Danıştay Onbirinci Daire

Kaçakçılık cezalı tarhiyatın uzlaşma kapsamında olup olmadığı hk. İstemin Özeti: Yükümlü 1996 yılına ait defter ve belgelerinin incelenmesi sonucu hakkında sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenlediği yolunda tespitler bulunan (...)'a ait faturaları kullanmak suretiyle haksız katma değer vergisi indiriminde bulunduğu ileri sürülerek düzenlenen inceleme raporu uyarınca yükümlü adına re'sen kaçakçılık cezalı katma değer vergisi tarhedilmiştir. (...) Vergi Mahkemesi kararıyla; dosyada bulunan inceleme raporu ve eki belgelerin incelenmesinden, sözkonusu faturaların gerçeği yansıtmadığı, içeriği itibariyle yanıltıcı olduğu yolunda yeterli tespit bulunmadığı gerekçesiyle cezalı tarhiyat kaldırılmıştır. Vergi Dairesi Müdürlüğünce, cezalı tarhiyatta yasal isabetsizlik bulunmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir. Karar: 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 7. maddesinde, vergi mahkemelerinde dava açma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde 30 gün olduğu, 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu'nun ek 7. maddesinde, müddeti içinde uzlaşma talebinde bulunan mükellef ve ceza muhatabının uzlaşma talep ettiği vergi veya ceza için, ancak uzlaşma vaki olmadığı takdirde uzlaşma tutanağının tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde dava açma yoluna gidilebileceği, aynı Kanun'un uyuşmazlığın ait olduğu dönemde yürürlükte bulunan ek 5. maddesinde, uzlaşma komisyonlarının uzlaşma müzakeresine başlamadan önce, talebin 4. ek maddeye uygun şekilde ve müddeti içinde yapılıp yapılmadığını ve uzlaşmanın komisyon yetkisi içinde bulunup bulunmadığının inceleneceği, talebin usulüne uygun şekilde yapılmadığını veya uzlaşmanın yetkisi dışında bulunduğunu tespit ederse, esasa geçmeden talebi reddedeceği belirtilmiş, ek 1. maddesinde ise, kaçakçılık suçu cezası kesilen tarhiyata ilişkin vergi ve cezanın uzlaşma konusu yapılamayacağı hükme bağlanmıştır. Dosyanın incelenmesinden, dava konusu kaçakçılık cezalı katma değer vergisine ilişkin ihbarnamenin yükümlüye 14.01.1998 gününde tebliğ edildiği, cezalı tarhiyatların uzlaşma konusu yapılamayacağı gerekçesiyle 17.02.1998 gününde uzlaşma talebinin reddedilmesi üzerine de yükümlü tarafından 02.03.1998 gününde dava açıldığı anlaşılmaktadır. Yukarıda anılan uyuşmazlığın ait olduğu dönemde yürürlükte bulunan 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu'nun Ek 1. maddesi uyarınca, kaçakçılık cezalı tarhiyat için yasal olarak yükümlünün uzlaşma talep etme hakkı bulunmadığından, salt bu yola usulüne uygun olarak başvurulmuş olması, anılan ek 7. madde hükmüne göre 15 günlük ek sürede yükümlüye dava açma hakkı vermeyeceği gibi, dava dilekçesinde ileri sürüldüğü üzere, ihbarname üzerinde uzlaşma merciinin adının belirtilmiş olması da yükümlünün yasal olarak uzlaşma başvurusunda bulunabileceği anlamına gelmez. Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüne; (...) Vergi Mahkemesinin kararının yukarıda açıklanan husus gözönüne alınmak suretiyle yeniden bir karar verilmek üzere bozulmasına oybirliği ile karar verildi.