Danıştay Dördüncü Daire

Üstlenilen taahhüt işi ile ilgili ana sözleşmede, sözleşmede belirtilen süre içinde verilen her iş için müstakilen süre, her türlü ceza ve ödenek dilimlerinin ilgili esaslara göre tespit edilerek ana sözleşmeye eklenecek ek protokol ve şartnamelerin karşılıklı imzalanacağının belirtilmesi nedeniyle düzenlenen protokollerin bağımsız birer iş sözleşmesi niteliğini taşımayacağı, yüklenilen inşaat ve onarım işinin bitiş süresinin ana sözleşme ile tespitli olması nedeniyle yapılan işin yıllara yaygın inşaat işi olduğu bu nedenle geçici vergi yükümlülüğü bulunmayan davacı şirket adına yapılan tahakkuk işleminde isabet bulunmamaktadır. İstemin Özeti: 1999/13 dönemi için ihtirazi kayıtla verilen beyannameye göre tahakkuk eden ve ödenen geçici verginin ret ve iadesi istemiyle dava açılmıştır. (...) Vergi Mahkemesi; 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 2361 sayılı Kanun'un 30. maddesiyle değişik 42. maddesine göre birden fazla takvim yılına sirayet eden inşaat ve onarma işlerinde kâr ve zararın işin bittiği yıl kati olarak tespit edileceği ve tamamının o yılın geliri sayılarak, mezkur yıl beyannamesinde gösterileceği, 44. maddesine göre; inşaat ve onarma işlerinde geçici ve kesin kabul usulüne tabi olan hallerde geçici kabulün yapıldığını gösteren tutanağın düzenlendiği tarihin, diğer hallerde işin fiilen tamamlandığı veya fiilen bırakıldığı tarihin bitim tarihi olarak kabul edileceği, aynı Kanun'un 94. maddesinde ise, 42. madde kapsamına giren işler dolayısıyla bu işleri yapanlara ödenen istihkak bedellerinden gelir vergisi kesintisi yapılacağının belirtildiği, dosyanın incelenmesinden, davacının Türk Telekom A.Ş. ile imzaladığı 10.06.1996 tarihli taahhüt sözleşmesi ile 10.06.199610.06.1999 tarihleri arasında yapılmak üzere telefon şebekesi, proje, künk ve briket imali, yer altı güzergahı kablo tesisi vb. gibi işlerin yapımı işini üstlendiği, 1997 Mayıs ayına kadar Türk Telekom A.Ş. tarafından, inşaat işi yıllara yaygın tek bir iş kabul edilerek davacıya yapılan ödemelerden gelir vergisi kesintisi yapıldığı, bu tarihten sonra kısım kısım bitirilen işlerin yıllara yaygın iş olmadığı gerekçesiyle hakedişlerden gelir vergisi kesintisi yapılmadığı, davalı idarece de bu tarihten sonra yapılan işler yıllara yaygın işler olarak kabul edilmeyip, ana sözleşmeye ek olarak yapılan protokollerle bölümler halinde taahhüt edilen her işin ayrı değerlendirilmesi gerektiği belirtilip, ihtirazi kayıtla verilen beyanname üzerinden geçici vergi tahakkuku yapıldığı, mahkemelerince verilen ara kararı ile istenen ana sözleşme ve dosyadaki belgelerin incelenmesinden, ana sözleşmede, keşif bedeli, tenzilat miktarı, toplam ihale bedeli ile işin süresi gibi hususların belirlendiği, ana sözleşmenin 4/a maddesinde sözleşmede belirtilen süre içinde verilen her iş için müstakilen süre, her türlü ceza ve ödenek dilimlerinin ilgili esaslara göre tespit edilerek ana sözleşmeye eklenecek ek protokol ve şartnamelerin karşılıklı imzalanacağının belirtilmesi nedeniyle düzenlenen protokollerin bağımsız birer iş sözleşmesi niteliğini taşımayacağı, davacı şirket tarafından yüklenilen inşaat ve onarım işinin bitiş süresinin ana sözleşme ile tespitli olması nedeniyle yapılan işin yıllara yaygın inşaat işi olduğu sonucuna varıldığından geçici vergi yükümlülüğü bulunmayan davacı şirket adına yapılan tahakkuk işleminde isabet görülmediği gerekçesiyle tahakkuk eden vergilerin kaldırılmasına ve iadesine karar vermiştir. Davalı idare, yapılan tahakkuk işleminin yasal olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir. Karar: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, bozulması istenilen kararın dayandığı gerekçeler karşısında, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak durumda görülmemiştir. Bu nedenle temyiz isteminin reddine oybirliğiyle karar verildi.