Danıştay Onbirinci Daire
Aynı holding içerisinde faizsiz nakit para kullandırımıyla ilgili olarak yapılan örtülü kazanç tarhiyatı üzerinden hesaplanan katma değer vergisinin kaldırılması gerekir. İstemin Özeti: Yükümlü şirket tarafından aynı holdinge bağlı (...) A.Ş'ye kullandırılan nakit para için faiz alınmamak suretiyle örtülü kazanç dağıtımında bulunulduğu belirtilerek, 1995 yılının Aralık dönemi ile ilgili olarak ağır kusur cezalı katma değer vergisi salınmıştır. (...) Vergi Mahkemesi'nin kararıyla; aynı holding içerisinde yeralan iki şirket arasında verilen ve alınan paradan dolayı elde edilmesi gereken faizin, katma değer vergisine tabi bir hizmet ifası şeklinde nitelendirilmesi mümkün olmadığından yapılan tarhiyatta 3065 sayılı Kanun'un 1. maddesine uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle cezalı tarhiyat kaldırılmıştır. Vergi Dairesi Başkanlığınca, finansman temini hizmetinde bulunduğu saptanan yükümlü şirket adına yapılan tarhiyatın yasaya uygun olduğu ileri sürülerek Mahkeme kararının bozulması istenilmiştir. Karar: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, bozulması istenilen kararın dayandığı gerekçeler karşısında, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak durumda görülmemiştir. Bu nedenle temyiz isteminin reddine, Vergi Mahkemesi kararının onanmasına, oyçokluğuyla karar verildi . AZLIK OYU: 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 1. maddesinde; ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisine tabi olduğu belirtilmiş, aynı Kanun'un 4. maddesinde hizmet, teslim ve teslim sayılan haller ile mal ithalatı dışında kalan işlemler olarak tanımlandıktan sonra bu işlemlerin bir şeyi yapmak, işlemek, meydana getirmek, imal etmek onarmak, temizlemek, muhafaza etmek, hazırlamak, değerlendirmek, kiralamak, birşeyi yapmayı taahhüt etmek gibi hallerde gerçekleşebileceği açıklanmıştır. Yasa'nın 5. maddesinde, 'vergiye tabi bir hizmetten işletme sahibinin, işletme personelinin veya diğer şahısların karşılıksız yararlandırılması' hizmet sayılan haller olarak gösterilmiş olup, 20. maddede ise; teslim ve hizmet işlemlerinde matrahın bu işlemlerin karşılığını teşkil eden bedel olduğu ve bedel deyiminin, malı teslim alan veya kendisine hizmet yapılan veyahut bunlar adına hareket edenlerden, bu işlemler karşılığında her ne suretle olursa olsun alınan veya bunlar tarafından borçlanılan para, mal ve diğer suretlerde sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaat hizmet ve değerler toplamını ifade edebileceği hükme bağlanmış bulunmaktadır. Bu hükümler birlikte irdelendiğinde, katma değer vergisi yönünden hizmet kavramının çok geniş tutulduğu, teslim ve teslim sayılan haller ile ithalat dışındaki işlemlerin tümünün hizmet sayılarak, vergilendirilmesinin sağlanmak istendiği anlaşılmaktadır. Olayda, yükümlü şirket tarafından aynı holdinge bağlı bir başka şirkete nakit para kullandırdığı halde, bu hizmet karşılığında faiz tahakkuk ettirilmediği ve katma değer vergisi hesaplanmadığı inceleme raporu ile saptanmıştır. Bu durumda, yükümlü şirketin aynı holding içinde yeralmış olsa da başka bir şirkete karşılıksız para kullandırması bir finansman temini hizmeti olduğundan, bu hizmet nedeniyle katma değer vergisi hesaplanıp beyan edilmesi gerekmektedir. Açıklanan nedenle, yükümlü şirketin aynı gruba dahil diğer bir şirkete nakit para kullandırması karşılığında alması gereken faizin 3065 sayılı Kanun'un öngördüğü anlamda bir hizmet ifası olmadığı, bu nedenle katma değer vergisi doğmadığı gerekçesiyle tarhiyatı kaldıran Vergi Mahkemesi kararının bozulması gerektiği oyu ile temyiz isteminin reddi yolundaki karara katılmıyorum.