Danıştay Onbirinci Daire
Yeminli mali müşavirin, tasdik raporu düzenlemeden önce, KDV'leri iadeye konu firmayı ilgili vergi dairesine sorup, sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenlediği ya da kullandığına dair inceleme raporu olmaması, iade dönemi KDV beyannamesinin verilmiş olması, Gümrük Müdürlüğünce gümrük beyannamesinin kayıtlara uygun olduğunun, bankaca da dövizlerin bozdurulduğunun bildirilmiş olması karşısında, kendisine düşen ödevleri yerine getiren YMM' nin, daha sonra gümrük çıkış beyannamesinin sahte olduğunun tespit edilmesinden sorumlu tutulup takibe alınmasında (teminat istenmesinde) hukuki isabet görülmemiştir. İstemin Özeti: Yeminli mali müşavir sıfatıyla düzenlediği tasdik raporuna dayanılarak (K) Ltd. Şirketi'nin 1996 yılının Aralık dönemine ilişkin olarak haksız katma değer vergisi iadesi almasına sebebiyet verdiğinden bahisle davacıdan teminat istenilmiştir. Vergi Mahkemesi kararıyla; 3568 Sayılı Kanun'un 12. maddesinin dördüncü fıkrasına göre yeminli mali müşavirlerin sorumluluğunun tarh safhasında değil, tahsil aşamasından itibaren başladığı, nitekim 18 Seri No.lu Genel Tebliğ ve 1996/1 Sayılı iç Genelge ile de bu durumun Maliye Bakanlığınca kabul edildiği ayrıca, Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu kararının da bu istikamette olduğu dava konuşu işleme dayanak alınan 6183 Sayılı Kanun'un 9. maddesi uyarınca teminat istenilebilmesi için kamu alacağının salınması amacıyla gerekli muamelelere başlanılması ve vergi incelemesine yetkili memurlarca ilk hesaplara göre bir miktarın belirtilmesi gerektiği, oysa ihracatçı firmanın haksız yere katma değer vergisi iadesi aldığına dair böyle bir incelemenin bulunmadığı, bu hali ile tesis edilen işlemde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle işlem iptal edilmiştir. Vergi dairesi müdürlüğünce, Gümrük Muhafaza Müdürlüğü'nün yazışı ile sahte belgelerle ihracat yaptığı bildirilen firmanın haksız katma değer vergisi iadesi almasına düzenlediği tasdik raporuyla sebebiyet veren davacıdan teminat istenilmesinde Yasa'ya aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek mahkeme kararının bozulması istenilmiştir. Karar: 3568 Sayılı Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu'nun 12. maddesinin dördüncü fıkrasında yeminli mali müşavirlerin yaptıkları tasdikin doğruluğundan sorumlu oldukları, yaptıkları tasdikin doğru olmaması halinde, tasdikin kapsamı ile sınırlı olmak üzere zıyaa uğratılan vergilerden ve kesilecek cezalardan mükellefle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları, yeminli mali müşavirlerin yaptıkları tasdikin kapsamım düzenleyecekleri raporda açıkça belirtecekleri hükme bağlanmıştır. Aynı maddenin birinci fıkrasında tasdik konuları, gerçek ve tüzel kişilerin veya bunların teşebbüs ve işletmelerinin mali tablolarının ve beyannamelerinin mevzuat hükümleri, muhasebe prensipleri ile muhasebe standartlarına uygunluğu ve hesapların denetim standartlarına göre incelenmesi olarak belirtilmiş, ikinci fıkrada ise tasdik edilecek belgeler tasdik konuları ile tasdike ilişkin usul ve esasların Maliye Bakanlığınca yürürlüğe konulacak bir yönetmelikle düzenlenmesi öngörülmüştür. 3568 Sayılı Kanun'un 12. maddesine dayanılarak yürürlüğe konulan Yeminli Mali Müşavirlerin Tasdik Edecekleri Belgeler, Tasdik Konuları, Tasdike ilişkin Usul ve Esaslar Hakkındaki Yönetmelik'in 20. maddesinde de, tasdik raporu düzenleyen yeminli mali müşavirlerin tasdik kapsamı ile sınırlı olmak üzere tasdikin doğruluğundan sorumlu olacakları belirtilmiş bulunmaktadır. 3568 Sayılı Kanun'un dördüncü fıkrasında yeminli mali müşavirlerin, yaptıkları tasdikin doğru olmaması nedeniyle ziyaa uğratılan vergilerden ve kesilecek cezalardan mükellefle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulacakları belirtildiğine göre, mükellefle birlikte ve aynı usuller dairesinde takip edilecekleri sonucuna ulaşılmaktadır. Yeminli mali müşavir, tasdikin doğru olmaması dolayısıyla ziyaa uğratılan vergi ve bunun cezasından 'mükellefle birlikte' sorumlu tutulduğundan, bu sorumluluğunun ancak, vadesi geldiği halde ödenmemiş vergi borçlarının tahsili için öngörüldüğünü söylemek mümkün değildir. Zira, kanun koyucu bu amaçta olsaydı, maddeye 'mükellefin varlığıyla tamamen veya kısmen alınamayan vergi ve cezalar yönünden' sorumluluğa işaret eden bir ibareye yer verirdi. Bu itibarla, yeminli mali müşavirin hatalı tasdik işleminden kaynaklanan vergi ziyaı nedeniyle takibi için önce vergi mükellefi hakkında tarhiyat yapılıp bunun kesinleşmesini ve kamu alacağının tahsil edilebilir hale gelmesini beklemeye ve ancak bundan sonra yeminli mali müşavirin takibine yönelik işlemlerin yapılacağım kabule olanak vermemektedir. Yönetmeliğin tasdikin kapsamım belirleyen 7/c maddesinde, yeminli mali müşavirlerce katma değer vergisi mevzuatı yönünden tasdiki yapılabilecek konu ve belgelerin, katma değer vergisi beyannameleri ve ekleri, iade hakkı doğuran işlem ve belgeler ile Maliye Bakanlığınca gerek görülecek katma değer vergisine ilişkin diğer işlem ve belgeler olduğu hükmüne yer verilmiştir. Davacının tasdik raporu düzenlenmeden önce sorması üzerine katma değer vergileri iadeye konu iki adet faturayı tanzim eden (K) Ltd. Şirketi'nin bağlı olduğu Vergi Dairesi Müdürlüğünce, adı geçen firma hakkında sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı nitelikte fatura düzenlediğine ya da kullandığına dair bir inceleme raporu bulunmadığının ve 1996 yılının Aralık dönemine ilişkin katma değer vergisi beyannamesinin verildiğinin, Haydarpaşa Gümrük Müdürlüğünce gümrük beyannamesinin kayıtlara uygun olduğunun ve Toprakbank Nuruosmaniye Şubesince de dövizlerin şubelerinde bozdurulduğunun bildirilmiş olması karşısında, kendisine düşen ödevleri 3568 Sayılı Kanun ve buna dayalı olarak yürürlüğe konulan Yönetmelik çerçevesinde yerine getirerek tasdik raporu düzenleyen davacının, daha sonra gümrük çıkış beyannamesinin sahte olduğunun tespit edilmesinden sorumlu tutulup takibe alınmasında (teminat istenmesinde) hukuki isabet görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, Vergi Mahkemesi kararma yönelik temyiz isteminin reddine oybirliği ile karar verildi.