Dairesi
DANIŞTAY VERGİ DAVA DAİRELERİ GENEL KURULU E. 1998/138
Karar No
1999/155
Esas No
1998/138
Karar Tarihi
12-03-1999

T.C.

DANIŞTAY

VERGİ DAVA DAİRELERİ GENEL KURULU

o GEÇİCİ KABUL YOLUYLA İTHAL EDİLEN EŞYANIN YASAL SÜRESİ İÇİNDE YURTDIŞI EDİLMEMESİ (Gümrük Vergi ve Resimlerinden Sorumluluk)

o YURTDIŞI EDİLMEYEN EŞYA NEDENİYLE GÜMRÜK VERGİ VE RESİMLERİNDEN SORUMLULUK (A.T.A. Karnesi ile Geçici Olarak İthal Edilen Eşya)

o GÜMRÜK VERGİ VE RESİMLERİNİ ÖDEME YÜKÜMLÜLÜĞÜ (A.T.A. Karnesiyle Geçici Olarak İthal Edilen Eşyanın Süresinde Yurtdışı Edilmemesi)

o İTİRAZIN GEÇERLİLİĞİ VE DAVANIN SÜRESİNDE AÇILDIĞININ KABULÜ (İdarece İtiraz Hakkı Bulunduğu Yolunda Yanıltılan Kişinin)

o DAVA AÇMA SÜRESİ (İdarece Yanıltılarak İtiraz Eden Kişinin İtirazın Reddinden Sonra Açtığı Davanın Süresinde Kabulü)

4458

Özet : İdare tarafından yanıltılan yükümlünün yaptığı itirazın reddi yolundaki kararın kendisine tebliği üzerine açtığı davanın süresinde olduğu kabul edilmelidir.

İstemin Özeti: 1615 sayılı Kanunun 119 uncu maddesinin 5 inci fıkrası ve A.T.A. Karneleri Hakkında Gümrük Sözleşmesi uyarınca geçici kabul yoluyla ithal edilen eşyanın yasal süre içinde yurtdışı edilmemesi nedeniyle giriş sırasında kefalete bağlanan gümrük vergi ve resimleri tahakkuk ettirilerek yükümlüye bildirilmiştir.

Tahakkuka karşı açılan davayı inceleyen Ankara 3. Vergi Mahkemesi, 26.4.1995 günlü, E: 1994/543, K: 1995/697 sayılı kararıyla; geçici kabul yoluyla yurda getirilen eşya nedeniyle mükelleflerin beyanlarına göre tahakkuk ettirilip teminata bağlanan gümrük vergisi, resim ve fonların, eşyanın yasal süre içinde yurtdışı edilmemesi nedeniyle tahsili için tesis edilen işlemin iptali istemiyle açılan davayı; tahakkuka bağlanan vergilere karşı ek tahakkuklarda olduğu gibi idari itiraz yoluna başvurulmayıp, doğrudan dava açılması gerektiği, olayda geçici ithal esnasında beyana göre tahakkuk ettirilen vergi, resim ve fonların 24.12.1990 tarihinde tebliğ edildiği, 11.3.1994 günlü Gümrükler Genel Müdürlüğü kararı ile sadece para cezasına ilişkin itirazın reddedildiği, vergi, resim ve gecikme faizi hakkında ise karar verilmediği anlaşıldığından, 24.12.1990 tarihinde tebliğ edilen vergi, resim ve fonlara ilişkin tahakkuklara karşı 18.5.1994 tarihinde açılan davanın süresinde olmadığı gerekçesiyle süre aşımı yönünden reddetmiştir.

Yükümlü kurumun temyiz başvurusunu inceleyen Danıştay Yedinci Dairesi, 3.06.1996 günlü, E: 1995/5270, K: 1996/2169 sayılı kararıyla; geçici olarak ithal edilen eşyaların gümrük vergi ve resimlerinin giriş esnasında tahakkuk ettirilerek teminata bağlanması nedeniyle yeniden tahakkuk ettirilmesine gerek bulunmadığı, dolayısıyla geçici ithalat sırasında yapılan gümrük vergi ve resimleri tahakkukuna karşı 1615 sayılı Kanunun 78 inci maddesi ve izleyen maddeleri uyarınca idari itiraz yollarının kullanılmasının söz konusu olamayacağı, bu tür kamu alacaklarının takip ve tahsilinde 6183 sayılı Kanunun 54, 55 ve 56 ncı maddelerinin uygulanması gerekirken, gümrük idaresince ek tahakkuk bildiriminde bulunulduğu, yapılan bildirimde; 15 gün içinde tahakkuku yapan gümrüğe itirazda bulunulmadığı takdirde tahakkukun kesinleşmiş olacağı belirtilmek suretiyle yükümlünün idari itiraz yoluna sevk edildiği ve dolayısıyla yanıltıldığı, bu durumda ek tahakkukun tebliği üzerine 1615 sayılı Kanun hükümleri uyarınca idari itiraz yoluna gidilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, dava açma süresinin ek tahakkukun tebliği üzerine yapılan idari itiraz sonucunda tesis edilen işlemin 20.4.1994 tarihinde tebliğinden itibaren başlaması nedeniyle 18.5.1994 tarihinde açılan davanın süre aşımı yönünden reddi yolundaki kararda isabet görülmediği gerekçesiyle vergi mahkemesi kararını bozmuştur.

Bozma kararına uymayan Ankara 3. Vergi Mahkemesi, 20.11.1997 gün, E: 1997/862, K: 1997/1334 sayılı kararıyla; Gümrükler Genel Müdürlüğünün dava konusu 11.3.1994 tarihli ve 94/7 sayılı kararı gümrük vergi ve resimlerine ilişkin olmadığından esasın incelenmesi sonucunda bu kararın iptali veya davanın esastan reddi, vergi ve resimler açısından hüküm ifade etmeyeceğinden kararın fiili bir sonuç doğurmasının mümkün olmadığı, tahakkuka karşı açılan davanın süreden reddinin de davacı açısından bir hak kaybına neden olmayacağı gerekçesiyle ilk kararında direnmiştir.

Direnme kararı yükümlü kurum tarafından temyiz edilmiş ve gümrük müdürlüğünün vergi ve ceza bildirimi üzerine 2.1.1991 tarihinde itiraz edildiği, açılan davanın süresinde olduğu iddia edilerek kararın bozulması istenmiştir.

Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi S.Ç.'nin Düşüncesi: İleri sürülen iddialar usule ve hukuka uygun vergi mahkemesi kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı A.P.'nin Düşüncesi: Temyiz başvurusu, davacı kurum tarafından A.T.A. karnesi ile 1615 sayılı Kanunun 119. maddesinin 5. fıkrası uyarınca geçici olarak ithal edilen eşyanın kanuni süresi içinde yurtdışı edilmediğinden bahisle giriş esnasında tahakkuku yapılarak teminata bağlanan gümrük vergi ve resimlerinin tahsili amacıyla tesis edilen işlemin iptali talebiyle açılan davayı süre aşımı nedeniyle reddeden vergi mahkemesi kararının; geçici ithalat sırasında yapılan gümrük vergi ve resimleri tahakkukuna karşı 1615 sayılı Kanunun 78 ve devamı maddeleri uyarınca idari itiraz yollarının kullanılması söz konusu olamayacağı bu tür kamu alacaklarının takip ve tahsilinde 6183 sayılı Kanunun 54, 55 ve 56. maddelerinin uygulanması gerekirken gümrük idaresince ek tahakkuk bildiriminde bulunulması suretiyle yükümlünün idari itiraz yoluna sevk edilerek yanıltılmış olduğu bu nedenle dava açma süresinin ek tahakkukun tebliği üzerine yapılan idari itiraz neticesinde tesis edilen işlemin tebliği tarihinden itibaren başlaması gerektiği buna göre davanın süre aşımı yönünden reddedilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle Danıştay Yedinci Dairesince bozulmasından sonra aynı mahkemece verilen ısrar kararının bozulması istemine ilişkindir.

Israr kararı, 6183 sayılı Yasanın 56. maddesine göre idarece tesis edilecek işlemin her zaman dava konusu edilmesinin mümkün olduğu bu nedenle ilk tahakkuka karşı açılan davanın süreden reddi halinde bir hak kaybının söz konusu olmayacağı, bu nedenle dava süresinin hesabında tahakkukun tebliği tarihi olan 24.12.1990 tarihinin esas alınması icap ettiği, bu tarihe göre ise davanın süre aşımından reddinin yerinde olduğu tahakkuka itiraz üzerine tesis edilen 11.3.1994 tarihli işlemin gümrük vergi ve resimleri hakkında olmayıp para cezası hakkında olduğu bu sebeple bu tarihe göre davanın süresinde olduğunun kabul edilemeyeceği gerekçesine dayalıdır.

Gümrük mevzuatına göre, geçici ithal rejimi çerçevesinde ithal edilen eşyaların gümrük vergi ve resimleri ithalat esnasında tahakkuk ettirilerek teminata bağlanmaktadır.

Geçici ithal rejimi kurallarına uyulmaması nedeniyle anılan eşyalara ilişkin vergi ve resimlerin tahsili cihetine gidilmesi halinde ise 6183 sayılı Kanunun 56. maddesine göre işlem yapılması gerekir.

Geçici ithal esnasında gümrük vergi ve resimleri tahakkuk ettirildiğine göre, tahsili gereken aşamada yeniden tahakkuk işleminin yapılmasına gerek yoktur.

Dosyanın incelenmesinden; olayda geçici olarak ithali yapılan eşyanın yurtta kalış süresi bitmesine rağmen yurtdışı edilmemesi nedeniyle tahakkuk eden vergi ve resimlerin 24.12.1990 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, sözü geçen vergi ve resimlerin terkini talebiyle 18.5.1994 tarihinde dava açıldığı anlaşılmış olup; yasal süre geçirildikten sonra açılmış olan davanın vergi mahkemesince süre aşımı yönünden reddedilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.

Her ne kadar Danıştay 7. Dairesince verilen bozma kararında dava açma süresinin ek tahakkukun tebliği üzerine yapılan itiraz neticesinde tesis edilen 11.3.1994 tarihli Gümrükler Genel Müdürlüğü işlemine göre hesaplanması icap ettiği belirtilmekte ise de; 11.3.1994 tarih ve 94/7 sayılı işlem gümrük para cezası kararına itirazın reddine ilişkin olup, bu davanın esastan incelenmesinin vergi ve resimler hakkında bir sonuç doğurmayacağı tabiidir. Kaldı ki, 6183 sayılı Yasanın 56. maddesine göre tesis edilecek olan işlemin ayrıca dava konusu yapılması mümkün olduğundan, ilk tahakkuka karşı süresi geçirildikten sonra açılan bu davanın süre aşımı nedeniyle reddedilmiş olması davacı bakımından bir hak kaybına da neden olmayacaktır.

Açıklanan nedenle ileri sürülen iddialar temyize konu ısrar kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığından, temyiz isteminin reddi ile mahkeme kararının onanması gerekeceği düşünülmektedir.

Türk milleti adına hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü: 1615 sayılı Gümrük Kanununun 119 uncu maddesinde; maddede belirtilen maksatlarla memlekete geçici olarak girecek yabancı eşyanın vergilerinin, bakanlıkça kabul ve tespit edilecek esas ve şartlar dairesinde teminata bağlanacağı, aynı maddenin 5 inci fıkrasında, milletlerarası antlaşmalarla kabul ettiğimiz hükümler saklı kalmak şartıyla, siparişe mahsus olmak üzere getirilen her çeşit numunelik ve modellik eşyanın altı ay içinde çıkarılmak ve yabancı fabrika ve sanat sahipleriyle bunların gezici ticaret memurları tarafından getirilmek ve karşılıklı olmak şartıyla geçici muaflık rejimi çerçevesinde yurda getirilebileceği kurala bağlanmıştır.

Eşyaların Geçici Kabulü için A.T.A. Karneleri Hakkındaki Gümrük Sözleşmesi uyarınca A.T.A. karneleri uluslararası teminat altına alınmış olup sözleşmenin 6 ncı maddesinin 1 inci fıkrasına göre A.T.A. karnesi ile ithal edilen eşya hususunda geçici kabul veya transit için tespit edilmiş şartlara riayet edilmemesi halinde, giriş vergileri ve ödenmesi gereken sair meblağın ödenmesi gümrük makamlarınca yetkili kılınan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin taahhüdüne bağlanmış ve bu kurum sözkonusu meblağları ödeyecek kişilerle müştereken ve müteselsilen sorumlu kılınmıştır.

Yükümlü kurumun 14.3.1990 günlü A.T.A. karnesiyle Gümrük Kanununun 119 uncu maddesinin 5 inci fıkrası uyarınca geçici olarak ve teminat aranmadan ithal ettiği eşyanın gümrük vergi ve resimlerinin ithalat sırasında tahakkuk ettirilmediği, eşyanın yasal yurtta kalma süresi içinde yurtdışı edilmediği, süre uzatma talebinin kabul edildiğine dair bir belgesinin de bulunmadığı anlaşılmıştır.

Bu durumda A.T.A. Karnesi kapsamında ithal edilen eşyalara ilişkin gümrük vergi ve resimlerinin eşyaların yurda girişi sırasında değil, eşyaların süresi içinde yurtdışı edilememeleri halinde hesaplanarak ödeme emri ile tahsili yoluna gidilmesi gerekirken, ... Gümrük Müdürlüğünün 19.12.1990 günlü yazısıyla eşyaların süresinde yurtdışı edilememeleri üzerine tahakkuk ettirilmiş olan vergi ve resimler 149 uncu madde gereğince uygulanan ceza ile birlikte yükümlüye bildirilerek ödenmesi istenip, aynı yazıda 15 günlük süre içinde tahakkuku yapan gümrüğe itirazda bulunulmadığı takdirde tahakkukun kesinleşeceği bildirilmiştir.

Bu bildirimle yükümlü yanıltılmış, yeniden yapılmış bir tahakkuk varmış gibi Gümrük Kanununun 78 inci maddesinin 5 inci fıkrasına göre itiraz yolu açılmıştır. Gümrük vergi ve resimleriyle para cezasına karşı yapılan itiraz gümrük müdürlüğünce reddedilmiş, Gümrükler Genel Müdürlüğünce cezaya yönelik gümrük müdürlüğü kararı onanmış olup, dava; bu kararlarla birlikte 11.3.1994 günlü ve itirazın reddi yolundaki karar gereğince istenen vergi ve para cezasının 15 gün içinde ödenmesi, bu tebligata itirazın ilgili mercilere yapılabileceği aksi halde bir aylık vade sonunda ödeme emri gönderileceği yolundaki bildirimin 20.4.1994 tarihinde yükümlüye tebliği üzerine 18.5.1994 gününde açılmıştır.

A.T.A. karnesi ile gerçekleşen geçici ithalatta gümrük vergilerinin Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin taahhüdüne bağlanmış olması ve geçici ithalin gerçekleştiği sırada tahakkuk yapılmamış olması karşısında, 19.12.1990 günlü bildirim yeniden yapılmış bir tahakkuk olarak nitelenemez. Ancak, geçici olarak ithal edilen eşya süresinde yurtdışı edilmediği ve süre uzatma talebinin kabulüne dair bir karar da ibraz edilmediğinden, Gümrük Kanununun 149 uncu maddesi gereğince istenen para cezasının vergiyle birlikte bildirimi üzerine bu yazıda belirtildiği gibi itiraz yoluna gidilmesinde isabetsizlik yoktur. Bu durumda, itirazın reddine ilişkin kararın 20.4.1994 tarihinde tebliği üzerine açılan dava süresindedir.

Bu nedenlerle Ankara 3. Vergi Mahkemesinin 20.11.1997 günlü, E: 1997/862, K: 1997/1334 sayılı ısrar kararının BOZULMASINA, 12.3.1999 gününde oybirliği ile karar verildi.

 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı