Danıştay Onbirinci Daire
Yapılan teslim ve hizmetler sonucu düzenlenen fatura nedeniyle doğan hasılat katma değer vergisinin, vergiyi doğuran olayın gerçekleştiği dönemden sonraki dönemlere ait olarak beyan edilmesi halinde, vergiyi doğuran olayın gerçekleştiği dönem için vergi ziyaı sabit olup bu dönem için yapılan cezalı tarhiyat kanuna uygundur. İlgili olduğu dönemden sonraki dönemlere ait olarak fazladan beyan edilen katma değer vergisinin ise düzeltme yoluyla yükümlü şirketin vergi borçlarına mahsup edilmesi gerekir. İstemin Özeti: Hafriyat ve inşaat taşeronluğu işi ile uğraşan yükümlü şirketin 1994 yılı işlemlerinin incelenmesi sonucunda, Eylül ve Ekim ayında bir şahıstan hizmet ifası nedeniyle alınan iki adet faturanın sahte olduğu, indirim ve devreden katma değer vergisi tutarlarında yasal defter ve belgeleri ile beyanları arasında uyumsuzluklar bulunduğu ve Kasım dönemine ait bir adet hasılat faturası tarihinde tahrifat yapılıp Aralık dönemi hesaplarına intikal ettirilerek beyan edildiğinin saptanması üzerine, bu tespitler dikkate alınarak 1994 yılı Kasım dönemi için adına re'sen kaçakçılık cezalı katma değer '.'ergisi tarh edilmiştir. Vergi Mahkemesi kararıyla; uyuşmazlığın, yükümlü şirketin katma değer vergisi beyanları ile yasal defter ve belgeleri arasındaki uyumsuzluk ve Kasım ayma ait bir adet faturanın tarihinde tahrifat yapılarak Aralık dönemi hesaplarına intikal ettirilmesinden ibaret olduğu, mahkemelerince, yükümlünün sözkonusu hususlara ilişkin iddialarının irdelenmesi amacıyla yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporda, 1994 yılında, yükümlü şirketin yasal defter ve belgeleri ile beyannamelerindeki bilgilerin uyumlu olduğu, ancak Kasım ayma ait bir adet faturanın tarihinde tahrifat yapılarak Aralık ayma kaydedilmesi sonucu Kasım ayında 27.000.000 lira eksik katma değer vergisi tarhına neden olunduğu, Aralık ayında ise aynı miktarda fazla beyanda bulunulduğu, vergi inceleme raporunda eleştirilen indirim ve devreden katma değer vergisi ile ilgili hususların ise yerinde olmadığı sonucuna ulaşıldığı, bilirkişice ulaşılan sonucun mahkemelerince de uygun görüldüğü, bu durumda 1994 yılı Kasım döneminde katma değer vergisi matrahının eksik bildirilmesi nedeniyle 27.000.000 liralık katma değer vergisinin kayba uğratıldığı açık olup bu miktar üzerinden kaçakçılık cezalı tarhiyat yapılmasının yerinde olduğu, öte yandan aynı tutar Aralık döneminde fazladan tahakkuk ettirilmişse de inceleme raporunda bu durum dikkate alınarak fazla ödenen katma değer vergisinin düzeltme yoluyla yükümlü şirketin vergi borçlarına mahsup edilmesi önerildiğinden dönem kaymasından kaynaklanan vergi mükerrerliğinin de sözkonusu olmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle davayı kısmen kabul ederek tarhiyatı 27.000.000 liralık tutar üzerinden kaçakçılık cezalı onanmıştır. Yükümlü şirket vergi aslının tümden kaldırılarak cezanın kusur cezasına çevrilmesi gerektiğini, vergi dairesi müdürlüğü ise, tarhiyatın tamamen onanmasının icap ettiğini ileri sürerek kararın aleyhlerine olan hüküm fıkralarının bozulmasını istemektedirler. Karar: Taraflar temyiz dilekçelerinde öne sürülen hususlar sözkonusu kararın, vergi aslına ilişkin olarak tesis edilen hüküm fıkrasının bozulmasını sağlayacak durumda görülmemiştir. Kararın, kaçakçılık cezasına ilişkin olarak tesis edilen hüküm fıkrasına gelince; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 341. maddesinde vergi ziyanın, mükellefin veya sorumlunun vergilendirme ile ilgili ödevlerini zamanında yerine getirmemesi veya eksik yerine getirmesi yüzünden verginin zamanında tahakkuk ettirilmemesini veya eksik tahakkuk ettirilmesin! ifade edeceğinin belirtildiği, aynı Kanun'un 348. maddesinde ise kusur, kaçakçılık ve ağır kusur sayılan haller dışında, herhangi bir suretle vergi ziyanına sebebiyet verilmesi olarak tanımlanmıştır. Olayda da, yükümlü şirketçe 01.11.1994 tarihli bir adet hasılat faturası tarihinde tahrifat yapılarak sözkonusu satış faturası içeriği katma değer vergisi, bir ay sonraki (Aralık) döneme aktarılarak geç tahakkuka neden olunduğu açık olmakla birlikte sonuçta geç de olsa beyan edildiği sabit bulunduğundan, bu nedenle oluşan ve bilirkişice 27.000.000 lira olarak bulunan katma değer vergisi tutarına, 213 sayılı Kanun'un 341, maddesinde belirtilen 'verginin zamanında tahakkuk ettirilmemesi' fiili çerçevesinde kusur cezası uygulanması gerekir. Bu durumda, mahkemece bir adet fatura tarihinde yapılan tahrifat nedeniyle oluşan geç tahakkuk fiilen kusur cezası uygulanması gerekirken tarhiyatın bilirkişi raporu ile bulunan tutar üzerinden kaçakçılık cezalı olarak onanmasında isabet görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, vergi dairesi temyiz isteminin reddine, yükümlü şirket temyiz isteminin kısmen kabulü ile Vergi Mahkemesinin kararının cezaya ilişkin hüküm fıkrasının oyçokluğu ile bozulmasına, diğer kısımlarının onanmasına, karar harcının yükümlü şirketten alınmasına oyçokluğu (*) ile karar verildi. AYRIŞIK OY: Yükümlü şirket temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kanun ve hukuka uygun mahkeme kararının ceza yönünden oluşturulan hüküm fıkrasının bozulmasını sağlayacak nitelikte görülmediğinden karara bu yönden katılmıyorum