Danıştay Dördüncü Daire
Ortaklara ve iştiraklere faizsiz olarak kullandırılan kredilerin örtülü kazanç dağıtımı olarak kabul edilmesi gerekir. İstemin Özeti : 1996 yılı işlemleri incelenen davacı adına, yapımının tamamlandığı ancak tamamını 1996 yılında satmadığı daire ve dükkanların tümünün maliyetini bu yılın hasılatından indirmesi nedeniyle ikmalen, ortaklarına ve iştirakine önemli tutarda nakit kullandırdığı halde faiz tahakkuk ettirmeyip veya başkaca bir menfaat elde etmeyerek yani örtülü kazanç dağıtımında bulunarak dönem kazancını eksik beyan ettiği belirtilip re'sen kurumlar vergisi salınmış, fon payı hesaplanıp, ağır kusur ve özel usulsüzlük cezaları kesilmiştir. Vergi Mahkemesi kararıyla; davacı şirketin 1996 yılı işlemlerinin incelenmesi sonucu düzenlenen inceleme raporuna istinaden ikmalen yapılan tarhiyatın konusunu oluşturan olayda, yıllar itibariyle satılan daire ve dükkanlara ait maliyetlerin tamamının uyuşmazlık yılı kazancından indirildiği, ancak dönemsellik ilkesi gereği her dönem kârının maliyet ve hasılat olarak ayrı ayrı hesaplanması gerektiği halde satılmayan daire ve dükkanlara ait maliyetin tamamının uyuşmazlık konusu yılın kazancından indirilmesi yerinde olmadığından, ikmalen yapılan kurumlar vergisi tarhiyatında yasaya aykırılık görülmediği, 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 15. maddesinin 3. bendinde sermaye şirketlerince dağıtılan örtülü kazançların kurum kazancının tespitinde indirim olarak kabul edilemeyeceğinin, 17. maddesinde ise, şirketin kendi ortakları, ortaklarının ilgili bulunduğu gerçek ve tüzel kişiler, idaresi, murakabesi veya sermayesi bakımlarından vasıtalı vasıtasız olarak bağlı bulunduğu veya nüfuzu altında bulundurduğu gerçek ve tüzel kişiler ile olan münasebetlerinde emsaline göre göze çarpacak derecede yüksek veya düşük fiyat veya bedeller üzerinden yahut bedelsiz olarak alım, satım, imalat, inşaat muamelelerinde ve hizmet ilişkisinde bulunulması durumunda kazancın tamamen veya kısmen örtülü olarak dağıtılmış sayılacağının belirtildiği, dosyanın incelenmesinden, davacı şirketin ortaklarına ve iştirakine cari hesap vasıtasıyla önemli tutarda nakit verdiği ve karşılığında lehine faiz tahakkuk ettirmemek suretiyle örtülü kazanç dağıttığı belirtilip, davacının cari hesabındaki iştirakinden ve ortaklarından alacaklar hesabının adatlandırılması sonucu bulunan borçlu adat bakiyelerine Merkez Bankası'nın uyuşmazlık yılında kısa vadeli krediler için uyguladığı en düşük faiz oranı uygulanmak suretiyle hesaplanan faiz gelirinin örtülü kazanç dağıtımı nedeniyle beyan edilmediğinden bahisle davacı adına re'sen kurumlar vergisi salındığı, ara kararı ile vergi dairesinden ve davacıdan istenen belgelerin incelenmesinden, davacı şirketin iştiraki olarak belirtilen şirketin, davacı şirketin ortağı olan şahsa ait tek kişilik şahıs işletmesi olduğu, davacı şirketin bu şahıs işletmesinde bir iştirakinin olmadığı sonuç olarak davacı şirketin ortaklarına ve ortağa ait şahıs işletmesine borç para verdiği ve borca karşılık faiz hesaplamamak suretiyle borç alan kişi ve işletmeye doğrudan menfaat sağladığı dolayısıyla örtülü kazanç dağıtımında bulunduğu sonucuna varıldığından inceleme raporunda bulunan matrah farkı üzerinden salınan kurumlar vergisi ve fon payının yasal olduğu, sözkonusu matrah farkları davacının defter ve belgeleri üzerinden tespit edildiğinden olaya kusur cezası uygulanması gerektiği, olayda, fatura düzenlenmesini gerektiren nitelikte bir işlem olmadığı gibi, sözkonusu borç alıp vermelerin dekontla gerçekleştirildiği ve bu dekontların muhasebe kayıtlarında kullanılması mümkün bulunduğundan faiz geliri için fatura düzenlenmediğinden bahisle kesilen özel usulsüzlük cezasında isabet görülmediği gerekçesiyle ikmalen ve re'sen tarhedilen kurumlar vergisi ve fon payına yönelik davanın reddine, ağır kusur cezasının kusur cezasına çevrilmesine, özel usulsüzlük cezasının kaldırılmasına karar vermiştir. Vergi Dairesi Müdürlüğü, bulunan matrah farkının yasada belirtilen sınırları aşması nedeniyle olaya ağır kusur cezası uygulanmasının ve davacının verdiği borçlar nedeniyle tahakkuk ettirmesi gereken faizler için fatura düzenlenmediğinden bahisle kesilen özel usulsüzlük cezasında isabet görülmediği gerekçesiyle ikmalen ve re'sen tarhedilen kurumlar vergisi ve fon payına yönelik davanın reddine, ağır kusur cezasının kusur cezasına çevrilmesine, özel usulsüzlük cezasının kaldırılmasına karar vermiştir. Vergi Dairesi Müdürlüğü, bulunan matrah farkının yasada belirtilen sınırları aşması nedeniyle olaya ağır kusur cezası uygulanmasının ve davacının verdiği borçlar nedeniyle tahakkuk ettirmesi gereken faizler için fatura düzenlenmemesi nedeniyle kesilen özel usulsüzlük cezasının yasal olduğunu, davacı, olayda, sözü geçen tüm şirketlerin aynı şahsa ait olduğunu, bir tarafın gelirinin diğer tarafın gideri olacağını, ortada vergi kaybı bulunmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedirler. Karar : Taraflarca temyiz dilekçelerinde ileri sürülen iddialar, bozulması istenilen kararın dayandığı gerekçeler karşısında, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak durumda görülmemiştir. Bu nedenle, taraflar, temyiz isteminin reddine, oybirliğiyle karar verildi.