Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu
Günün ekonomik koşullarına göre aralarında yakın akrabalık ve iş ilişkisi bulunmayanlara karşılıksız borç para verilmesi düşünülmeyeceğinden ikrazatçılık faaliyeti nedeniyle elde edilen faiz gelirinin beyan edilmediğinden bahisle yapılan tarhiyatta yasaya aykırılık bulunmadığı. İstemin Özeti: İkrazatçılık yaptığı halde elde ettiği faiz gelirini beyan etmediğinden bahisle davacı adına 1992 yılı için resen kaçakçılık cezalı gelir vergisi salınmıştır. Tarhiyata karşı açılan davayı inceleyen (...) Vergi Mahkemesi; ifadesine başvurulan iki kişinin davacıdan ihtilaflı yılın değişik günlerinde toplam 127.000.000 lira faiz karşılığı borç para aldıklarını ve 282.350.000 lira elden 263.000.000 lira icra kanalıyla, 17.000.000 lira da çek ile olmak üzere toplam 562.350.000 lira ödediklerini beyan ettikleri, davacının devlet memuru olması nedeniyle senetlerde alacaklı olarak farklı kişilerin adını kullandığı ve bunlardan birine 25.000.000 lira ödediği hususlarının vergi inceleme raporu ile tespit edildiği, günün ekonomik koşullarına göre aralarında yakın akrabalık bağı ve iş ilişkisi bulunmayanlara karşılıksız borç para verilmesi düşünülemeyeceğinden yapılan cezalı tarhiyatta yasaya aykırılık görülmediği gerekçesiyle davayı reddetmiştir. Karara karşı yaptığı temyiz istemi reddedilen yükümlünün karar düzeltme istemini kabul eden Danıştay Üçüncü Dairesi; davacının bir kısmında borçlu bir kısmında borçlu kefili olarak adının geçtiği senetlerin, davacının faiz karşılığı borç para verdiği yolundaki iddiayı kanıtlar nitelikte bir delil olarak kabul edilemeyeceği dosyada bulunan bazı icra müdürlüklerine ait yazılar ile başka kişilerle ilgili ödeme belgelerinin de davacının ikrazatçılık faaliyetinde bulunduğunu kanıtlar nitelikte olmadığı ve yapılan tarhiyatta hukuka uygunluk görülmediği gerekçesiyle mahkeme kararını bozmuştur. Bozma kararına uymayan (...) Vergi Mahkemesi ilk kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe ile kararında ısrar etmiştir. Israr kararı yükümlü tarafından temyiz edilmiş ve tarhiyatın sadece ifadelere dayanılarak yapıldığı, ifadelerin ise gerçeğe aykırı olduğu, yapılan tarhiyatta yasaya uygunluk bulunmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenmiştir. Karar: İkrazatçılık faaliyetinden elde ettiği geliri beyan dışı bıraktığından bahisle davacı adına 1992 yılı için re'sen salınan kaçakçılık cezalı gelir vergisine karşı açılan davanın reddi yolundaki vergi mahkemesi ısrar kararı yükümlü tarafından temyiz edilmiştir. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 1. maddesinde, gerçek kişilerin gelirlerinin gelir vergisine tabi olduğu, gelirin; bir gerçek kişinin bir takvim yılı içinde elde ettiği kazanç ve iratların safi tutarı olduğu hükme bağlanmış 2. maddesinde, ticari kazanç; gelire giren ve maddede sayılan kazanç ve iratlar arasında sayılmıştır. Danıştay'ın yerleşik içtihatları ile yakın akrabalık bağı veya iş ilişkisi bulunmayan kişiler arasında önemli miktarlardaki paraların günün ekonomik koşullarında karşılıksız olarak alınıp verilemeyeceği kabul edilmiş, bir yılda birden çok kişiye veya aynı kişiye birden çok yılda borç para verilmesi ikrazatçılık olarak kabul edilmiş, borç verme işlemlerinde faizin peşin alındığı, alacağın senet veya ipotek tesisi suretiyle güvenceye bağlanmasının da faiz alındığına delil teşkil edeceği belirtilmiştir. İkrazatçılık faaliyetinden elde edilen ve ticari kazanç olan faizin gelir vergisine tabi olması yukarıda açıklanan hükümler gereğidir. Dosyada bir örneği bulunan tarhiyatın dayanağı vergi inceleme raporu ve eklerini oluşturan borçlu ifadeleri ve icra müdürlüğü yazısından, yükümlünün uyuşmazlık döneminde birden çok kişiye çek ve senet karşılığı borç para verdiği, sözü edilen belgelerin faiz miktarını da içerecek şekilde düzenlendiği anlaşılmaktadır. Aralarında yakın akrabalık bağı veya iş ilişkisi bulunmayanlara karşılıksız borç para verilmesi düşünülemeyeceğinden ve davacının ikrazatçılık faaliyetinde bulunduğu sonucuna varıldığından davanın reddi yolundaki kararda hukuka aykırılık görülmemiştir. Bu nedenle, temyiz isteminin reddine, oyçokluğuyla karar verildi (*). (*) KARŞI OY: Israr kararının, Danıştay Üçüncü Dairesince verilen bozma kararında yer alan hukuksal neden ve gerekçe uyarınca bozulması gerektiği görüşüyle karar katılmıyoruz.