T.C.
DANIŞTAY
VERGİ DAVA DAİRELERİ GENEL KURULU
o İNŞAAT TAAHHÜT İŞİ YAPAN MÜKKELLEFİN GİDER KAYDI (Hakediş Tutarları Üzerinden Ortalama Kar Uygulanarak Cezalı Tarhiyat Yapılamayacağı)
o GERÇEĞE UYGUN OLMAYAN BELGELERLE GİDER KAYDI (Giderlerin Gerçek Mahiyetinin Tesbitinin Gerektiği - İnşaat Taahhüt İşinde Kullanılması Zorunlu Giderlerin Gider Olarak Dikkate Alınması Gerektiği - Hakediş Tutarı Üzerinden Ortalama Kar Uygulanarak Cezalı Vergi Tarhiyatı Yapılamayacağı)
o GİDER KAYITLARININ REDDİ (İnşaat Taahhüt İşi - Gerçeğe Uygun Olmayan Belgelerle Gider Kaydı - Giderlerin Gerçeğe Dayanıp Dayanmadığının Tesbitinin Gerektiği - Hakediş Tutarları Üzerinden Ortalama Kar Uygulanarak Cezalı Vergi Tarhiyatı Yapılamayacağı)
Özet : İnşaat taahhüt işi yapan yükümlünün gider kayıtlarına intikal ettirdiği kazı-dolgu ve nakliye faturalarının, yol, içme suyu ve altyapı inşaat yapımında kullanılması zorunlu olduğundan bu faturalar dışında defterlere kaydedilmiş gider belgeleri bulunduğuna ilişkin bir saptama olmadan, hakediş tutarlarının %20'sinin dönem matrahı kabulü suretiyle yapılan tarhiyatta yasal isabet yoktur.
İstemin Özeti: İnşaat ve taahhüt işiyle uğraşan davacının 1996 yılında bir kısım giderlerini gerçeği yansıtmayan faturalarla belgelendirdiğinden bahisle; ihtilaflı yıldaki kesin hakedişleri toplamı dönem hasılatı kabul edilerek, % 20'sinin dönem geliri olarak takdiri suretiyle adına kaçakçılık cezalı gelir vergisi ve geçici vergi salınmıştır.
Tarhiyata karşı açılan davayı inceleyen Edirne Vergi Mahkemesi, 30.3.1998 günlü ve E: 1997/403, K: 1998/166 sayılı kararıyla; davacının kayıtlarına gider olarak kaydettiği belgelerden, 8.115.000.000.- lira tutarındaki faturaların Manisa ... Malmüdürlüğü mükellefi ... tarafından komisyon karşılığı düzenlendiği, bu şahsın ifadesinden, faturalardaki hizmeti yapılabilecek makina parkı ve işyerinin bulunmadığı, düzenlenen yüksek meblağlı faturalara karşı hiçbir gider kaydı bulunmadığı, davacının gider olarak kayıtlarına intikal ettirdiği 1.297.200.000.- lira tutarındaki faturaların düzenleyicisi (...)'in faaliyetini terkettiğinin vergi dairesi müdürlüğünün yazısından anlaşıldığı, bu nedenlerle, defter ve belgeleri ve verilen beyannameleri gerçek durumu yansıtmayan ve defterleri ihticaca salih olmayan davacının dönem matrahının resen belirlenmesinde ve dönem hasılatının % 20'sinin safi gelir kabul edilmesi suretiyle matrah farkı hesaplanmasında yasaya aykırılık görülmediği, beyanname verme süresi geçmediğinden salınan geçici vergide de yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir.
Yükümlünün temyiz istemini inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesi, 24.11.1998 günlü ve E: 1998/2360, K: 1998/4488 sayılı kararıyla: davacının beyanları ve vergi kayıtları incelenmeden somut bir tespit olmaksızın davacıyla ilgili olduğu saptanamayan emniyet müdürlüğündeki ifadeye dayanılarak yapılan tarhiyatın yasaya uygun olmadığı, öte yandan, davacının yıl içinde gerçekleştirilen taahhüt işleri tespit edilerek bu işlerin ne kadar malzeme ile yapılabileceği belirlenebilecekken, böyle bir araştırma yapılmaksızın eksik incelemeyle belirlenen matrah farkında bu yönden de isabet görülmediği gerekçesiyle kararı bozmuştur.
Bozma kararına uymayan Edirne Vergi Mahkemesi, 14.4.1999 günlü ve E: 1999/62, K: 1999/92 sayılı kararıyla ilk kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca direnmiştir.
Direnme kararı yükümlü tarafından temyiz edilmiş ve tarhiyatın varsayıma dayalı olduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenmiştir.
Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği yolundadır.
Danıştay Tetkik Hakimi Ali ALPAN'ın Düşüncesi:
Olayda, davacı şirketin yapımını üstlendiği inşaatlarda yapılan harcamaların gerçekleştiği ihtilafsız olup, inceleme elemanı tarafından inşaat maliyetleri ile ilgili herhangi bir araştırma yapılmadan ilgili yılda elde edilen gelirin % 20'sinin safi kazanç olarak kabulü suretiyle varsayıma dayalı tarhiyatta ve bu tarhiyatın kaldırılması istemiyle açılan davanın reddinde yasaya uyarlık görülmediğinden temyiz isteminin kabulü ile mahkeme ısrar kararının bozulması gerektiği düşünülmüştür.
Danıştay Savcısı Anıl GENÇ'in Düşüncesi:
Yükümlü kurum temyiz isteminin kabulü ile dosya içinde mevcut düşünce uyarınca ısrar kararının bozulmasına karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
1996 yılında gerçek bir emtia hareketine dayanmadığı saptanan faturaları gider kaydederek dönem kazancını azalttığından bahisle, ihtilaflı yılda tamamlanan inşaatlara ilişkin hakedişlerinden bulunan hasılatın % 20'sinin dönem geliri olarak resen takdiri suretiyle davacı adına salınan kaçakçılık cezalı gelir vergisi ve geçici vergiye karşı açılan davayı reddeden vergi mahkemesi ısrar kararı yükümlü tarafından temyiz edilmiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 3 üncü maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olacağı 134 üncü maddesinde vergi incelemesinden maksadın ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu kurala bağlanmıştır. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 2 nci maddesinde ise kazanç ve iratların gelirin tespitinde gerçek ve safi miktarlarıyla dikkate alınacağı belirtilmiştir.
İnceleme elemanı tarafından eleştirilen faturalar, davacının gider kayıtları arasında yer alan ve 2 ayrı kişi tarafından kazı, dolgu ve nakliye faturası olarak düzenlenen faturalardır. Sözü edilen faturalar davacının ilgili yılda tamamladığı ... Belediyesine ait Habitat 2-3. Kısım Yol İnşaatı. ... Yapı Kooperatifi İçmesuyu İnşaatı. ... Kooperatifi ... İçmesuyu İnşaatı, ... Yapı Kooperatifi Altyapı İnşaatı. ... Yapı Kooperatifi Bina İnşaatı ve Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünün ... Köyü İçme Suyu İnşaatı yapımında kullanıldığı ve bu işlerin gider kayıtları arasına alındığı taraflar arasında tartışmasızdır. İnceleme elemanınca söz konusu taahhüt işlerinde kazı-dolgu ve nakliye yapılmadığı ya da yapılan bu işler için ihtilaflı faturalar dışında defterlerde kayıtlı gider belgeleri bulunduğu yönünde herhangi, bir saptama yapılmamıştır. Faturalarda yapıldığı belirtilen işlerin, kısaca yukarıda belirtilen içmesuyu, yol ve altyapı inşaatı sırasında yapılması zorunlu olduğundan; aksi yönde yapılmış bir tespit bulunmadıkça salt fatura düzenleyenler hakkındaki tespitler, davacının gerçeği yansıtmayan faturaları gider yazdığını kanıtlayıcı nitelikte görülmemiştir.
SONUÇ : Bu nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile Edirne Vergi Mahkemesinin 14.4.1999 günlü ve E: 1999/62, K: 1999/92 sayılı kararının bozulmasına, yeniden verilecek kararda karşılanacağından yargılama giderleri yönünden hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına, 26.11.1999 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY:
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, ısrar kararının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle karara katılmıyoruz.