Danıştay Dördüncü Daire

İnşaatın geniş ve dağınık alanda yapılması, torba çimento kullanılması nedeniyle işin niteliği gereği fire oranının yüksek olabileceği göz önüne alınmadan ve bu çimentoların başka bir yerde kullanıldığı saptanmadan mücerret ihale makamının bildirdiğinden fazla çimento gideri bulunduğundan bahisle re'sen tarh nedeni yaratılması ve matrah farkı saptanması yerinde değildir. İstemin Özeti: Yıllara sari inşaat işiyle uğraşan davacı şirketin istihkaklarından kesilen gelir (stopaj) vergilerin red ve iadesi istemiyle yaptığı başvuru üzerine işlemlerin incelenmesi sonucu 1991 yılı için adına kurumlar vergisi salınmış kaçakçılık cezası kesilmiştir. Danıştay bozma kararı üzerine Vergi Mahkemesi kararıyla; inşaat taahhüt işiyle uğraşan davacı şirketin yıllara sirayet eden Aksu Sulama inşaatıyla ilgili işlemlerin incelenmesi sonucu, söz konuşu inşaatta, kullanılması gerekenden fazla demir ve çimento giderlerinin kayıtlara intikal ettirildiğinin saptanması üzerine yapılan tarhiyatın dava konuşu edildiği, inceleme elemanınca, ihale makamınca bildirilen demir ve çimento miktarı ite Ankara Sanayi Odası'nca bildirilen fire oranları dikkate alınmak suretiyle matrah farkı saptandığı, davacı şirket üstlenmiş olduğu inşaatın sulama işi olduğunu ve işin özelliği nedeniyle çimentoda fera oranının en az %10 olduğunu bunun dikkate alınması halinde matrah farkı olmayacağını ileri sürdüğü, söz konuşu inşaatın geniş ve dağınık alanda yapılması, torba çimento kullanılması nedeniyle işin niteliği gereği fire oranının yüksek olabileceği göz önüne alınmadan ve bu çimentoların başka bir yerde kullanıldığı saptanmadan mücerret ihale makamının bildirdiğinden fazla çimento gideri bulunduğundan bahisle re'sen tarh nedeni yaratılması ve matrah farkı saptanmasının yerinde görülmediği gerekçesiyle vergi ve cezanın kaldırılmasına karar verilmiştir. Davalı idare, yapılan tarhiyatın yerinde olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir. Karar: Mahkeme kararının Danıştay tarafından bozulması halinde, mahkemece bu karara uyulmak suretiyle verildiği ifade edilen kararlara karşı yapılacak temyiz başvurularının bozma esaslarına uyulmuş olup olmadığı yönünden incelenmesi mümkündür. İncelenen dosya içeriğinden mahkeme kararının Danıştay Dördüncü Dairesi'nin bozma kararında yazılı esaslara uygun olduğu görülmektedir. Temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmamaktadır. Bu nedenle, temyiz isteminin reddine oybirliğiyle karar verildi. (*) İleri sürülen iddialar temyize konu yergi mahkemesi kararının fon payına ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından bu hususa ilişkin istemin de reddine karar verilmesi gerektiği görüşü ve kararın fon payına ilişkin bölümüne katılmıyoruz.