Dairesi
DANIŞTAY VERGİ DAVA DAİRELERİ GENEL KURULU E. 1998/352
Karar No
1999/272
Esas No
1998/352
Karar Tarihi
14-05-1999

T.C.

DANIŞTAY

VERGİ DAVA DAİRELERİ GENEL KURULU

o GERÇEKLEŞMEYEN GAYRİMENKUL SATIŞ VAADİ (Tapu Harcının Fiili Satış Değerine Göre Alınması Gerektiği - Tapu Harcının Emlak Vergi Değerinden Düşük Olamayacağı)

o TAPU HARCI (Gerçek Satış Değerine Göre Ödenmesi Gerektiği - Gerçek Satış Değerinin Emlak Vergi Değerinden Aşağı Olamayacağı)

o EMLAK VERGİ DEĞERİ (Tapu Harcı - Gerçek Satış Değerine Göre Tapu Harcı Ödenmesi Gerektiği)

492/m.

Özet : Gerçekleşmeyen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi vergilendirmede esas alınamayacağı gibi gerçek satış değerinden düşük bedel üzerinden harç ödendiği yolunda yapılmış bir saptama da bulunmadığından aksi yöndeki ısrar kararı hukuka aykırıdır.

İstemin Özeti : Maliki olduğu taşınmazı satan davacı adına, satış bedelini noksan beyan ettiği görüşüyle kaçakçılık cezalı tapu harcı salınmıştır.

Tarhiyata karşı açılan davayı inceleyen İzmir 2. Vergi Mahkemesi, 3.4.1997 gün ve E:1995/1476, K:1997/505 sayılı kararıyla davayı reddetmiştir.

Yükümlünün temyiz başvurusunu inceleyen Danıştay Dokuzuncu Dairesi, 19.3.1998 günlü ve E:1997/3434, K:1998/1308 sayılı kararıyla; yükümlünün maliki bulunduğu işyerini, 13.9.1993 tarihinde 40 milyon lira karşılığında sattığı ve bu bedel üzerinden tapu harcı ödediği, ancak yapılan incelemede aynı taşınmazı bu satıştan önce başka bir şahsa 130.000 Alman Markı karşılığında satmak üzere satış vaadi sözleşmesi düzenlediği ve daha sonra vazgeçtiğinin tespit edildiği, inceleme elemanınca taşınmazın 40 milyon lira bedelle değil 130.000 Alman Markı karşılığı olan 894.310.300 liraya satıldığının kabul edildiği, bu rapora dayanılarak cezalı tarhiyat yapıldığı, satış sırasında taraflarca beyan edilen bedelin, taşınmazın iktisap tarihindeki emlak vergisi değerinden düşük olduğu yolunda idarece yapılmış bir tespit bulunmadığı, bu durumda vazgeçilen satış vaadi sözleşmesinde yer alan değer esas alınmak suretiyle düzenlenen rapora dayanılarak yükümlü adına yapılan tarhiyata karşı açılan davanın reddi yolundaki kararda isabet görülmediği gerekçesiyle kararı bozmuştur.

Bozma kararına uymayan İzmir 2. Vergi Mahkemesi, 4.6.1998 günlü ve E:1998/273, K:1998/583 sayılı kararıyla; gayrimenkul satıcısının beyan ve imzasını taşıyan 15.8.1993 tarihli "Satış Vaadi Sözleşmesi" ile dosyadaki diğer belgelerden, alım satıma konu taşınmazın, ilgili dönemde 130.000 Alman Markı karşılığında alıcı bulduğu, bu satıştan muvazaalı olarak vazgeçildiği, tarhiyatın mesnedi olan inceleme raporunda da, yukarıda belirtilen ve vazgeçilen satış senedi sözleşmesinin done olarak alındığı, davacının bunun aksini ispat edemediği, bu durumda, gayrimenkulun gerçek satış bedelini gizleyen davacı adına salınan cezalı tapu harcında yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle ilk kararında direnmiştir.

Direnme kararı yükümlü tarafından temyiz edilmiş ve gerçek satış bedelinin beyan edildiği ileri sürülerek kararın bozulması istenmiştir.

Savunmanın Özeti -. İstemin reddi gerektiği savunulmuştur.

Danıştay Tetkik Hakimi Alı ALPAN'ın Düşüncesi :

Satışa konu gayrimenkulun beyan edilen satış bedelinin doğru olmadığı yolunda hukuka uygun yapılmış bir tespit bulunmadığından varsayıma dayalı tarhiyatın kaldırılması gerekir.

Bu nedenle temyiz isteminin kabulü ile ısrar kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı Yuva ERTAN'ın Düşüncesi:

Uyuşmazlıkta, taşınmazını satan yükümlü adına, satıştan evvel yaptığı ve bilahare vazgeçtiği satış vaadine ilişkin sözleşmede yer alan satış bedeli esas alınmak suretiyle salınan kaçakçılık cezalı tapu harcını onayan vergi mahkemesi kararı Danıştay 9'uncu Dairesince bozulmuş olup, ilk kararında ısrar eden vergi mahkemesi kararının yükümlüce temyizen incelenmesi istenilmektedir.

Olayda, satıcı yükümlü, taşınmaz satışı nedeniyle satış bedeli üzerinden tapu harcını ödemiş olup taşınmazın satış tarihindeki gerçek değerinden düşük satıldığına ilişkin herhangi bir tesbit yapılmaksızın, satıştan evvel yaptığı ve bilahare vazgeçtiği satış vaadine ilişkin sözleşmede yer alan bedelin done alınması suretiyle yapılan tarhiyatta isabet görülmediğinden, yükümlü temyiz isteğinin kabulü ile vergi mahkemesi ısrar kararının bozulması gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

Maliki olduğu taşınmazı satan davacı adına, satış bedelini noksan beyan ettiğinden bahisle salınan kaçakçılık cezalı tapu harcına karşı açılan davanın reddi yolundaki ısrar kararı davacı tarafından temyiz edilmiştir.

492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı 4 sayılı Tarifenin 20'nci maddesinin (a) fıkrasında, gayrimenkullerin ivaz karşılığında veya ölünceye kadar bakma akdine dayanarak yahut trampa hükümlerine göre devir ve iktisabında gayrimenkulun devir ve iktisap bedelinden az olmamak üzere emlak vergisi değeri üzerinden devir eden ve devir alan için ayrı ayrı binde 48 oranında tapu harcı alınacağı kurala bağlanmıştır. Bu madde hükmü öncelikle devir ve iktisap bedelinin harca esas olmasını öngörürken bu bedelin emlak vergi değerinden düşük olamayacağını da kabul etmiştir.

Vergi idaresince, satış bedeli uyuşmazlık konusu taşınmazın emlak vergi değerinden yüksek bedel üzerinden harç ödendiği ancak, bu bedelin gerçek devir ve iktisap bedeli olmadığı görüşüyle yapılan tarhiyatın dayanağı olarak, bu işlemden daha önce davacının aynı taşınmaz hakkında yaptığı bir satış vaadi sözleşmesinde gösterilen bedelden düşük olması neden gösterilmektedir. Sözü edilen sözleşmenin, bir emlak komisyoncusu aracılığıyla düzenlendiği ve tapuda tescil edilmediği gibi bazı eklentileri de kapsadığı ancak, bu sözleşmeden vazgeçildiği anlaşılmaktadır.

Vergi idaresince, gayrimenkulun satış bedelinin emlak vergisi değerinden veya iktisap değerinden daha düşük olduğu ya da satış bedeli dışında ayrıca ek bir ödemede bulunulduğu yolunda yapılmış bir tespit olmadığı gibi tapu harcına esas alınan değer, alıcı tarafından da doğrulanmaktadır.

Bu durumda, gerçekleşmeyen satış vaadi sözleşmesinde yer alan bedelin gerçek satış bedeli olduğundan bahisle yapılan tarhiyata karşı açılan davanın reddinde hukuka uygunluk görülmemiştir.

Bu nedenlerle temyiz isteminin kabulüne. İzmir 2. Vergi Mahkemesinin 4.6.1998 günlü ve E:1998/273, K:1998/583 sayılı ısrar kararının bozulmasına, yeniden verilecek kararda karşılanacağından yargılama giderleri yönünden hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına 14.5.1999 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY

Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar ısrar kararının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle karara katılmıyoruz.

 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı