Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu
Noksan katma değer vergisi ödemek amacıyla fatura düzenleyicisinin yasaya aykırı davranışından yükümlünün sorumlu tutulabilmesi için gerçekte katma değer vergisi ödenmediğinin hukuken geçerli bir şekilde kanıtlanması gerekmektedir. İstemin Özeti: 1995 yılına ilişkin işlemleri incelenen davacı şirketin bir kısım emtia alımlarını, içeriği itibariyle yanıltıcı belgelere dayandırdığı ve satın aldığı vasıtaya ait katma değer vergisini indirim konusu yaptığı saptanarak, söz konusu indirimler matraha alınmış ve adına 1995 yılının çeşitli dönemleri için ikmalen ve re'sen kusur ve kaçakçılık cezalı katma değer vergisi salınmıştır. Tarhiyata karşı açılan davayı inceleyen (...) Vergi Mahkemesi, kararıyla davayı reddetmiştir. Yükümlü kurumun temyiz isteminin inceleyen Danıştay Dokuzuncu Dairesi, kararıyla; akaryakıt istasyonu işleten yükümlü şirketin 1995 yılında akaryakıt taşımacılığında kullanılan tankerler için satın alınan lastik faturalarında yer alan katma değer vergisiyle, cip alımına ilişkin faturanın gider gösterilecek katma değer vergisinin indirim konusu yapılamayacağı yolundaki hüküm fıkralarında yasaya aykırılık görülmediği, yükümlü şirketin akaryakıt satışını artırabilmek için belli miktarlarda yakıt alan sürücülere promosyon olarak cam ürünler dağıttığı, bu ürünleri 9 ayrı kişiden satın aldığı, bu şahıslardan birinden alınan fatura asılları ile suretlerinin farklı olduğunun tespiti ile nedeni sorulduğunda, fatura düzenleyicisinin çelişkili ifadeler verdiğinin anlaşıldığı, ayrıca dosyaya sunulan fotoğraflardan promosyon ürünlerini dağıtıldığına dair bez ilanların da görülmesi karşısında, mahkemece yazılı gerekçeyle verilen kararda isabet bulunmadığı gerekçesiyle mahkeme kararının lastik ve cip alımlarına ait faturalardaki katma değer vergilerinin indirime konu edilemeyeceği yolundaki hüküm fıkralarına yönelik temyiz isteminin reddine, promosyon ürünleri alımına ait faturalardaki katma değer vergilerinin indirimi yönünden bozulmasına karar vermiştir. Bozma kararına uymayan (...) Vergi Mahkemesi kararıyla; promosyonda kullanılmak üzere satın alınan cam ürünlere ilişkin alımlardan sadece bir şahıstan yapılanın eleştirildiği, bu şahsın davacı şirket adına düzenlediği 2 adet faturanın anılan şahsın işini terk ettiği tarihten sonraya rastladığı faturaları kendisinin düzenlemediğini beyan ettiği, fatura nüshalarının farklı olduğu, mükellefin iş hacminin bu faturalardaki tutar kadar emtiayı alıp satmaya yetecek durumda bulunmadığının tespit edildiği, tarhiyat aşamasındaki ifade değişikliğinin dikkate alınamayacağı gerekçesiyle ilk kararın söz konusu hüküm fıkrasında direnmiştir. Israr kararı yükümlü tarafından temyiz edilmiş ve eleştiri konusu yapılan faturaların gerçek bir emtia alımı sonucu düzenlendiği bu nedenle, söz konusu belgelerde gösterilen katma değer vergisinin indirilmesinin yasaya aykırı olmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenmiştir. Karar: 1995 yılına ilişkin işlemleri incelenen davacı şirketin promosyon olarak dağıttığı ürünlerin bir kısmının alışların içeriği itibariyle yanıltıcı belgelere dayandığından bahisle, bu belgelerde yer alan katma değer vergilerinin indirim kabul edilmeyerek 1995 yılının çeşitli dönemleri için salınan kaçakçılık cezalı katma değer vergisine karşı açılan davanın reddi yolundaki ısrar hükmü, yükümlü kurum tarafından temyiz edilmiştir. 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 29. maddesinde vergi indirimi ile ilgili düzenlemelere yer verilerek indirim şartları kurala bağlanmıştır. 213 sayılı Yasa'nın 3. maddesinde vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve olaya ilişkin işlemlerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği ancak, vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii ve açık bulunmayan tanık ifadesinin ispatlama vasıtası olarak kullanılmayacağı belirtilmiştir. Bu kural, işlemlerdeki maddi ve hukuki ilişkinin gerçek mahiyetinin de araştırılmasını gerektirmektedir. Davacının, otomobil bayiliği yanısıra akaryakıt ve servis istasyonu işletmeciliği de yaptığı, akaryakıt ürünlerinin pazarlanması sırasında satışların artırabilmek için belli tutarda alım yapan müşterilerine promosyon olarak cam ürünler verdiği tartışmasızdır. Yükümlü kurumlar vergisi uyuşmazlık konusu dönemde 9 ayrı şahıs ve firmadan toplam 7.140.450.730 lira tutarında 491.695 adet promosyon ürünü alarak bu alımlar sırasında ödediği katma değer vergilerini indirim konusu yapmıştır. İnceleme elemanı; bu alımlara ait faturaların düzenleyicilerinden birini eleştirmiş ve bu kişinin düzenleyerek davacıya verdiği fatura aslı ile kendisinde kalan nüshaların düzenleme tarihi, miktar ve alıcılarının farklı olması nedeniyle anılan belgelerde gösterilen katma değer vergisinin indirimini kabul etmemiştir. Fatura düzenleyicisinin konuya ilişkin olarak inceleme elemanına verdiği ifadede, ilgili yılda işleriyle pek ilgilenemediğini, işlerini elemanının takip ettiğini, işini terk ettiği sırada 19 adet faturanın alt nüshasının boş bırakıldığını ve asıllarının alınmış olduğunu gördüğünü vergi dairesinin faturaları iptal etmek için istemesi üzerine bu faturaları da satış yapmış gibi 200.000300.000 lira arasında değişen tutarlarda doldurduğunu, bu fatura asıllarından iki adedinin yükümlü firmaya düzenlendiğini elemanından öğrendiğini belirtmiştir. Fatura düzenleyicisinin ticari ilişki sonucunda doğacak katma değer vergisini ödemekten kaçınmak amacıyla yasaya aykırı davranışından yükümlünün sorumlu tutulabilmesi için katma değer vergisinin ödenmediğinin hukuken geçerli bir şekilde kanıtlanması gereklidir. İnceleme elemanı tarafından yasaya uygun maddi ve hukuki ilişkinin gerçek mahiyetinin de araştırılmasına gidilmediği anlaşılmaktadır. Nitekim fatura düzenleyicinin adli yargı yerinde verdiği ifadede ve vergi dairesine verdiği dilekçede söz konusu emtiayı davacıya sattığını, faturada yazılı bedellerini tahsil ettiğini, faturanın aslı ile nüshasındaki farklılığın emtianın spot piyasadan faturasız alınması nedeniyle meydana geldiğini belirtmiştir. Bu durumda, sözü edilen faturaların gerçeği yansıtmadığı sonucuna ulaşmak mümkün olmadığından, ısrar hükmünde yasaya uygunluk görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile (...) Vergi Mahkemesi kararının söz konusu hüküm fıkrasının bozulmasına, yeniden verilecek kararda karşılanacağından yargılama giderleri yönünden hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına, oyçokluğu ile karar verildi. Karşı Oy: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar ısrar kararının bozulmasını sağlayacak durumda görülmediğinden istemin reddi gerektiği görüşüyle karara katılmıyoruz.