Dairesi
DANIŞTAY VERGİ DAVA DAİRELERİ GENEL KURULU E. 1999/71
Karar No
1999/457
Esas No
1999/71
Karar Tarihi
22-10-1999

T.C.

DANIŞTAY

VERGİ DAVA DAİRELERİ GENEL KURULU

o AKTİFTE KAYITLI ÇEKİCİNİN SATILMASI (Kasko Değerinin Esas Alınamayacağo - Satılan Aracın Tüm Özelliklerinin Dikkate Alınması Gerektiği)

o KASKO SİGORTA DEĞERİ (Re'sen Vergi Tarhı - Kasko Sigorta Değeri - Aracın Tüm Özelliklerinin Dikkate Alınması Gerektiği)

o RE'SEN VERGİ TARHI (Cezalı Kurumlar Vergisi Tarhiyatı - Re'sen Vergi Tarhı - Kasko Bedeli Altında Satılan Araç - Aracın Tüm Özelliklerinin Dikkate Alınması Gerektiği)

193

Özet : Çekici haline getirildikten sonra işletmenin aktifine alınan ve kaza geçirdikten sonra satılan aracın tüm özellikleri göz önüne alınmadan sadece kasko sigorta değerine göre uygulanan tarhiyatta ve bu tarhiyatın değiştirilmesi yolundaki kararda hukuka uygunluk yoktur.

İstemin Özeti: 1994 yılında satılan aracın satış bedelinin kasko sigorta bedelinden düşük olduğunun saptanması üzerine yükümlü kurum adına resen kusur cezalı kurumlar vergisi ve geçici vergi salınmış, fon hesaplanmıştır.

Tarhiyata karşı açılan davayı inceleyen Ankara 6. Vergi Mahkemesi, 19.9.1996 günlü, E:1995/1127, K:1996/902 sayılı kararıyla; aracın satış bedelinin kasko değerinden düşük olması nedeniyle takdire gidilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek davacı şirketin sattığı aracın serbest piyasa fiyatının ... Umum Otomobilciler ve Şoförler Odasından sorulması üzerine bildirilen bedel takdir edilen bedelden yüksek olduğundan dikkate alınmayarak tarhiyatın ... Ticaret Odası ve Takdir Komisyonunca tespit edilen satış bedellerinin ortalaması esas alınarak bulunan matrah farkına göre kusur cezalı olarak değiştirilmesi gerektiği, beyanname verme süresi geçtikten sonra salınan geçici vergide yasal isabet bulunmamasına karşın bu vergiye kusur cezası kesilmesinde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle kusur cezalı kurumlar vergisi ve fon payını değiştirmiş. geçici vergi kaldırılmış, geçici vergiye ait kusur cezası yönünden davayı reddetmiştir.

Tarafların temyiz başvurularını inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesi, 13.2.1998 günlü, E:1997/606, K:1998/494 sayılı kararıyla; matrahın noter senedindeki kasko değerine dayanılarak takdir olunduğu, araç satışından dolayı defterlere intikal ettirilmiş bir gelir olup olmadığının araştırılmadığı, beyanda bir düşüklük olup olmadığının, aracın hem alış ve hem de satış fiyatları incelenerek tespiti gerekirken, takdir komisyonunca sadece kasko değeri esas alınarak matrah takdirinde isabet görülmediği gibi birbirinden çok farklı satış fiyatlarının ortalaması alınarak bulunan matraha göre tarhiyatın değiştirilmesinde de hukuka uygunluk görülmediği gerekçesiyle kararı bozmuştur.

Bozma kararına uymayan vergi mahkemesi aynı hukuksal nedenler ve gerekçe ile ilk kararında direnmiştir.

Direnme kararını temyiz eden yükümlü kurum: aracın 1.8.1993 tarihinde kaza geçirdiğini, hasarlı olması nedeniyle değer yitirdiğini, sigorta eksperince hazırlanan değer tespit raporunda belirlenen bedel üzerinden satış yapıldığını ileri sürerek ısrar kararının bozulmasını istemiştir.

Savunmanın Özeti: istemin reddi gerektiği yolundadır.

Danıştay Tetkik Hakimi Süreyya ÇAKIN'ın Düşüncesi:

Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme ısrar kararının Danıştay Dördüncü Dairesi kararında yer alan gerekçeler uyarınca bozulması gerektiği düşünülmüştür.

Danıştay Savcısı Nilgün, AKPINAR'ın Düşüncesi:

Danıştay Dördüncü Dairesinin 13.2.1998 gün ve K:1998/494 sayılı kararında yer alan düşüncemizde yazılı gerekçe uyarınca temyiz isteminin kabulü ile temyize konu vergi mahkemesi ısrar kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

Nakliyecilik faaliyetinde kullanılan taşıtın beyan edilen satış bedelinin düşük görülmesi üzerine takdir komisyonunca saptanan bedel ile beyan edilen bedel arasındaki fark üzerinden davacı adına resen salınan kusur cezalı kurumlar vergisinin matrah azaltılarak değiştirilmesi yolundaki vergi mahkemesi ısrar kararı temyiz edilmiştir.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 2 nci maddesinde, kazanç ve iratların gelirin tespitinde gerçek ve safi tutarları ile nazara alınacağı kurala bağlanmıştır. 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 30 uncu maddesinde de resen vergi tarhı, vergi matrahının tamamen veya kısmen maddi delillere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde takdir komisyonunca takdir edilecek matrah veya matrah kısım üzerinden vergi tarhedilmesi şeklinde tanımlanmış, 6 ncı bendinde ise tutulması zorunlu olan defterlerin veya verilen beyannamelerin gerçek durumu yansıtmadığına dair delil bulunması resen takdir nedeni sayılmıştır.

İhtilaf yaratan satış nedeniyle davacı kurumun beyanında gerçekten düşüklük bulunup bulunmadığının yukarıdaki kurallara göre belirlenmesi gerekmektedir.

Olayda, noter satış sözleşmesinde gösterilen kasko sigorta değerinden düşük bedel gösterilmesi nedeniyle takdir komisyonundan matrah takdiri işlenmişse de komisyonca, aracın gerçek değerini tespit yönünden herhangi bir araştırma yapılmaksızın matrah belirlenmiştir. Dosyaya sunulan 1.8.1993 tarihli trafik kazası tespit tutanağı ile ... Sigorta tazminat makbuzunun incelenmesinden aracın kaza geçirdiği anlaşılmaktadır. Araçta yapılması gereken tamirat nedeniyle piyasa değerinin 175.000.000 lira olabileceğini belirten Nevsu Ekspertiz Hizmetleri Limited Şirketinin 21.9.1994 günlü değer tespit raporu üzerine 5.12.1994 tarihindeki satış da bu değer üzerinden gerçekleştirilmiştir.

Oto nakliyesinde kullanılmak üzere çekici haline getirilen ve tamire muhtaç çekici olarak satıldığı saptanan aracın, yukarıda değinilen tüm özellikleri göz önüne alınmaksızın uygulanan tarhiyatta hukuka uygunluk bulunmadığı gibi tarhiyatın yazılı gerekçe ile değiştirilmesi yolundaki karar da hukuka uygun düşmemiştir.

Bu nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile Ankara 6. Vergi Mahkemesinin 13.10.1998 günlü, E:1998/359, K:1998/643 sayılı kararının bozulmasına, yeniden verilecek kararda karşılanacağından yargılama giderleri yönünden hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına, 22.10.1999 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY

Temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler, bozulması istenen mahkeme kararının dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında yerinde ve ısrar kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte değildir.

Bu nedenle temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle karara katılmıyoruz.

 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı