Dairesi
Borçlu şahsın ifadesi dışında hiçbir delil olmadan verilen borç para karşılığı faiz alındığından bahisle tarhiyat yapılamayacağı.
Karar No
2000/1817
Esas No
1999/4246
Karar Tarihi
27-04-2000

Danıştay Dördüncü Daire

Borçlu şahsın ifadesi dışında hiçbir delil olmadan verilen borç para karşılığı faiz alındığından bahisle tarhiyat yapılamayacağı. İstemin Özeti : 1995 yılında birden fazla kişiye verdiği borç para karşılığında elde ettiği faiz gelirini beyan etmediği ileri sürülen davacı adına inceleme raporuyla belirlenen matrah üzerinden re'sen gelir vergisi salınmış, fon payı hesaplanmış, ağır kusur cezası kesilmiştir. Vergi Mahkemesi kararıyla; oto komisyonculuğundan dolayı davacının 1995 yılında (...) adlı şahsa iki kez borç para verdiği yien aynı yılda (...) Kollektif Şirketi ortaklarına borç verdiği hususlarının adı geçenlerin imzalı ifadelerini içeren rapor eki tutanaklardan anlaşıldığı her ne kadar davacı adı geçen şahısların faiz ödemedikleri yolunda beyanlarını içeren yazıları ibraz ederek faiz almadığını iddia etmekte ise de bu tür belgeler 'tanzimi her zaman kabil' belgelerden olduğundan itibar edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Davacı, yapılan tarhiyatın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir. Karar :Uyuşmazlık, yapılan bir ihbar üzerine davacının faiz karşılığı borç para verdiği ve bu faaliyetinden elde ettiği geliri beyan etmediği öne sürülerek re'sen salınan gelir vergisi, hesaplanan fon payı ve kesilen ağır kusur cezasına ilişkindir. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 19. maddesinde, vergiyi doğuran olay 'vergi alacağı vergi kanunlarının vergiyi bağladıkları olayın vukuu ve hukuki durumun tekemmülü ile doğar' biçiminde tanımlanmıştır. Aynı Kanun'un 3/B maddesinde ise, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu hükmüne yer verilmiştir. Türk Vergi Hukuku, maddi ve somut delillere dayalı, böylece vergi adaletini sağlamayı amaçlayan kuralları içermektedir. Bu nedenle vergilemeye ilişkin kurallar, varsayım veya kanaate dayalı, vergi adaletini tesis yönünden gerçeğe aykırı tespitlere dayanan vergileme yapılmasını önlemeye yönelik olarak düzenlenmiştir. Olayda, 1995 yılında borç verilip faiz alındığına dair borçlu şahsın ihbarı dışında herhangi bir şekilde somut bir tespit bulunmadığı gibi, bir meblağın borç olarak ve diğer bir nedenle verilmiş olması faiz tahsil edidiğinin kanıtı olamayacağından, aksi yönde verilen mahkeme kararında isabet görülmemiştir. Bu nedenle, Vergi Mahkemesinin kararının bozulmasına oybirliğiyle karar verildi.

 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı