T.C.
DANIŞTAY
VERGİ DAVA DAİRELERİ GENEL KURULU
o KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNUNDAKİ MUAFİYET SINIRLAMASININ KAPSAMI (Sonradan Çıkan Özel Nitelikteki Kanunu Kapsamaması)
o ERZİNCAN DEPREMİ NEDENİYLE YENİDEN İMAR ÇALIŞMALARININ KDV'DEN MUAFİYETİNE İLİŞKİN KANUN HÜKMÜ (KDV Kanunundaki Muafiyet Sınırlamasından Etkilenmemesi)
o MUAFİYET SINIRLAMASININ KAPSAMI (KDV Kanunundaki Sınırlamanın Sonradan Çıkarılan Özel Nitelikteki 3838 s. Kanunu Kapsayıp Kapsamaması)
o 3838 SAYILI KANUNUN GETİRDİĞİ KDV MUAFİYETİ (KDV Kanunundaki Muafiyet Sınırlamasından Etkilenmeyeceği)
Özet : KDV yasasındaki muafiyet sınırlaması, daha sonra yürürlüğe giren başka bir yasa ile getirilen muafiyet uygulamasını engellemez.
Temyiz Eden : ... Vergi Dairesi Başkanlığı
İstemin Özeti : Dava; Erzincan Depremi Rehabilitasyon ve Yeniden Yapılanma Projesi kapsamında ve programı yürüten kamu kurumlarına karşı inşaat taahhüdü bulunan yükümlü şirketçe yapılan işlerin, 3838 sayılı Kanunun 19 uncu maddesine göre katma değer vergisinden müstesna olduğu ileri sürülerek, bu işler nedeniyle yüklenilen vergilerin, Katma Değer Vergisi Kanununun 32 nci maddesi uyarınca iadesi isteminin reddine ilişkin vergi dairesi başkanlığı işleminin iptali ve yüklenilen vergilerin mahsup yoluyla iadesi istemiyle açılmıştır.
Davayı inceleyen ... Vergi Mahkemesi, 25.6.1996 günlü E: 1995/1202, K: 1996/771 sayılı kararıyla; Katma Değer Vergisi Kanununun 19 uncu maddesinin 1 inci fıkrasındaki istisna ve muafiyet sınırlamasının bu Yasadan sonra yürürlüğe giren ve özel bir yasa niteliği taşıyan 3838 sayılı Yasanın 19 uncu maddesinin uygulamasını engellemeyeceği, bu nedenle yükümlü şirketin anılan kural kapsamında istisnaya konu edilen işler dolayısıyla yüklendiği katma değer vergilerinin iadesi isteminin cevap verilmemek suretiyle reddi yolundaki işlemde isabet görülmediği gerekçesiyle işlemi iptal etmiş ve yüklenilen vergilerin mahsup yoluyla iadesine karar vermiştir.
Vergi dairesi müdürlüğünün temyiz başvurusunu inceleyen Danıştay Onbirinci Dairesi, 24.11.1997 günlü, E: 1996/5926, K: 1997/4211 sayılı kararıyla; 3838 sayılı Erzincan, Gümüşhane ve Tunceli illerinde Vuku Bulan Deprem Afeti ile Şırnak ve Çukurca'da Meydana Gelen Hasar ve Tahribata İlişkin Hizmetlerin Yürütülmesi Hakkında Kanunun 19 uncu maddesine göre muafiyet kapsamını belirlemek için öncelikle 3838 sayılı Yasanın getiriliş amacının ve bu Yasadan kimlerin yararlanacağının belirlenmis gerektiği, Yasanın 1 inci maddesinde Kanunun amacının, "Erzincan, Gümüşhane ve Tunceli Merkez ve ilçelerinde 1992 Mart ayında meydana gelen deprem nedeniyle afete maruz bölge ilan edilen yörelerde normal hayatın devamını sağlayacak hizmetlerin yürütülmesi ve Şırnak ve Çukurca'da meydana gelen hasar ve tahribatın giderilmesi ve toplu göçün önlenmesine ilişkin usul ve esasları düzenlemek" olarak belirlendiği, 19 uncu maddesinden ise vergi ve harçtan muafiyetin, taşınmaz malların alım, satım, ipotek, tapu-kadastro işlemlerine, satın alınacak yahut yeniden inşa edilecek veya onarılacak taşınır ve taşınmaz mallarla ilgili ihale, sözleşme, ruhsatname ve sair işlemlere ve bu uygulamadan faydalanacakların verecekleri beyanname, taahhütname ve yapacakları sözleşmelere uygulanacağının anlaşıldığı, bu proje uygulamasından faydalanacak olanların deprem nedeniyle afete maruz bölge ilan edilen yerlerde depremden zarar görerek evinden, işyerinden yoksun kalan yöre halkı olduğu, olayda, uyuşmazlığın bu program çerçevesindeki taşınmaz alım-satımı ve benzeri işlemler olmayıp, programı yürüten resmi kuruluşlara karşı inşaat yapımını üstlenen kurumun resmi kurumlara her türlü vergi, resim ve harçtan muaf olarak yaptığı teslimler nedeniyle yüklendiği katma değer vergisinin iadesi istemiyle ilgili olduğu, yükümlü şirketin faaliyet konusunun 3065 sayılı Katma Değer Vergisi anununun 11, 13, 14 ve 15 inci maddelerinde sayılan işlemler olmadığı gibi 28 inci madde uyarınca iadeyi gerektiren bir işkolu değil, resmi kurumlara karşı yapımı yüklenilen inşaat işi olması karşısında, 3065 sayılı Yasanın 32 nci maddesiyle düzenlenen iade hükmünden yararlanmasına yasal olanak bulunmadığı gerekçesiyle vergi mahkemesi kararını bozmuştur.
Bozma kararına uymayan vergi mahkemesi ilk kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe ile direnmiştir.
Direnme kararı vergi dairesi başkanlığınca temyiz edilmiş, davacı kurumun faaliyet konusunun 3065 sayılı Yasanın 11, 13, 14 ve 15 inci maddelerde sayılan işlerden olmadığı gibi resmi kurumlara karşı yapımı stlenilen inşaat işi olması karşısında 32 nci maddede düzenlenen iade kuralından yararlanamayacağı ileri sürülerek kararın bozulması istenmiştir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği yolundadır.
Danıştay Tetkik Hakimi ...'ın Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar vergi mahkemesi kararının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı ...'nun Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49 uncu maddesinin 1 inci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp vergi mahkemesince verilen ısrar kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararının bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi ısrar kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Erzincan Depremi Rehabilitasyon ve Yeniden Yapılanma Projesi kapsamında Bakanlar Kurulunun 6.8.1992 tarih 92/3352 sayılı kararı ile onaylanan Milletlerarası anlaşma ile Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankasından sağlanan kredi ile programı yürüten Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığına karşı inşaat taahhüdü bulunan davacı şirket tarafından yapılan işlerin, 3838 sayılı Yasanın 19 uncu maddesine göre katma değer vergisinden müstesna olduğu ileri sürülerek yüklenilen vergilerin iadesi isteminin reddi yolundaki vergi dairesi başkanlığı işlemini iptal ederek yüklenilen vergilerin mahsup yoluyla iadesine karar veren vergi mahkemesi ısrar kararı temyiz edilmiştir.
3838 sayılı Erzincan, Gümüşhane ve Tunceli illerinde Vuku Bulan Deprem Afeti ile Şırnak ve Çukurca'da Meydana Gelen Hasar ve Tahribata İlişkin Hizmetlerin Yürütülmesi Hakkında Kanunun 19 uncu maddesinde, Erzincan Depremi Rehabilitasyon ve Yeniden Yapılandırma Projesi kapsamında T.C.Hükümeti ile Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası (İBRD) arasında akdedilen ikraz anlaşmasının uygulanması dolayısıyla taşınmaz malların alım, satım, ipotek, tapu-kadastro işlemleri, satın alınacak yahut yeniden inşa edilecek veya onarılacak taşınır ve taşınmaz mallarla ilgili ihale, sözleşme, ruhsatname ve sair işlemlerin ve bu uygulamadan faydalanacakların verecekleri beyanname, taahhütname ve yapacakları sözleşmelerin Katma Değer Vergisi de dahil olmak üzere her türlü vergi, resim ve harçtan muaf olduğu kurala bağlanmış ve Kanun 5.9.1992 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
1992 Mart ayında meydana gelen depremin neden olduğu tahribatın giderilmesi ve toplu göçün önlenmesine ilişkin usul ve esasları düzenleyen 3838 sayılı Yasanın 19 uncu maddesi olağanüstü ve altı yıllık sınırlı bir dönem için uygulamaya konulmuş özel bir düzenleme içermektedir.
Her ne kadar Katma Değer Vergisi Kanununun 19 uncu maddesinde diğer kanunlardaki muaflık ve istisna hükümlerinin bu vergi bakımından geçersiz olduğu kabul edilmişse de özel bir düzenleme içeren ve sonra yürürlüğe girerek altı yıl süre ile uygulanması öngörülen 3838 sayılı Yasanın 19 uncu maddesinin sözkonusu genel düzenlemeden etkilenmesinin sözkonusu olmayacağı sonucuna varılmaktadır.
3838 sayılı Yasanın 19 uncu maddesiyle getirilen katma değer vergisi istisnasının, olağanüstü ve sınırlı bir dönem için uygulanması karşısında Katma Değer Vergisi Kanununun 30 uncu ve 32 nci maddeleriyle karşılaştırma yapılarak bu geçici istisnanın katma değer vergisi sisteminin bütünlüğünü ve işlerliğini bozduğundan söz edilmesi mümkün görülmediğinden yüklenilen katma değer vergilerinin iadesi isteminin reddine ilişkin işlemin iptali yolundaki vergi mahkemesi ısrar kararında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Bu nedenlerle temyiz isteminin reddine, 25.6.1999 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
X - KARŞI OY
Israr kararının; Danıştay Onbirinci Dairesinin bozma kararı esasları doğrultusunda bozulması gerektiği görüşünde olduğumuzdan karara katılmıyoruz.