Danıştay Dokuzuncu Daire
Borcunu karşılayacak katma değer vergisi alacağı bulunan yükümlünün süresinde verdiği dilekçe üzerine idarenin teminat isteyerek mahsup işlemini yapması gerekirken vergi borçlarının vade tarihleri ile teminat mektubunun verildiği tarihi arasındaki süre için gecikme zammı talebinde bulunulması ve ödeme emri ile tahsili yoluna gidilmesinde isabet yoktur. İstemin Özeti: Fırıncılık yapan yükümlünün temel gıda maddesi alışlarında yüklendiği katma değer vergilerinden dolayı 1995/ Mayıs ve Aralık dönemleri katma değer vergisi iade alacağından, vergi borçlarının mahsup suretiyle ödenmesi talebinde bulunmasına karşılık teminat mektubunu geç verdiği nedeniyle hesaplanan gecikme zammının tahsili için düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davayı; katma değer vergisi iade ve mahsup işlemlerinin ne şeklide yerine getirileceği hususunda yayımlanan katma değer vergisi genel tebliğlerinde, sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge kullandığı ve düzenlendiği hususunda, haklarında rapor bulunmayan mükelleflerin iade ve mahsup taleplerinin temel esaslara göre yerine getirilmesi gerektiği, mahsup işleminin mükellefin elinde olmayan nedenlerle gecikmesi halinde, zamanında yapılmayan mahsup için gecikme zammı uygulanamayacağın in açıklandığı, olayda borcunu karşılayacak katma değer vergisi alacağı bulunan yükümlünün süresinde verdiği dilekçe üzerine idarenin teminat isteyerek mahsup işlemini yapması gerekirken vergi borçlarının vade tarihleri ile teminat mektubunun verildiği 27.11.1996 tarihi arasındaki süre için gecikme zammı talebinde bulunulması ve ödeme emri ile tahsili yoluna gidilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle kabul ederek ödeme emrini iptal eden Vergi Mahkemesinin kararının; gerekli teminat 27.12.1996 tarihinde verildiğinden bu tarihe kadar geçen süre için uygulanan gecikme zammı için düzenlenen ödeme emrinin yerinde olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir. Karar: Temyiz edilen Vergi Mahkemesinin kararında, 2577 Sayılı idari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinin 1. fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisinin bulunmadığı anlaşıldığından temyiz isteminin reddine, anılan mahkeme kararının onanmasına oybirliği ile karar verildi. Özelge’nin tam metnine KDVK’nın 1/1. maddesi ile ilgili kısımda yer verilmiştir.