Dairesi
Bir yılda birden fazla kişiye faiz karşılığı borç para vererek ikrazatçılık faaliyetini mutat meslek haline getiren yükümlüye banker sıfatıyla BSMV mükellefiyetinin tesis edilmesi yerinde olmasına karşın, aylık %65 oranında hesaplanan faiz gelirinin günün ekonomik koşulları dikkate alınarak yeniden
Karar No
2000/3235
Esas No
1999/3238
Karar Tarihi
14-11-2000

Danıştay Yedinci Daire

Bir yılda birden fazla kişiye faiz karşılığı borç para vererek ikrazatçılık faaliyetini mutat meslek haline getiren yükümlüye banker sıfatıyla BSMV mükellefiyetinin tesis edilmesi yerinde olmasına karşın, aylık %65 oranında hesaplanan faiz gelirinin günün ekonomik koşulları dikkate alınarak yeniden ele alınması gerekmektedir. İstemin Özeti: İkrazatçılık yaptığından bahisle davacı adına banka ve sigorta muameleleri vergisi salınması ve ağır kusur cezası kesilmesi yolunda tesis edilen işlemin iptali istemiyle açılan davayı; tarhiyatın dayanağı olan vergi inceleme raporunun incelenmesinden, davacının ikrazatçılık yaptığı ihbarının alınması üzerine, borç alan kişilerin ifadelerine başvurulduğunun, bu şahıslardan, (...)'nün 1995 yılında 25.000.000 lira borç alarak, karşılığından faiziyle birlikte 40.000.000 lira ödendiğini; (...)'nın 14.000.000 lira borç aldığını, 60.000.000 lira ödediğini; (...)'nin 150.000.000 lira borç alıp, 950.000.000 lira ödediğini ifade ettiğinin anlaşıldığı; Danıştay'ın yerleşik içtihatlarına göre, bir kimsenin bir yılda birden fazla veya birden fazla yılda aynı kişiye borç vermesinin ikrazatçılık sayıldığı, bu durumda davacının uyuşmazlık konu dönemde 872.000.000 lira faiz geliri elde ettiğinin belirlendiğinden, cezalı tarhiyatın bu matrah üzerinden hesaplanması gerektiği gerekçesiyle bu kısma ilişkin olarak davayı reddeden, dava konu cezalı tarhiyatın 872.000.000 lira matrahtan fazlasına ilişkin kısmını terkin eden (...) Vergi Mahkemesi kararının; Vergi Dairesi Müdürlüğü'nce; vergi inceleme raporuna dayanılarak yapılan cezalı tarhiyatın aynen onanması gerektiği; davacı tarafından ise, borç senetlerinin (...) adına düzenlendiği, tarhiyatın o kişi adına yapılması gerektiği, ayrıca faiz hesaplama yönteminin farklı ve oranların çok yüksek olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir. Karar: Temyiz Başvuruları; inceleme raporu ile Ocak, Mart ve Nisan/1995 aylarında birden fazla kişiye faiz karşılığı borç verdiği ve faiz geliri elde ettiği hususları borç verdiği kişilerin açık ifadelerine dayanarak tespit edilen davacı adına salınan banka ve sigorta muameleleri vergisi ile kesilen ağır kusur cezasına karşı açılan davanın, 872.000.000 lira matraha ilişkin kısmını reddeden, dava konusu tarhiyatın bundan fazlasına ilişkin kısmını terkin eden mahkeme kararının taraflarca bozulması istemine ilişkindir. Vergi Dairesi Müdürlüğü'nce, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, mahkeme kararının kısmen kabulüne ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmamıştır. Davacının temyiz istemine gelince; 6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu'nun 28. maddesinin 3. fıkrasında; 2279 sayılı Kanun'a göre ikraz işleriyle uğraşanlarla, 2. fıkrada belirtilen muamele ve hizmetlerden herhangi birini devamlı olarak yapanların, bu Kanun'un uygulanmasında banker sayılacakları hükme bağlanmıştır. Günün ekonomik şartları göz önünde tutulduğunda, aralarında yakın akrabalık veya iş münasebeti bulunmayan kimseler arasında karşılıksız borç para alınıp verilemeyeceği ve bir takvim yılında birkaç kişiye veya bir kişiye birden çok yıllarda borç para verilmesinin ikrazatçılık sayılacağı ve elde edilen faizin banka ve sigorta muameleleri vergisine tabi tutulması gerekeceği hususu, Dairemizin süregelen içtihatlarındandır. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 2365 sayılı Kanun'la değişik 3. maddesinin B bendinde, 'Vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esastır. Vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esastır. Vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti yemin hariç her türlü delille ispatlanabilir. Şu kadar ki, vergiyi doğuran olayla ilgili tabii ve açık bulunmayan şahit ifadesi ispatlama vasıtası olarak kullanılamaz.' hükmüne yer verilmiştir. Olayda da davacının, 1995 yılında birden fazla kişiye faiz karşılığı borç verdiği ve faiz geliri elde ettiği hususu, borç verdiği kişilerin açık ifadelerine dayalı olarak tespit edildiğinden; ikrazatçılık faaliyetini mutat meslek haline getirdiği ve bu faaliyetini vergi dairesinin bilgisi dışında bırakarak kasten vergi ziyaına neden olduğu açıktır. Ancak, vergi inceleme elemanınca, borç alan (...), (...) ve (...)'ün ifadesine göre, davacının aylık ortalama % 65 oranında faizle borç verdiği kabul edilmek suretiyle banka ve sigorta muameleleri vergisi matrahı bulunmuş ise de; tarhiyat döneminin ekonomik koşulları göz önüne alındığında, bu kadar yüksek faiz oranı uygulanması ve faiz geliri elde edilmesi mümkün değildir. Bu nedenle, matrahın, 1995 yılında uygulanan serbest piyasadaki aylık cari faiz oranları, (...) Ticaret Odasından araştırılarak, davacının borç verdiği para, tahsil ettiği para ve borcun vadesi göz önüne alınarak tespiti gerekmektedir. Açıklanan nedenle, davalı Vergi Dairesi Müdürlüğü'nün temyiz isteminin reddine; davacının temyiz isteminin ise kabulüne; mahkeme kararının yukarıda hukuka aykırılığı açıklanan hüküm fıkrasının bozulmasına; bozma kararı üzerine mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, oybirliği ile karar verildi.

 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı