Danıştay Üçüncü Daire
1)Alınan mal karşılığı borçlanılan tutarın şirketin öz sermayesine oranının % 6271 arasında olması Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 16. maddesinde belirlenen örtülü sermaye tanımına uymakta ise de, şirketin satın aldığı mal karşıIlgında borçlanmış olması, kambiyo mevzuatı hükümleri çerçevesinde bu borçların ödendiğinin anlaşılması ve üretime dönük faaliyette bulunan şirketin üretim girdilerinin borç karşılığı temini yoluna gidilmesinin ticari hayatın doğal sonucu olması nedeniyle mal karşılığı yapılan borçlanmaların örtülü sermaye olarak kabul edilemeyeceği, 2)KVK' nın 15. maddesinin 2. bendi uyarınca örtülü sermaye olarak nitelendirilen borçlanmalarda, ödenen faizlerin kurum kazancından indirilemeyeceği belirtilmiş olup, madde hükmünde kur farkından söz edilmediğinden, şirketin satın aldığı mal karşılığı ödediği kur farkım kurum kazancından indirilmesi mümkündür. İstemin Özeti: Röntgen cihazı imalatıyla uğraşan davacı şirketin 1991 takvim yılma ilişkin işlemlerinin örtülü sermaye yönünden incelenmesi sonucu tespit edilen matrah üzerinden adına re'sen salınan kurumlar vergisi ve fon payı ile bu vergi ve fon payına bağlı olarak kesilen kaçakçılık cezasına karşı açılan davayı; olayda, davacı şirketin röntgen cihazı imalinde kullanılan (X) ışını jeneratörünü davacı şirketin ortağı olan (...) firmasından 1991 takvim yılından itibaren döviz karşılığı borçlanarak satın almasının, iki şirket arasında devamlı iktisadi ilişkinin varlığım gösterdiği, alınan mal karşılığı borçlanılan tutarın şirketin öz sermayesine oranının %6271 arasında olması, Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 16. maddesinde belirlenen örtülü sermaye tanımına uymakta ise de inceleme raporunda da belirtildiği üzere, davacı şirketin satın aldığı mal karşılığında, borçlanmış olması, kambiyo mevzuatı hükümleri çerçevesinde bu borçların ödendiğinin anlaşılması ve üretime dönük faaliyette bulunan, şirketin üretim girdilerinin borç karşılığı temini yoluna gidilmesinin ticari hayatın doğal sonucu olması nedeniyle mal karşılığı yapılan borçlanmaların örtülü sermaye olarak kabul edilemeyeceği, öte yandan Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 15 maddesinin 2. bendi uyarınca örtülü sermaye, olarak nitelendirilen borçlanmalarda, ödenen faizlerin kurum kazancından indirilemeyeceği belirtilmiş olup, madde hükmünde kur farkından söz edilmediğinden davacı şirketin satın aldığı mal karşılığı ödediği kur farkım kurum kazancından, indirmesinin yerinde bulunduğu, bu durumda, davacı şirket adına yapılan cezalı tarhiyatta yasal isabet görülmediği gerekçesiyle kabul ederek dava konuşu cezalı tarhiyatı kaldıran Vergi Mahkemesi kararım, (...) firmasının davacı şirketin %77,2 hissesine sahip ortağı olduğu gibi, bu şirketin imal edilen röntgen cihazının maliyetinin %5060'ını oluşturan(X) ışını jeneratörünü satan firma olması nedeniyle her iki şirket arasında vasıtasız bir şirket münasebeti ve sıkı bir iş ilişkisi mevcut olduğu, 1990 yılından itibaren vadeli ve dövize endeksli olarak mal karşılığı borçlanmada bulunularak, ikrazı bu yıldan itibaren teşebbüste kullanıldığına göre kanun maddesi hükmünde öngörülen devamlılık unsurunun olayda gerçekleştiğinin kabulü gerektiği, inceleme elemanınca işletmenin bünyesinde yapılan değerlendirme neticesinde ulaşılan sonuç, Yasa'nın aradığı bir diğer koşulu, yani borçlanılan tutarla öz sermaye arasında ticari hayatın normal koşullarına göre mutad olmayan oranda bariz bir fark yaratıldığım açıkça ortaya koyduğu, bu nedenle davacı kurumun vadeli olarak (X) Işını Jeneratörü satın alma yöntemi ile kurumun %77.2 payına sahip (....) firmasına dövize endeksli borçlanmasın in örtülü sermaye olarak kabul edilmesinde kanuna aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle bozan Danıştay Üçüncü Dairesi kararının; ithal edilen emtia karşılığı döviz cinsinden yapılan borçlanmanın dönem sonunda değerlenmesi suretiyle oluşan kur farkı gideri örtülü sermaye üzerinden ödenen faiz olarak nitelendirilemeyeceğinden, yapılan cezalı tarhiyatın kanuna aykırı olduğu ileri sürülerek düzeltilmesi istemidir. Karar: Kararın düzeltilmesi istemine ilişkin dilekçede ileri sürülen sebepler 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 54. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi hükmüne uygun bulunduğundan kararın düzeltilmesi isteminin kabulüne ve Danıştay Üçüncü Dairesi kararının ortadan kaldırılmasına karar verildikten sonra dosya yeniden incelendi ve işin gereği görüşülüp düşünüldü: Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanan Vergi Mahkemesi kararı, aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de uygun görülmüş olup, temyiz istemine ilişkin dilekçede ileri sürülen iddialar sözü geçen kararın bozulmasın ı sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına oybirliğiyle karar verildi . Konu ile ilgili makale için Bkz. şevki BORAN, 'Örtülü Sermaye ve Kur Farkları', Yaklaşım, Yıl:7, Sayı: 76, Nisan 1999, s. 148 vd.