Dairesi
KDVK Geçici Md110
Karar No
2000/2749
Esas No
2000/1339
Karar Tarihi
13-06-2000
Danıştay Onbirinci Daire

KDVK Geçici Md110 Aynı gruba dahil sermaye şirketlerinin kendi aralarında yaptıkları iştirakler veya gayrimenkul satışında gerçek anlamda bir kaynak sağlanması, dolayısıyla finansman sıkıntısının giderilmesi söz konusu olamayacağından, bu şekilde gerçekleşen satışlar bakımından istisna hükmünün uygulanmasının mümkün olmadığından, söz konusu işlemin KDV’ye tabi olduğu. İstemin Özeti: Yükümlü şirketin aktifine kayıtlı iki adet gayrimenkul satışı nedeniyle, 5422 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun Geçici 23/a maddesinde yer alan istisna hükmünden haksız olarak yararlandığının saptandığı ileri sürülerek, aynı işlemin katma değer vergisinden de müstesna olamayacağından bahisle adına 1996 yılının Aralık dönemi için salınan ağır kusur cezalı katma değer vergisini kaldıran Vergi Mahkemesi kararını; 3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun Geçici 10. maddesinde, tam mükellefiyete tabi kurumların 5422 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun Geçici 23. maddesi kapsamındaki teslimlerinin katma değer vergisinden müstesna olduğunun hükme bağlandığı, Kurumlar Vergisi Kanunu’na 4108 Sayılı Kanun’un 32. maddesiyle eklenen Geçici 23. maddesinde de, tam mükellefiyete tabi kurumların iştirak hisselerinin veya gayrimenkullerinin satışından doğan kazançlarının, satışın yapıldığı yılda kurum sermayesine ilave edilen kısmının kurumlar vergisinden istisna edildiği kuralına yer verildiği, 4108 Sayılı Kanun’un genel gerekçesinde, sermaye şirketlerinin sermaye yapılarının güçlendirilmesi ve bu şirketlerin finansman sıkıntılarının giderilebilmesini sağlamak amacıyla, aktiflerinde yer alan gayrimenkul ve iştirak hisselerinin satışından doğan kazançların vergilendirilmemesinin öngörüldüğünün belirtildiği, madde gerekçesinde ise tam mükellef kurumların bağlı değerlerinin ekonomik faaliyetlerinde daha etkin bir şekilde kullanılmasına imkan sağlamak amacıyla söz konusu düzenlemenin yapılmak istenildiğinin ifade edildiği, sözü edilen gerekçeden de anlaşılacağı üzere istisnanın; tam mükellef kurumların aktiflerinde bulunan taşınmaz ve iştirak hissesi gibi atıl kalmış bağlı değerlerin enflasyonist ortamda kazandıkları değerin işletmeye kazandırılmasına imkan sağlamak, böylece kurumların iştirak hisseleriyle gayrimenkullerinin satışı suretiyle sağlanan kaynakların, ticari faaliyetlerinde kullanılması ve dolayısıyla faaliyetlerinin, borçlanma yoluna gidilmeden özkaynaklarla devam ettirebilmesi ve mali yapılarının güçlendirilmesi amacıyla öngörüldüğü, bu itibarla aynı gruba dahil sermaye şirketlerinin kendi aralarında yaptıkları iştirakler veya gayrimenkul satışında gerçek anlamda bir kaynak sağlanması, dolayısıyla finansman sıkıntısının giderilmesi söz konusu olamayacağından, bu şekilde gerçekleşen satışlar bakımından istisna hükmünün uygulanmasının mümkün olmadığı, olayda da, gerek yükümlü şirketin gerekse yükümlü şirketten gayrimenkulleri satın alan (...) Sağlık Hizmetleri A.Ş ile (...) Turizm ve Ticaret A.Ş’nin sermayesinin tamamına yakın kısmının (...) Holding A.Ş’ye ait olduğu, böylece aynı grup içinde yer aldıklarının anlaşıldığı, bu durumda anılan düzenlemeyle, aralarında yakın sermaye ilişkisi bulunan şirketlerin, aktiflerinde yer alan gayrimenkulleri birbirlerine satmak suretiyle elde ettikleri kazancın vergi dışı tutulmasına cevaz verildiği kabul edilemeyeceğinden, yükümlü şirketin gayrimenkul satışından elde ettiği kazancın vergiden müstesna olduğunun kabulüyle cezalı tarhiyatı kaldıran mahkeme kararında yasal isabet bulunmadığı gerekçesiyle bozan Danıştay Onbirinci Dairesinin kararının; yükümlü şirket vekili tarafından, Yasa’da grup içi satışların istisna kapsamında olmadığına ilişkin hüküm bulunmadığı, aynı gruba bağlı şirketlerin birbirleriyle olan ekonomik ilişkilerinin grup dışı şirketlerle olan ilişkilerinden farkı bulunmadığı ileri sürülerek düzeltilmesi istenilmektedir. Karar: Dava Daireleri ile İdari veya Vergi Dava Daireleri Genel Kurulları Kararları’nın düzeltme yolu ile yeniden incelenebilmeleri 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 54. maddesinde yazılı nedenlerden birinin bulunması ile mümkün olup, karar düzeltme dilekçesinde öne sürülen nedenler bunlardan hiçbirine uymadığından düzeltme isteminin reddine oyçokluğu ile karar verildi AZLIK OYU(X) 3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun Geçici 10. maddesinde, tam mükellefiyete tabi kurumların 5422 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun Geçici 23. maddesi kapsamındaki teslimlerinin katma değer vergisinden müstesna olduğu hükme bağlanmış, Kurumlar Vergisi Kanunu’na 4108 Sayılı Kanun’un 32. maddesiyle eklenen Geçici 23. maddesinde de, tam mükellefiyete tabi kurumların iştirak hisselerinin veya gayrimenkullerinin satışından doğan kazançlarının, satışın yapıldığı yılda kurum sermayesine ilave edilen kısmının kurumlar vergisinden istisna edildiği kuralına yer verilmiştir. Buna göre Kurumlar Vergisi Kanunu’nun Geçici 23. maddesi uyarınca istisna kapsamında olan bir işlemin aynı zamanda Katma Değer Vergisi Kanunu’nca da istisna kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu durumda yükümlü şirket hakkında yapılan kurumlar vergisi tarhiyatını kaldıran mahkeme kararının Danıştay 4. Dairesinin 29.05.2000 gün ve E. 1999/4334, K. 2000/2386 Sayılı Kararı’yla onanması karşısında, kurumlar vergisi istisnası kapsamında kabul edilen aynı holding çatısı altındaki iki şirket arasındaki satışın katma değer vergisinden de müstesna tutulması gerektiğinden, kararın düzeltilmesi isteminin kabulü ile mahkeme kararının onanması gerektiği oyu ile karara karşıyım. AZLIK OYU(X X): Düzeltilmesi istenilen Daire kararındaki karşı oyda belirtilen nedenlerle, karar düzeltme isteminin kabulü ile mahkeme kararının onanması gerektiği oyu ile karara karşıyım.
 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı