Danıştay Dördüncü Daire

Cezayı gerektiren fiilin tüm unsurları tamam olmadan failin cezalandırılamayacağı yolundaki genel ceza ilkesinin varsayım ya da kıyas yoluyla ceza tayinine imkan vermediğinden yorum ve varsayıma dayalı olarak kesilen özel usulsüzlük cezasında isabet yoktur. İstemin Özeti: 1996 yılı işlemleri randıman yönünden incelenen davacı adına belgesiz satışları olduğu ileri sürülerek 1996 yılı için özel usulsüzlük cezası kesilmiştir. (...) Vergi Mahkemesi kararıyla; 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 353. maddesi uyarınca özel usulsüzlük cezası kesilebilmesi için öncelikle maddede sayılan belgelerin düzenlenmediğinin, kullanılmadığının, bulundurulmadığının usulüne uygun tespiti gerektiği, olayda ise, randıman incelemesiyle bulunan hasılat farkını defter ve belgelere intikal ettirilmemesinin belge düzenlenmediğine kanıt olacağı varsayımından hareketle özel usulsüzlük cezası kesildiği bu nedenle idari cezalar içinde geçerli olan 'cezayı gerektiren fiilin tüm unsurları tamam olmadan failin cezalandırılamayacağı' yolundaki genel ceza ilkesinin varsayım ya da kıyas yoluyla ceza tayinine imkan vermediğinden yorum ve varsayıma dayalı olarak kesilen özel usulsüzlük cezasında isabet görülmediği gerekçesiyle cezanın kaldırılmasına karar verilmiştir. Davalı İdare, kesilen cezada usul ve yasaya aykırılık olmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir. Karar: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, bozulması istenilen kararın dayandığı gerekçeler karşısında yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak durumda görülmemiştir. Bu nedenle, temyiz isteminin reddine oy birliğiyle karar verildi.