Danıştay Dördüncü Daire
Bayilere ve sürekli mal alımında bulunanlara belli bir ciroyu aşmaları halinde ödenen ciro primi gider olarak indirilebilir. İstemin Özeti: Davacı şirketin 1993 yılı işlemlerinin incelenmesi sonucu, aktife kayıtlı arsanın satış bedelinin düşük gösterildiği, grup şirketi olan (...) Limited Şirketine ödenen ciro priminin gider olarak kabulü mümkün olmadığı, kaydi envanter farkı bulunduğu, örtülü kazanç dağıtımı yaptığı ileri sürülerek saptanan matrah farkı üzerinden adına ikmalen ve re'sen kurumlar vergisi salınmış, fon payı hesaplanıp, kaçakçılık cezası kesilmiştir. Vergi Mahkemesi kararıyla; 5.8.1988 tarihinde satın alınarak aktife kaydedilen arsanın 29.12.1993 tarihinde satışından dolayı kayıtlara intikal ettirilen değerin düşük olması nedeniyle (...) Vergi Dairesi takdir komisyonunca takdir olunan değer esas alınarak tarhiyat yapılmış olup, davacı iddialarının karşılanması amacıyla mahkemelerince yaptırılan bilirkişi incelemesi ve sözkonusu arsanın 1/3'ünün belediye tarafından park, yeşil alan ve okul yeri olarak ayrıldığı yolundaki iddiası ile bu hususu doğrulayan ara kararı cevabı olan (...) Belediyesi yazısı üzerine satışa konu arsanın m2'sinin değeri 70.000 lira dikkate alınarak saptanan bedel üzerinden tarhiyat yapılması gerektiği, davacı şirketin ürettiği ihraç ve satış imkanı kalmayan malların satışını yapan grup şirketi (...) Limited Şirketine bu nedenle verilen ciro priminin gider olarak kabul edilmemesinin mümkün olmadığı yolunda ileri sürdüğü iddialarla ilgili olarak yasal yönden geçerli herhangi bir belge ibraz etmediği gibi bu malların ihraç imkanı kalmayan ve 1. sınıf mamul olmadığı yolundaki iddialarında da isabet görülmediği, zira ödenen ciro primi ile ilgili olarak taraflar arasında bir anlaşma mevcut olmayıp verilen karın dışında ödenen ciro primi dönem kazancının azalmasına sebebiyet verdiğinden bu tutarın dönem kazancına ilavesinin yasal olduğu, imal edilen emtiadan dolayı yapılan kaydi envanter sonucu bulunan matrah farkının yerinde olmadığı ve hazır giyim eşyasında % 12 nispetinde kayıp olacağı yolundaki iddialar üzerine mahkemelerince verilen ara kararı üzerine gönderilen (...) Ticaret Odası yazısında belirtilen zayiat oranının uygulanması sonucu saptanan tutarın matrah farkına esas alınması gerektiği, davacı şirketin (...) Limited Şirketine örtülü kazanç dağıttığı ileri sürülerek saptanan matrah farkının ticari, ekonomik ve sosyal dayanağının bulunmadığı yolundaki iddialarının yerinde olmadığı, zira davacı şirketin ilgili yılda ödediği vade farkı giderinin yanısıra mal alımlarında bankalar aracılığıyla kullandığı krediler nedeniyle faiz ve komisyon gideri ödemesi sözkonusu olamayacağı, elde mevcut likiditeyi grup şirketine aktararak kendisinin banka kredisi kullanması yasa gereği örtülü kazanç sağladığını ortaya çıkarmakta olduğu, bu şekli ile genel giderlerin yükseldiği, öte yandan örtülü kazançla kendi grup şirketine menfaat sağladığı, bu nedenle yapılan tarhiyatın yerinde olduğu, matrah farkı defter ve belgelerin incelenmesi sonucu bulunduğundan olaya kusur cezası uygulanması ve fon hesaplanmaması gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen reddine karar verilmiştir. Davacı şirket, aktife kayıtlı arsanın satış tarihindeki bedelinin emsal piyasa ve rayiç değeri araştırılmasının gerektiğini, alıcı firma nezdinde inceleme yapılmadığını, arsa satış bedelini takdir eden takdir komisyonunun yetkili takdir komisyonu olmadığını, grup şirketi (...) Limited Şirketine ödenen ciro primi satış hizmeti karşılığı verildiğini ve bu konuda aralarında yapılmış bir anlaşma bulunduğunu, örtülü kazanç dağıtımı yapıldığı iddiasının hiçbir ticari, ekonomik ve yasal dayanağı bulunmadığını, davalı idare, arsa satışı ve kaydi envanter sonucu bulunan matrah farkının ve kesilen kaçakçılık cezası ile cezalı fonun yerinde olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedirler. Karar: Davacı şirketin 1993 yılı işlemlerinin incelenmesi sonucu, aktife kayıtlı arsa satış bedelinin düşük gösterildiği, ciro priminin gider olarak kabul edilemeyeceği iddiasıyla ikmalen, kaydi envanter sonucu saptanan matrah farkı ile örtülü kazanç dağıtıldığı iddiasıyla re'sen saptanan matrah farkı üzerinden tarhiyat yapılmıştır. Davacı şirketin 5.8.1988 tarihinde satın alarak aktife kaydettiği arsanın 29.12.1993 tarihinde satışı üzerine kayıtlara intikal ettirilen satış değerinin inceleme elemanınca düşük gösterildiği kanaatine varılarak gerçek satış bedelinin tespit edilmesini istemesi üzerine takdir komisyonunca takdir edilen bedel ikmal tarhiyata konu edilmiştir. İnceleme elemanınca, davacı şirketçe kayıtlara intikal ettirilen arsa satış değerinin gerçek satış bedelini yansıtmadığı kanaatine varılmış ise de, olayda arsa gerçek satış bedelinin belirlenmesi zorunlu olduğuna ve sözkonusu arsayı satın alan şirket kurumlar vergisi mükellefi olduğuna göre, bu şirket kayıtları üzerinde karşıt inceleme yapılarak gerçek satış bedelinin tespiti mümkün bulunmaktadır. Bu yönüyle eksik olan inceleme sonucu saptanan matrah farkına göre yapılan tarhiyatı, belediye tasarrufundaki kısma ait bedelin tenzili suretiyle tadil eden mahkeme kararında isabet görülmemiştir. Ciro primi, bayilere ve sürekli mal alımında bulunanlara belli bir ciroyu aştıkları için satıcı firmalarca verilen hizmet karşılığı olup faaliyette bulunulan sektörün özelliğinden ve rekabet şartlarından kaynaklanmakta ve ticari teamüllere uygun bulunmaktadır. Bu nedenle 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 40. maddesi kapsamında gider olarak kabulü gereken bir ödemedir ve uygulanacak oran itibariyle her işletmenin yapısına, piyasa koşullarına göre farklılık göstereceği tabiidir. Olayda davacı şirket ile grup şirketi olan (...) Limited Şirketi arasında düzenlenen 2.1.1993 tarihli protokol ile belirtilen limitlerde ve oranlarda ciro primi tahakkuk ettirileceği belirlenmiştir. Davacı şirketin imal ettiği ihraç ve satış kabiliyeti olmayan, ikinci kalite malların satışı için kurulan şirkete verilen ciro primi, (...) Limited Şirketinin verdiği pazarlama ve satış hizmeti karşılığı olduğundan, düzenlenen protokol gereğince ödenen bu primin gider olarak kabulü gerekeceğinden buna ilişkin fatura tutarının kabul edilmeyerek matraha ilavesi suretiyle yapılan tarhiyatı onayan mahkeme kararında isabet görülmemiştir. 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 17. maddesinin 1. bendinde; şirket kendi ortakları, ortaklarının ilgili bulunduğu gerçek ve tüzel kişiler, idaresi, murakebesi veya sermayesi bakımlarından vasıtalı vasıtasız olarak bağlı bulunduğu veya nüfuzu altında bulundurduğu gerçek ve tüzel kişiler ile olan münasebetlerinde emsaline göre göze çarpacak derecede yüksek veya düşük fiyat veya bedeller üzerinden yahut bedelsiz olarak alım, satım, imalat, inşaat muamelelerinde ve hizmet ilişkilerinde bulunursa, bu yolla sağlanan menfaat örtülü kazanç dağıtımı olarak tanımlanmıştır. Aynı Kanun'un 15. maddesinde, örtülü kazanç olarak dağıtıldığı kabul edilen tutarın kurum kazancının tespitinde indirilmesinin mümkün olmadığı kuralına yer verilmiştir. Tarhiyata dayanak alınan inceleme raporunun incelenmesinden, davacı şirketin imal ettiği tekstil ürünlerinin ikinci kalite olanlarının pazarlama ve satışını yapmak üzere davacı şirketin ortaklarından ikisi ile kurulan grup şirketi (...) Limited Şirketine peşin fiyatına 4 ay vadeli mamul mal sattığı ve karşılığında herhangi bir vade farkı tahsil etmediği, bu satışlarla ilgili olarak (...) Limited Şirketince yapılan ödemelerin ve iadelerin sözkonusu şirketin cari hesabında izlendiği, böylece davacı şirket (...) Limited Şirketine devamlı surette vadeli mamul satmak ve karşılığında vade farkı almamak suretiyle grup şirketine örtülü yoldan kazanç dağıttığı ileri sürülerek (...) Limited Şirketi cari hesabını adatlandırmak ve % 73 faiz oranı uygulanmak suretiyle matrah farkı saptandığı anlaşılmıştır. Davacı şirketin imal ettiği, ihraç ve satış imkanı bulunmayan ikinci kalite mamullerin pazarlanmasını ve satışını sağlamak üzere bir organizasyon çerçevesinde (...) Limited Şirketini kurması ticari hayatın bir gereği olup, iktisadi icaplara uygundur. Davacı şirketin grup şirketine yaptığı satışlarda uyguladığı fiyatın, piyasa fiyatına göre bariz farklılık gösterdiği yolunda bir tespitin de yapılmadığı dosyadan anlaşılmakta olup, olayda emsaline göre göze çarpacak derecede düşük veya yüksek fiyat uygulandığından söz etmek mümkün değildir. Bu nedenle vadeli satış işleminden dolayı örtülü kazanç dağıtımı yapıldığından söz edilmesi mümkün bulunmamaktadır. Aksi yönde verilen kararda isabet görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davacı temyiz isteminin kabulüyle Vergi Mahkemesinin kararının arsa satış bedeli, ciro primi ve örtülü kazanca ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasına, tarafların diğer temyiz iddialarının reddine oybirliğiyle karar verildi.