Dairesi
Ölen kişiye ait anonim şirket hisse senetlerinin borsada kayıtlı olması halinde, ölüm tarihine takaddüm eden üç yıl içindeki son muamele değeri ile değerlenmesi gerekir. Borsaya kayıtlı olmakla beraber üç yılda muamele görmemiş olan hisse senetleri ve borsada kayıtlı olmayan hisse senetleri itibari
Karar No
1999/328
Esas No
1998/323
Karar Tarihi
28-05-1999
Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu

Ölen kişiye ait anonim şirket hisse senetlerinin borsada kayıtlı olması halinde, ölüm tarihine takaddüm eden üç yıl içindeki son muamele değeri ile değerlenmesi gerekir. Borsaya kayıtlı olmakla beraber üç yılda muamele görmemiş olan hisse senetleri ve borsada kayıtlı olmayan hisse senetleri itibari değeri (yani hisse senedinin üzerinde yazılı olan değeri) ile değerlenmek suretiyle beyan olunur. İstemin Özeti: 04.12.1991 tarihinde veraseten intikal eden ve itibari değeriyle beyannameye dahil edilen (...) Çimento Anonim Şirketi’ne ait 28700 adet hisse senedi değerinin düşük beyan edildiğinden bahisle takdir komisyonunca takdir edilen değer üzerinden davacı adına kusur cezalı veraset ve intikal vergisi salınmıştır. Tarhiyata karşı açılan davayı inceleyen Vergi Mahkemesi kararıyla; ilk tahakkukun beyan üzerinden yapıldığı, istanbul Menkul Kıymetler Borsasından alınan yazıda (...) Çimento Anonim Şirketi’ne ait hisse senetlerinin en son 04.11.1988 tarihinde işlem gördüğü ve 1000 lira nominal bedelli bir adet hisse senedinin 35.000 lira bedelle satıldığının bildirilmesi üzerine takdir komisyonunca takdir edilen 1.004.500,000 lira emsal bedel ile beyan değeri arasındaki fark üzerinden ikmalen kusur cezalı tarhiyat yapıldığım, 7338 Sayılı Yasa’nın 10. maddesinin (d) bendi uyarınca varislere intikal eden hisse senetlerinin borsadaki son işlem tarihi ile intikal tarihi arasında üç yıldan fazla bir süre bulunduğundan, hisse senetlerinin beyan edildiği gibi itibari değeri ile değerlendirilmesi gerekirken, 04.11.1988 tarihindeki borsa muamele değeri esas alınarak yapılan emsal bedel takdirinde ve cezalı tarhiyatta yasal isabet görülmediği gerekçesiyle tarhiyatı kaldırmıştır. Vergi dairesi müdürlüğünün temyiz başvurusunu inceleyen Danıştay Dokuzuncu Dairesi kararıyla; istanbul Menkul Kıymetler Borsası’nın bildirdiği en son muamele tarihinin 04,11.1988 olduğu, bu tarihte yapılmış bir muameleyi ifade etmediği, borsaya kayıtlı olmakla beraber üç yıl içinde muamele görmemiş olan hisse senetlerinin ilk tarhiyat için itibari değerle beyan edilen değerlerinin 7338 Sayılı Kanun’un 10. maddesine göre Vergi Usul Kanunu’na göre ikmal edilmesi gerektiği, 7338 Sayılı Yasa’nın 10. maddesinin (a) bendinde bilanço esasına göre defter tutanlarda ölüm tarihine takaddüm eden takvim yılı bilançosuna göre bulunacak öz sermayenin ticari sermaye olduğu, 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 294. maddesinde esham ve tahvilatın emsal bedelleri ile değerleneceği açıklandığına göre (....) Çimento Anonim Şirketi’nin 1991 yılı bilançosundan hareketle mahkemece yaptırılacak bir bilirkişi incelemesiyle şirketin öz sermayesinin hesaplanıp hisse senedi miktarına bölünmesiyle bir hisse senedinin emsal değerinin tespit edilmesi ve yükümlüye intikal eden hisse senetlerinin emsal değerinin bu yolla bulunarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bu inceleme yaptırılmaksızın verilen kararda isabet bulunmadığı gerekçesiyle kararı bozmuştur. Bozma kararma uymayan vergi mahkemesi ilk kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca direnmiştir. Direnme kararım temyiz eden vergi dairesi müdürlüğü, Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu’nun 10. maddesinin (d) bendinin, 10. madde kuralının bütünlüğü ve 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3 ve 294. maddeleriyle birlikte değerlendirilmesi gerektiğini, intikal tarihinde 35.000 liradan işlem gören bir hisse senedinin üç yıl sonra 34.000 lira değer kaybederek 1000 lira üzerinden vergilendirilmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasın ı istemiştir. Karar: 04.12.1991 tarihinde veraseten intikal eden hisse senetlerinin takdir komisyonunca belirlenen değeri üzerinden davacı adına salınan kusur cezalı veraset ve. intikal vergisinin kaldırılması yolundaki vergi mahkemesi ısrar kararı temyiz edilmiştir. 7338 Sayılı Veraset ve intikal Vergisi Kanunu’nun verginin matrahı ve ilk tarhiyat başlıklı 10. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında; veraset ve intikal vergisinin matrahının intikal eden malların Vergi Usul Kanunu’na göre bulunan değerleri olduğu, mükellefin ilk tarhiyatta nazara alınmak üzere veraset ve intikal vergisi mevzuuna giren malları bu maddede belirtilen değerleme ölçülerinden faydalanarak, belirtilmeyenler bakımında ise Vergi Usul Kanunu’nun servetleri değerleme ile ilgili 3. bölümündeki esaslara göre değerleme ve beyannamelerinde göstermek zorunda oldukları kurala bağlanmış, maddenin ikinci fıkrasının (d) bendinde de eshamın; borsada kayıtlı ise ölüm tarihine tekaddüm eden üç yıl içindeki en son muamele değeri ile değerleneceği, borsada kayıtlı değilse veya kayıtlı olup da üç yıl içinde muamele görmemiş ise itibari değerle değerleneceği belirlenmiş, dördüncü fıkrada ise yukarıdaki esasa göre beyan edilen değerler üzerinden idarece verginin beyannamenin verildiği tarihten itibaren en geç onbeş gün içinde tarh edileceği, tarh edilen vergilerin intikal eden malların Vergi Usul Kanunu’na göre bulunacak değerlerine göre ikmal edileceği belirtilmiştir. Yasa’nın 10. maddesinin 2591 Sayılı Yasa’nın 2. maddesiyle değişik beşinci fıkrasında;ilk tarhiyatta nazara alınmak üzere mükellefler tarafından bu maddedeki esaslara göre beyan edilen miktar ile idarece aynı değerleme ölçülerine göre bulunan miktar arasındaki farka ait verginin, kusur cezalı olarak alınması kurala bağlanmıştır. 04.12.1991 tarihinde veraseten intikal eden 28.700 adet (...) Çimento Anonim Şirketi’ne ait hisse senedinin yükümlü tarafından ilk tahakkuka esas olmak üzere itibari değeriyle beyan edildiği ancak; idarece söz konuşu hisse senetlerinin istanbul Menkul Kıymetler Borsasızda kayıtlı olduğu ve en son 04.11.1988 tarihinde 35.000 liradan işlem gördüğü saptanarak, değerinin takdiri amacıyla başvurulan takdir komisyonunca takdir olunan değer üzerinden kusur cezalı tarhiyat yapıldığı anlaşılmaktadır. Davacı adına kusur cezalı vergi salınabilmesi için beyannamenin verilmesinden sonra idarece, 10. maddenin ikinci fıkrasının bentlerinde yazılı değerleme ölçülerine göre fark bulunması gerekir. Olayda ise istanbul Menkul Kıymetler Borsası’nda kote edilen hisse senetlerinin, belirtilen fıkranın (d) bendi uyarınca intikalden önceki üç yıl içinde işlem görmemesi nedeniyle itibari değerle değerlenerek beyanı gerektiğinden, idarece maddede belirtilmeyen değerleme ölçüleri için öngörülen Vergi Usul Kanunu’nun servetleri değerleme ile ilgili 3. bölümünde yer alan 294. maddedeki esasa göre vergilendirme yapılması hukuka uygun görülmemiştir. Bu nedenlerle temyiz isteminin reddine, oyçokluğu ile karar verildi. KARŞI OY: Temyiz başvurusu; davacı adına murisinden intikal eden borsaya kayıtlı hisse senetlerinin takdir komisyonunca takdir olunan emsal bedelleri üzerinden ikmalen salınan veraset ve intikal vergisi ile kesilen kusur cezasına dair işlemleri iptal eden Vergi Mahkemesi kararım, hisse senetlerinin 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 294. maddesi uyarınca emsal bedelle değerleneceği gerekçesiyle bozan Danıştay Dokuzuncu Daire kararı üzerine aynı mahkemece verilen direnme kararının bozulması istemine ilişkindir. Temyize konu direnme kararı, hisse senetlerinin 7338 Sayılı Veraset ve intikal Vergisi Kanunu’nun 10. maddesinin ikinci fıkrasının (d) bendi uyarınca itibari değerle değerlendirilmesi gerektiği gerekçesine dayalı bulunduğundan; uyuşmazlığın çözümü, olayda uygulanacak değerleme ölçülünün belirlenmesine bağlı bulunmaktadır. Yukarıda sözü edilen Veraset ve intikal Vergisi Kanunu’nun 10. maddesinin ikinci fıkrasında, verginin matrahının intikal eden malların Vergi Usul Kanunu’na göre bulunan değerleri olduğu açıklandıktan sonra; ikinci fıkrasında da, mükelleflerin, ilk tarhiyatta nazara alınmak üzere bu verginin konusuna giren malların, fıkrada belirtilen değerleme ölçülerinden faydalanarak; belirtilmeyenler bakımından ise, Vergi Usul Kanunu’nun servetleri değerleme ile ilgili 3. bölümündeki esaslara göre değerlemek ve beyannamelerinde göstermek zorunda oldukları hükme bağlanmıştır. Buna göre; anılan 10. maddenin ilk fıkrasında, intikal eden malların değerlenmesi ile ilgili genel kuralın konulduğu; ikinci fıkranın uygulama alanının ise, münhasıran beyannamede bildirilen matrah üzerinden yapılacak ilk tarhiyatla ilgili olduğu açık bulunmaktadır. Nitekim; maddenin 4. fıkrasında, idarenin, yukarıdaki esaslara göre beyan edilen bu değerler üzerinden vergiyi beyannamenin verildiği tarihten itibaren en geç onbeş gün içinde tarh edeceği; tarh edilen vergilerin, intikal eden malların Vergi Usul Kanunu’na göre bulunacak değerlere göre ikmal edileceği yolundaki hüküm de bunu doğrulamaktadır. Davaya, veraset ve intikal vergisi beyannamesi üzerinden ilk tarhiyat yapıldıktan sonra beyannamede gösterilen hisse senetlerinin takdir komisyonunca takdir olunan emsal bedelleri üzerinden ikmalen yapılan tarhiyat ile ceza kesme işlemi konu edilmiştir. Dolayısıyla, maddenin ikinci fıkrasının ilk tarhiyatta uygulanması gereken (d) bendi hükmünün ikmalen yapılan bu ikinci tarhiyatta uygulama yeri bulunmamaktadır. Uygulanması gereken yasa hükmü, açıklanan 4 ve 1. fıkralar delaletiyle Vergi Usul Kanunu’nun ’Servetleri Değerleme’ başlıklı Üçüncü Bölümünde yer alan 294. maddesinin, ticari sermayeye dahil olsun olmasın bütün esham ve tahvilatın borsa rayici ile değerlendirileceğine dair hükmüdür. Bu bakımdan, değerlemenin Veraset ve intikal Vergisi Kanunu’nun 10. maddesinin ikinci fıkrasının (d) bendine göre yapılması gerektiği yolundaki direnme kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır. Bu nedenle, anılan kararın bozulması gerektiği oyu ile aksine verilen karara karşıyız.
 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı