Dairesi
Şirketçe seyahate gönderilerek masrafları şirketçe karşılanan şahısların bayilerinin müşterisi olduğu, bayileriyle promosyon olarak seyahat hizmeti verecekleri yönünde seyahat öncesi bir protokol yapılmadığı, şirket karar defterinde bu yönde bir karar alınmadığı, seyahate katılımlarıyla ilgili olara
Karar No
1999/2140
Esas No
1998/3543
Karar Tarihi
27-05-1999

Danıştay Üçüncü Daire

Şirketçe seyahate gönderilerek masrafları şirketçe karşılanan şahısların bayilerinin müşterisi olduğu, bayileriyle promosyon olarak seyahat hizmeti verecekleri yönünde seyahat öncesi bir protokol yapılmadığı, şirket karar defterinde bu yönde bir karar alınmadığı, seyahate katılımlarıyla ilgili olarak alımsatım konusunda belli bir koşul belirlenmediği, seyahatin davacı şirketin kazancına yapacağı etkinin ne kadar sürede ve ne yönde olacağının açık olarak ortaya konulmadığı dolayısıyla seyahat harcamaları ile elde edilecek kazanç arasında doğrudan illiyet bağı bulunmadığından, dönem kazancından indirilmesi mümkün değildir. İstemin Özeti: Dayanıklı tüketim malları imal ve ticaretiyle uğraşan davacı şirketin 1996 takvim yılı işlemlerinin incelenmesi sonucu düzenlenen inceleme raporuna dayanılarak adına ikmalen salınan kurumlar vergisi, fon payı ile bunlara bağlı olarak kesilen ağır kusur cezalarına karşı açılan davayı; dosyanın incelenmesinden, davacı şirketçe Suudi Arabistan ve ispanya'ya seyahate gönderilen şahısların yol, konaklama ve rehberlik hizmetleriyle ilgili 7.505.775.983 lirayı pazarlama ve dağıtım giderleri arasında dönem kazancından indirdiğinin anlaşıldığı, davacı şirketçe seyahate gönderilerek masrafları şirketçe karşılanan bu şahısların bayilerinin müşterisi olduğu, bayileriyle promosyon olarak seyahat hizmeti verecekleri yönünde seyahat öncesi bir protokol yapılmadığı, şirket karar defterinde bu yönde bir karar alınmadığı, seyahate katılımlarıyla ilgili olarak alımsatım konusunda belli bir koşul belirlenmediği, seyahatin davacı şirketin kazancına yapacağı etkinin ne kadar sürede ve ne yönde olacağının açık olarak ortaya konulmadığı dolayısıyla seyahat harcamaları ile elde edilecek kazanç arasında doğrudan illiyet bağı bulunmadığından, dönem kazancından indirilemeyeceği, davacı şirketin yapılan harcamaların prim niteliğinde olduğu, harcamaların keyfilik unsuru taşımadığı yolundaki iddiası salınan kurumlar vergisi ve fon payım kusurlandıracak nitelikte görülmediği, matrah farkının şirket defter ve belgelerinden saptanmış elması karşısında tarhiyata kusur cezası uygulanmasının hakkaniyeti uygun olacağı gerekçesiyle kısmen kabul edilerek kesilen ağır kusur cezalarım kusur cezalarına çeviren, davanın kurumlar vergisi ve fon payına ilişkin kısmım reddeden Vergi Mahkemesi kararının; seyahat giderlerinin satışlarım artırdığı, incelemenin noksan yapıldığı, promosyon giderleri ürün fiyatlarına yansıtıldığından şirkete mali külfet yüklemediği, hedeflerinin bayileri olduğu, bayilerin müşterilerinin gönderilmesinin bayi satışlarım artırıcı reklam unsuru olduğu ileri sürülerek bozulması istemidir. Karar: Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanan Vergi Mahkemesi kararı, aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de uygun görülmüş olup temyiz istemine ilişkin dilekçede ileri sürülen iddialar sözü geçen kararın bozulmasın) sağlayacak durumda bulunmadığından temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına, davacıdan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı (3) sayılı tarife uyarınca nispi harç alınmasına, cezalı fon payında oyçokluğuyla, cezalı kurumlar vergisinde oyçokluğuyla karar verildi. ayrışık OY: X 3824 sayılı Kanunun 'Gelir ve Kurumlar Vergileri üzerinden alınan fonların birleştirilmesine ilişkin hükümler' başlıklı altıncı bölümünde yeralan 19. maddede; mükelleflerin beyannamelerinde hesaplayacakları fon payım ödeyecekleri düzenlenmiş, sonradan ikmalen ya da re'sen takdir yolu ile saptanacak matrah farkları üzerinden de ayrıca fon payı ödeyecekleri yolunda bir hükme yer verilmemiştir. Bölümün 20. maddesi hükmü ile de açık olarak mükelleflerin beyannamelerinde hesaplayacakları fon payının beyan, tarh, tahakkuk ve ödenmesi ile red ve iadelerine ilişkin usul ve esaslar hakkında Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunları ile Vergi Usul Kanunu ve Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanacağı öngörülmüştür. Kanuni düzenlemenin bu açıklığı karşısında, 20. madde hükmünü bertaraf edecek ve vergi hukukunda açık Kanun hükmü ile cevaz verilmiş olmadıkça yasak olan kıyas uygulaması sonucu doğuracak şekilde, ikmalen ve re'sen saptanacak matrah farkları üzerinden de fon payı hesaplanacağı sonucunu çıkarmak olanaksızdır. Açıklanan nedenlerle cezalı fon payına yönelik temyiz isteminin kabulü gerektiği görüşüyle kararın bu bölümüne katılmıyoruz. .

 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı