Dairesi
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 369 ve 413. maddelerinden bahisle, davacı bankanın dilekçesine cevaben ve Türkiye Bankalar Birliği Genel Sekreterliğine gönderilen Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğü'nün yazıları ile, yurtdışında düzenlenen ve Türkiye'ye gönderilmeyen kağıtların damga vergisin
Karar No
2000/1570
Esas No
1999/3363
Karar Tarihi
16-05-2000

Danıştay Yedinci Daire Tari

213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 369 ve 413. maddelerinden bahisle, davacı bankanın dilekçesine cevaben ve Türkiye Bankalar Birliği Genel Sekreterliğine gönderilen Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğü'nün yazıları ile, yurtdışında düzenlenen ve Türkiye'ye gönderilmeyen kağıtların damga vergisine tabi tutulması mümkün olmadığı gibi, yurtdışında muhabir banka tarafından düzenlenen ve yurtdışındaki Türk banka şubesine gönderilen ve burada muhafaza edilen kontrgarantinin damga vergisine tabi tutulmayacağı belirtilerek davacı banka yanıltılmış olduğundan, kesilen cezada kanuna uyarlık görülmediği gerekçesiyle damga vergisi yönünden davanın reddi; ceza yönünden ise dava konusu işlemin iptali. İstemin Özeti: Davacı banka adına damga vergisi salınması ve ağır kusur cezası kesilmesi yolunda tesis edilen işlemin iptali istemiyle açılan davada; 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu'nun 1, 2, 3 ve 4. maddelerinden bahisle, dosyanın incelenmesinden, Türkiye Elektrik Üretim İletim Anonim Şirketi (TEAŞ) tarafından açılan uluslararası ihalelere katılmak isteyen veya katılıp da ihaleyi kazanan yurtdışında yerleşik firmalar lehine yurtdışında yerleşik bir bankanın kontrgarantisine istinaden ve ihaleyi açan kuruluşa (TEAŞ) hitaben, şubece teminat mektupları verildiği, ancak, sözkonusu teminat mektuplarının damga vergisi yükümlülüklerinin yerine getirilmesine rağmen, bu mektupların verilmesine dayanak teşkil eden kontrgarantilerin vergiye tabi tutulmaması sebebiyle vergi kaybına neden olunduğunun vergi inceleme raporunda belirtilmesi üzerine damga vergisi salındığı ve ceza kesildiğinin anlaşıldığı; olayda, kontrgarantilerin yurda getirilmemekle birlikte, davacı bankanın Bahreyn ve Düesseldorf şubelerine verildiğinin ihtilafsız olduğu, sözkonusu şubelerin kontrgarantiye istinaden teminat mektubu düzenlenmesi talimatı göndermeleri üzerine Başkent Şubesince ihaleye katılacak yabancı firmalara kontrgarantiye dayalı olarak teminat mektubu düzenlendiğine göre talimatın asıl kağıt yerini alacak niteliği haiz olduğu, iki banka arasında vergiyi doğuran olay olan garanti sözleşmesine vücut verdiği ve bundan da davacı bankanın yararlandığı sabit olduğundan, salınan damga vergisinde isabetsizlik görülmediği; öte yandan, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 369 ve 413. maddelerinden bahisle, davacı bankanın dilekçesine cevaben ve Türkiye Bankalar Birliği Genel Sekreterliğine gönderilen Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğü'nün yazıları ile, yurtdışında düzenlenen ve Türkiye'ye gönderilmeyen kağıtların damga vergisine tabi tutulması mümkün olmadığı gibi, yurtdışında muhabir banka tarafından düzenlenen ve yurtdışındaki Türk banka şubesine gönderilen ve burada muhafaza edilen kontrgarantinin damga vergisine tabi tutulmayacağı belirtilerek davacı banka yanıltılmış olduğundan, kesilen cezada kanuna uyarlık görülmediği gerekçesiyle damga vergisi yönünden davanın reddine; ceza yönünden ise dava konusu işlemin iptaline karar veren Vergi Mahkemesi kararının; davacı banka tarafından kontrgarantinin Türkiye'ye gelmediği ve bu sebeple de hükmünden yararlanıldığı, kontrgarantinin garanti sözleşmesi değil, tek taraflı irade beyanı olduğu, olayda bahsi geçen talimat yazısının şubeden şubeye gönderildiği ve şubeler arası dahili bir işlem olduğu, dolayısıyla kontrgaranti olarak vergilendirilemeyeceği, Maliye Bakanlığı muktezasına rağmen tarhiyat yapılmasının yerinde olmadığı ileri sürülerek vergi aslına ilişkin kısmının bozulması ve duruşma yapılması; davalı idare tarafından ise, davacı banka adına kesilen cezada isabetsizlik bulunmadığı ileri sürülerek cezaya ilişkin kısmının bozulması istenilmektedir. Karar: Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle, gerekçesi yukarıda açıklanmış bulunan mahkeme kararı, aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de uygun görülmüş olup, temyiz dilekçelerinde ileri sürülen iddialar, sözü geçen kararın bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, tarafların temyiz istemlerinin reddine; kararın onanmasına, hüküm altına alınan tutar üzerinden binde 6 oranında ve 4.240.000 liradan az olmamak üzere hesaplanacak nispi karar harcından, mahkemece karara bağlanan harcın mahsubundan sonra, kalan harç tutarının temyiz edenden alınmasına, oybirliği ile karar verildi

 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı