Danıştay Dokuzuncu Daire
İflasına karar verilen şirketin ticaret sicilinden kaydının silinmesi nedeniyle mükellefiyeti devam edeceğinden beyanname vermek zorunda olduğundan bahisle kesilen özel usulsüzlük cezasında isabet bulunmadığı hk. İstemin Özeti : Davacı şirketin iflasına karar verildiği tarihten sonra katma değer vergisi beyannamelerini vermediği ileri sürülerek 1997 yılı Ocak ila Temmuz dönemleri için kesilen usulsüzlük cezasının kaldırılması istemiyle açılan davayı; dosyada mevcut belgelerin değerlendirilmesi sonucu, yükümlü kollektif şirketin 20.09.1996 tarihinde iflasına karar verildiği, bu tarihten itibaren ticari faaliyetinin bulunmadığı, yükümlü şirketin herhangi bir malvarlığının olmayıp, bankalarda hesaplarının bulunmadığı, bu durumda uyuşmazlık konusu dönemde şirketin herhangi bir teslim ve hizmet ifasının, diğer bir deyişle katma değer vergisini doğuracak bir faaliyetinin bulunmadığının açık olduğu, bu durumda katma değer vergisi beyannamesi vermeyi gerektirecek bir durum bulunmadığından kesilen cezada yasal isabet bulunmadığı kaldı ki, 3065 sayılı Kanunun 40/3. maddesinde yeralan hükmün, ticari faaliyetini sürdüren ancak bazı dönemlerde katma değer vergisine tabi bir teslim ve hizmet ifası bulunmayan mükellefleri kapsadığı, diğer taraftan 193 sayılı Kanunun 85/3. maddesinde yeralan hükmün bir benzerinin 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununda yeralmadığı gerekçesiyle kabul ederek kesilen usulsüzlük cezasını kaldıran (...) Vergi Mahkemesi kararının; 213 sayılı Kanunun 162. maddesi hükmü karşısında mükellefiyeti devam eden şirketin katma değer vergisi beyannamesi vermek zorunda olduğu ve beyanname verilmemesi nedeniyle kesilen usulsüzlük cezasının onanması gerektiği ileri sürülerek bozulması istemidir. Karar: Uyuşmazlık, yükümlü şirketin, iflas kapanmadığı halde katma değer vergisi beyannamelerini vermediği nedeniyle kesilen usulsüzlük cezasını kaldıran vergi mahkemesi kararının bozulması istemine ilişkindir. 213 sayılı Kanunun 162. maddesinde Tasfiye ve İflas hallerinde mükellefiyetin vergi ile ilgili muamelelerin tamamen sona ermesine kadar devam edeceği, bu hallerde tasfiye memurları veya iflas dairesinin tasfiye ve iflas kararları ile tasfiyenin veya iflasın kapandığını vergi dairesine ayrı ayrı bildirmeye mecbur oldukları belirtilmiş; 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 40/3. maddesinde ise herhangi bir vergilendirme döneminde vergiye tabi işlemleri bulunmayan mükelleflerin beyanname vermek mecburiyetinde oldukları hükme bağlanmıştır. Bu hükümler karşısında iflasına karar verilen şirketin ticari faaliyeti bulunmasa dahi ticaret sicilinden kaydı silinmediği sürece mükellefiyeti devam edeceğinden katma değer vergisi beyannamesi vermesi gerekmektedir. Bu durumda katma değer vergisi beyannamelerini vermeyen şirket adına kesilen cezada yasal isabetsizlik bulunmadığından cezaların onanması gerekirken, terkini yönündeki mahkeme kararı yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile (...) Vergi Mahkemesi kararının bozulmasına yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan mahkemeye gönderilmesine oybirliği ile karar verildi.