Danıştay Yedinci Daire
İktisadi devlet teşekküllerine yapılacak tebligatın; 213 sayılı Kanunun 94. maddesine göre değil, anılan kanunun 98. maddesine göre yapılması gerekir. İstemin Özeti: Türkiye Elektrik Kurumunun mülkiyetinde olan ve 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca davacı şirkete devredilen taşıta ilişkin olarak salınan taşıt alım vergisi ile kesilen kusur cezasını; 213 sayılı Kanunun 94. maddesi açıklanarak, olayda, vergi ve ceza ihbarnamesinin şirketin adresinde 10 Şubat 1995 tarihinde (...)'a tebliğ edildiğe; tebliğ alındısında, tebligat yapılan kişinin kurumun kanuni temsilcisi olduğuna dair bir kayıt bulunmadığı gibi, tüzel kişiliği temsile yetkili kişilerin aranıp da bulunamadığı yolunda bir açıklama da yeralmadığından, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmadığının anlaşıldığı; bu nedenle ıttıla tarihine göre davanın süresinde olduğu kabul edilerek işin esasının incelenmesi suretiyle, davacı kurumun taşıt alım vergisine tabi tutulamayacağı gerekçesiyle kaldırılan (...) Vergi Mahkemesinin kararının; otuz günlük dava açma süresi geçirildikten sonra açılan davanın süre aşımı yönünden reddi gerekirken, işin esası hakkında karar verilmesinin yerinde olmadığı, davacı kurumun taşıt alım vergisine tabi olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir. Karar: Dosyanın incelenmesinden; Türkiye Elektrik Kurumu'nun mülkiyetinde olan ve 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca davacı şirkete devredilen taşıta ilişkin olarak salınan taşıt alım vergisi ile kesilen kusur cezasını kaldıran mahkeme kararının; vergi ve ceza ihbarnamesinin 10.2.1995 tarihinde davacı şirket adresinde tebliğ edilmesine rağmen, davanın 14.03.1995 tarihinde kayda geçen dilekçe ile açıldığının anlaşılması karşısında; dava hakkında süresi içerisinde açılıp açılmadığı araştırılarak karar verilmesi icap ettiği gerekçesiyle Danıştay Yedinci Dairesince verilen kararla bozulması üzerine, mahkemece, vergi ve ceza ihbarnamesinin, 213 sayılı Kanunun 94. maddesi hükmüne uygun olarak tebliğ edilmediği; bu nedenle, ıttıla tarihine göre davanın süresinde olduğu kabul edilerek, işin esasının incelenmesi suretiyle, yapılan cezalı tarhiyatın, davacı kurumun taşıt alım vergisine tabi tutulamayacağı gerekçesiyle kaldırıldığı anlaşılmıştır. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 94. maddesinde, tüzel kişilere yapılacak tebligatın, bunların başkan, müdür veya kanuni temsilcilerine; aynı Kanunun 'Kamu idare ve müesseselerine tebliğ' başlıklı 98. maddesinde de, kamu idare ve müesseselerine yapılacak tebliğin, bu idare ve müesseselerin en büyük amirlerine veya bunların muavinlerine veya en büyük amirin yetkili kılacağı memurlara yapılacağı hükmüne yer verilmiştir. 15.09.1993 günlü ve 21699 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 93/4789 sayılı Bakanlar Kurulu Kararında; Türkiye Elektrik Kurumunun, Türkiye Elektrik Üretim, İletim Anonim Şirketi ve Türkiye Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi ünvanlı olmak üzere iki ayrı iktisadi devlet teşekkülü şeklinde teşkilatlandırıldığı belirtilmiştir. Anılan karardaki düzenlemeye göre; bir iktisadi devlet teşekkülü olanTürkiye Elektrik Üretim, İletim Anonim Şirketi Genel Müdürlüğü adına yapılacak tebligatın, 213 sayılı Kanunun tüzel kişilere yapılacak tebligatla ilgili 94. maddesine göre değil, Kamu idare ve müesseselerine yapılacak tebligat başlıklı 98. maddesine göre yapılması gerekmektedir. Olayda, davacı şirket adına düzenlenen vergi ve ceza ihbarnamesinin, şirketin adresinde 10.02.1995 tarihinde (...)'a tebliğ edildiği davanın ise, 14.03.1995 tarihinde mahkeme kaydına geçen dilekçe ile açıldığı anlaşılmıştır. Bu durumda, mahkemece, iktisadi devlet teşekkülü olan davacı şirket adına vergi ve ceza ihbarnamesi tebliğ edilen (...) adlı şahsın, 213 sayılı Kanunun 98. maddesinde belirtilen tebliğ yapılacak kişilerden olup olmadığı hususu araştırılıp, bunun sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, anılan Kanunun tüzel kişilere yapılacak tebligatı düzenleyen 94. maddesine uygun olarak vergi ve ceza ihbarnamesinin tebliğ edilmediğinden bahisle, ıttıla tarihine göre açılan davanın süresinde olduğu kabul edilerek işin esası incelenmek suretiyle verilen mahkeme kararında isabet görülmemiştir. Açıklanan nedenle, temyiz isteminin kabulüne, mahkeme kararının bozulmasına, bozma kararı üzerine mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına oybirliği ile karar verildi.