Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu
Tasfiyesi tamamlanıp ticaret sicilinden kaydı silindikten sonra tasfiyeden önceki döneme ilişkin işlemlerinin incelenmesi sonucunda şirket adına düzenlenen ihbarnameyle istenen vergi ve cezaya karşı tasfiye memuru tarafından açılan davanın ehliyet yönünden reddinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır. İstemin Özeti: Aralık 1990 ayında tasfiyeye giren ve 27.4.1993 tarihinde ticaret sicilinden kaydı silinerek hukuki varlığı sona eren yükümlü kurumun 1990 yılına ilişkin işlemlerinin incelenmesi sonucu adına re'sen kaçakçılık cezalı katma değer vergisi salınmıştır. Tasfiye halindeki yükümlü kurumun yönetim kurulu üyesi ve tasfiye memuru tarafından tarhiyata karşı açılan davayı inceleyen (...) Vergi Mahkemesi kararıyla: şirket tüzel kişiliğinin sona ermesinden sonra gerçekleştirilen inceleme sonucu yapılan tarhiyata ilişkin ihbarnamelerin şirket adına düzenlenemeyeceği tüzel kişiliği sona eren şirketin temsilinin de mümkün olmadığı gerekçesiyle davayı ehliyet yönünden reddetmiştir. Tarafların davanın esasının incelenmesi gerektiğini ileri sürerek yaptıkları temyiz başvurularını inceleyen Danıştay Onbirinci Dairesi. 15.10.1997 günlü E: 1996/5119. K: 1997/3571 sayılı kararıyla: 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 10, 137 ve 377. maddelerinin birlikte değerlendirilmesinden tüzel kişilerin vergiye ilişkin ödevlerinin kanuni temsilcileri tarafından yerine getirileceği tüzel kişiliğin tasfiye edilmiş olması halinde bile tasfiyeden önceki dönemlere ait ödevlerden yasal temsilcilerin sorumlu olacağı tüzel kişiler adına dava açma hakkının da yasal temsilciler vasıtasıyla yerine getirileceği sonucuna ulaşıldığı yükümlü kurumun tasfiyesinin 27.4.1993 tarihinde sonuçlanarak hukuki varlığı sona ermişse de bu durumun şirketin sona ermesinden önceki dönemlere ait vergiye ilişkin ödevlerden dolayı o dönemde şirketi temsile yetkili olan kişinin sorumluluğunu ve şirketi temsile yetkili kişi olarak şirket adına dava açma hakkını ortadan kaldırmayacağı 28.12.1990 tarihine kadar şirket yönetim kurulu üyesi bu tarihten sonra da tasfiye memuru olan şahıs tarafından OcakAralık 1993 dönemlerine ilişkin tarhiyatın kaldırılması istemiyle, şirketin tüzel kişiliği sona ermeden önceki 'yasal temsilci' sıfatıyla açılan davada işin esasının incelenmesi gerekirken davanın ehliyet yönünden reddinde yasal isabet görülmediği gerekçesiyle her iki taraf istemini kabul ederek kararı bozmuştur. Bozma kararına uymayan (...) Vergi Mahkemesi 27.1.1998 günlü, E: 1998/98. K: 1998/64 sayılı kararıyla ilk kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçeyle davanın ehliyet yönünden reddi yolundaki kararında direnmiştir. Direnme kararına karşı vergi dairesi başkanlığı tarafından yapılan temyiz başvurusunu inceleyen Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu 12.3.1999 günlü ve E: 1998/159 K: 1999/154 sayılı kararıyla:213 sayılı Yasa'nın 10. maddesi uyarınca, tüzel kişinin vergi borçları nedeniyle sorumluluğu bulunan kanuni temsilcinin bu sorumluluğu şirket tasfiyeye girmiş olsa bile, bu dönemden öncesi için devam edeceği, tasfiye halinde ise, tasfiye memurunun sorumluluğunu düzenleyen Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 34. maddesi uyarınca sorumluluğun tahakkuk eden vergi borçları için tasfiye memuruna geçeceği, dolayısıyla davalı idarenin vergi alacağını tasfiye dönemine kadar kanuni temsilciden, tasfiye döneminde tasfiye memurundan isteyebileceği, tasfiye döneminin tamamlanmasından sonra tasfiyeden önceki döneme ait vergi borcunun 213 sayılı Yasa'nın 10. maddesinin son fıkrası uyarınca kanuni temsilciden istenmesi gerektiği, olayda, ihbarnamenin yükümlü şirket adına düzenlendiği bu ihbarnameye karşı şirket adına tasfiye döneminden önce şirketin yönetim kurulu üyesi daha sonra da tasfiye memuru olan şahıs tarafından dava açıldığının anlaşıldığı, bu tarihte şirketin hukuki varlığından söz edilemeyeceği gibi ihbarnamenin tasfiye memuru hakkında hüküm ifade etmesi, salınan vergi ve cezadan sorumlu tutulması mümkün olmadığından davanın ehliyet yönünden reddi yolundaki ısrar kararında hukuka ayrılık görülmediği gerekçesiyle temyiz isteminin reddine karar vermiştir. Vergi idaresi tasfiye memurunun dava açma ehliyetinin olduğunu ileri sürerek kararın düzeltilmesini istemiştir. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 54. maddesinde, Danıştay tarafından verilen yargısal kararlar hakkında bu maddede yazılı sebeplerle kararın düzeltilmesinin istenebileceği belirtildiğinden ve dilekçe sahibinin ileri sürdüğü sebeplerin bunlardan hiçbirine uymadığı anlaşıldığından, yerinde olmayan istemin reddine esasta ve gerekçede oyçokluğu ile karar verildi. X Düzeltmesi istenilen kararın 'Karşı Oy' yazısında açıklanan hukuksal nedenlerle düzeltme isteminin kabulü ile kurulumuzun K: 1999/154 sayılı kararının kaldırılmasına ısrar kararına karşı vergi dairesi müdürlüğü tarafından yapılan temyiz başvurusunun kabulü ile ısrar kararının bozulması gerektiği görüşüyle karar katılmıyoruz. XX Vergi dairesi müdürlüğünün kararın düzeltilmesini istemekte, düzeltilmesi istenilen kararda yer alan karşı oyumdaki hukuksal nedenlerle, herhangi bir menfaatı bulunmadığından: istemin incelenmeksizin reddi gerekeceği oyu ile esasının incelenmesiyle verilen karara karşıyım.