolayısıyla ortakların özel ödeme güçlerinde bir değişiklik olmadığının da ifade edildiği, bu durumda, karın sermayeye ilavesi halinde, gerçek kişi ortakların menkul sermaye iradı elde ettiğinden ve bu geliri beyan etmesi gerektiğinden söz edilemeyeceği, oysa 231 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile, karın sermayeye ilavesi suretiyle elde edilen kar paylarının menkul sermaye iradı olarak beyan edilmesi gerektiği belirtilmek suretiyle kanun hükmüne aykırı bir düzenleme yapıldığı, bu düzenlemenin, idarenin uygulamaya ilişkin genel ve objektif kuralları kanuna aykırı olmamak şartıyla kendisine tanınan yetki sınırları içinde kullanılması gerektiği biçiminde açıklanan ilkenin ihlali sonucunu doğurduğu, dolayısıyla, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 94. maddesinin 6/b-i bendindeki düzenlemeye aykırı olarak ve kendisine tanınana yetkinin açılması suretiyle düzenlenen 231 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği'nin dava konusu edilen bölümünün kanuna aykırı bulunduğu gerekçesiyle dava konusu Tebliğin karın sermayeye ilavesi suretiyle elde edilen kar paylarının menkul sermaye iradı olarak beyanı gerektiği yolundaki hükümlerini iptal etmiştir.
Karar, Maliye Bakanlığı tarafından temyiz edilmiş ve Gelir Vergisi Kanunu'nun 94. maddesinin stopaj açısından düzenleme getirdiği, menkul sermaye iradının aynı Yasa'nın 75. maddesinde düzenlendiği ve Kanun'un istisnaları düzenleyen kuralları arasında, karın sermayeye ilavesiyle elde edilen kar paylarının vergiden istisna edildiğine ilişkin bir düzenleme bulunmadığı ileri sürülerek Kararın bozulmasını istemiştir.
Karar: Dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçesi Kararın özet bölümünde yazılı Danıştay 4. Dairesi Kararı, aynı hukuksal nedenler ve gerekçe ile Kurulumuzca da uygun bulunmuş ve temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, kararın bozulmasını gerektirecek durumda görülmemiştir.
Bu nedenlerle temyiz isteminin reddine, oy çokluğu ile karar verildi.