Dairesi
Vergi sorumlusunun kestiği verginin iadesi için dava açma ehliyeti yoktur. Bu dava ancak istihkak sahiplerince açılabilir.
Karar No
2000/1329
Esas No
1999/4821
Karar Tarihi
06-04-2000

Danıştay Dördüncü Daire 

Vergi sorumlusunun kestiği verginin iadesi için dava açma ehliyeti yoktur. Bu dava ancak istihkak sahiplerince açılabilir. İstemin Özeti : Davacı şirket bünyesinde çalışan öğretmenlere ödenen eğitim öğretim tazminatından 1999/Şubat ayında tevkif edilen gelir vergisini ihtirazi kayıtla beyan etmiş, daha sonra beyan edilen matrah üzerinden tahakkuk ettirilen verginin kaldırılması istemiyle dava açmıştır. (...) Vergi Mahkemesi kararıyla; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 14. maddesinin 3. fıkrasının c/bendi uyarınca dava dilekçelerinin ehliyet yönünden inceleneceği, olayda davacı şirketin istihdam ettiği öğretmenlere ödediği eğitim ve öğretim tazminatından tevkif ettiği gelir vergisinin kaldırılması istemiyle dava açtığı, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 377 ve 8. maddelerinde vergi davası açabilecek olanlarla sorumluların kimler olduğunun açıklandığı, davacı şirketin sorumluluğunun borcun ödemesiyle son bulduğu, burada özel öğretim kurumunda çalışan öğretmenlerin menfaatinin ihlalinin sözkonusu olduğu, vergi sorumlusunun beyannameyi ihtirazi kayıtla verip sonra da dava açamayacağı, davanın kişisel hakkı ihlal eden öğretmenler tarafından açılması gerektiği gerekçesiyle davanın ehliyet yönünden reddine karar vermiştir. Davacı şirket, eğitim, öğretim tazminatından gelir vergisi kesilmemesi durumunda vergi, ceza ve gecikme faiziyle muhatap olacaklarını ileri sürmekte kararın bozulmasını istemektedir. Karar: Davacı şirket, bünyesinde çalışan öğretmenlere ödediği eğitim öğretim tazminatından tevkif ettiği gelir vergisini ihtirazi kayıtla beyan etmiş, tahakkuk eden vergileri ödemiştir. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 'vergi kesenlerin sorumluluğu' başlıklı 11. maddesinde, yaptıkları veya yapacakları ödemelerinden vergi kesmeye mecbur olanların, verginin tam olarak kesilip ödenmesinden ve bununla ilgili diğer ödevleri yerine getirmekten sorumlu oldukları hükme bağlanmıştır. Mükellef, verginin asıl borçlusu, vergi sorumlusu ise alacaklı vergi dairesiyle muhatap olan kişidir; dolayısıyla vergi sorumlusunun bir vergi borcu bulunmayıp ödediği vergiyi asıl mükelleften tahsil etmektedir. Davacı şirket, sorumlu sıfatıyla öğretmenlere ödenen eğitim öğretim tazminatından kesintileri yaparak vergi dairesine yatırmıştır. Bu bakımdan vergi sorumlusunun kanunen yapmak zorunda bulunduğu ödevi son bulmuştur. Ödenen verginin kanuna aykırı olduğu, verginin terkini ve iadesi gerektiği iddiasıyla açılacak bir davayı, bu davayı açmakta menfaati bulunan öğretmenler açabilirler. Aksi takdirde ödenmiş verginin iadesi konusunda bir takım zorluklar olabilir. Çünkü vergi sorumlusu ödenen vergiyi asıl mükelleften kesip vergi dairesine yatırmaktadır. Mahkeme kararının lehine olması durumunda iade edilen vergilerin vergi sorumlusu uhdesinde kalması sözkonusu olacaktır. Kuşkusuz vergi sorumlularının ihtilaf yaratmalarının mümkün olduğu hallerde vardır. Örneğin böyle bir uyuşmazlıkta eğitim öğretim tazminatından gelir vergisi kesintisi yapılmaması nedeniyle davacı şirket adına bir tarhiyat yapılması durumunda bu tarhiyat dava konusu edilebilecektir. Bu itibarla davayı ehliyet yönünden reddeden mahkeme kararında kanuna aykırılık bulunmamıştır. Bu nedenle, davacı şirket temyiz isteminin reddine oybirliğiyle karar verildi.

 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı