Danıştay Onbirinci Daire
213 sayılı Yasada belirlenen usule aykırı olarak yapılan tebliğ ihbarnameye karşı açılan davada, 94. maddede sayılan ilgililerin muttali olduğu tarihin esas alınması gerektiği; Vergi dairesinde şirket çalışanına yapılan tebliği 213 sayılı Yasa'nın 93. maddesi hükmüne aykırılı olduğu hk. İstemin Özeti : Yükümlü şirketin 1996 yılı işlemlerinin incelenmesi sonucunda, bir kısım emtia alışlarını sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı faturalarla belgelendirdiğinin tespit edilmesi üzerine katma değer vergisi indirimleri kabul edilmeyerek Mart ve Ağustos dönemleri için kaçakçılık cezalı katma değer vergisi salınmıştır. (...) Vergi Mahkemesi kararıyla; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 94/3. maddesinde tebliğin, kendisine tebliğ yapılacak kimsenin bulunmaması halinde ikametgah adresinde bulunanlardan veya işyerlerinde memur ya da müstahdemlerinden birine yapılacağının hükme bağlandığı, 102. maddesinde ise tebliğ evrakının teslimi ile ilgili kurallara yer verildiği, dosyanın incelenmesinden dava konusu ihbarnamenin vergi dairesinde yükümlü şirketin işçisine memur eliyle 25.8.1998 tarihinde tebliğ edildiği, 213 sayılı Yasa'nın 94. maddesinde tebligatın mutlaka şirketi temsile yetkililere teslim edileceğine dair hüküm bulunmaması karşısında şirket çalışanına yapılan tebligatın geçerli olduğu, ayrıca idarenin acele hallerde tebligatı memur eliyle yaptırabileceği yolundaki 107. maddesi hükmüne uygun bulunan tebligata rağmen davanın yasal süre geçirildikten sonra 25.9.1998 tarihinde açıldığının anlaşıldığı gerekçesiyle davayı süreaşımı yönünden reddetmiştir. Yükümlü şirket tarafından ihbarnamenin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği ve 1.9.1998 tarihinde muttali olunduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir. Karar: 2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanunu'nun 7/1. maddesinde, dava açma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay'da ve idare mahkemelerinde 60 ve vergi mahkemelerinde 30 gün olduğu belirtilmiş, aynı maddenin 2. fıkrasında ise bu sürelerin vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezalarından doğan uyuşmazlıklarda, tebliğ yapılan hallerde veya tebliğ yerine geçen işlemlerde tebliğin yapıldığı tarihi izleyen günden itibaren başlayacağı hükme bağlanmıştır. Öte yandan, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 93. maddesinde tahakkuk fişinden gayri, vergilendirme ile ilgili olup, hüküm ifade eden bilumum vesikalar ve yazıların adresleri bilinen gerçek ve tüzel kişilere posta vasıtasıyla ilmuhaberli taahhütlü olarak, adresleri bilinmeyenlere ilan yolu ile tebliğ edileceği, şu kadar ki, ilgilinin kabul etmesi şartıyla, tebliğin daire veya komisyonlarda yapılmasının caiz olduğu açıklanmış, aynı Yasa'nın 94. maddesinde de, tebliğin, mükelleflere, bunların kanuni temsilcilerine, umumi vekillerine veya vergi cezası kesilenlere yapılacağı, tüzel kişilere yapılacak tebliğin, bunların başkan, müdür veya kanuni temsilcilerine vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerde bunları idare edenlere veya temsilcilerine yapılacağı esası belirlendikten sonra aynı maddenin 3. fıkrasında tebliğin, kendisine tebligat yapılacak kimsenin bulunmaması halinde ikametgah adresinde bulunanlardan veya işyerlerinde memur ya da müstahdemlerinden birine yapılacağı kuralı yer almıştır. 213 sayılı Yasa'nın 93 ve 94. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, tebliğin öncelikle mükelleflere, bunların kanuni temsilcilerine veya umumi vekillerine, tüzel kişilerden ise bunların başkan, müdür veya kanuni temsilcilerine yapılacağı sonucuna ulaşılmaktadır. Diğer taraftan kendisine tebligat yapılacak kimsenin bulunmaması halinde memur veya müstahdemlere yapılacak tebligatın ancak işyerlerinde yapılması gerekmektedir. Kaldı ki, vergi dairesinde tebliğ yapılabilmesi 94. maddede sayılan ilgililerin (mükellef, kanuni temsilci, (umumi) vekil, tüzel kişilerde ise, başkan, müdür veya kanuni temsilci veya vergi cezası kesilenler vergi dairesinde yapılacak tebliği ve buna ilişkin evrakı kabul etmesi şartına bağlanmıştır. Buna göre memur veya müstahdeme vergi dairesinde tebliğ mümkün değildir. Olayda, yükümlü şirket çalışanına vergi dairesinde 25.8.1998 tarihinde tebliğ edilen ihbarnamelere karşı, 1.9.1998 tarihinde muttali olunduğu ileri sürülerek 25.9.1998 tarihinde dava açılmıştır. Bu durumda, 213 sayılı Yasa'nın 93 ve 94. maddesinde gösterilen usule aykırı olarak 25.8.1998 tarihinde tebliğ edilen ihbarnameye karşı 25.9.1998 tarihinde açılan davayı süreaşımı yönünden reddeden vergi mahkemesi kararında yasal isabet görülmemiştir. Bu itibarla, yükümlü şirket tarafından ileri sürülen ıttıla tarihi dikkate alınarak davanın esas yönünden incelenerek bir karar verilmesi gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile (...) Vergi Mahkemesi kararının yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurulmak suretiyle yeniden bir karar verilmek üzere bozulmasına tarihinde oybirliği ile karar verildi.