Danıştay Dokuzuncu Daire
Bakanlar Kurulu Kararı ile vergi muafiyeti tanınan vakfın bağış yoluyla edindiği gayrimenkullerin kiralanması faaliyeti iktisadi işletme sayılamaz. İstemin Özeti: Bakanlar Kurulu Kararı ile vergi muafiyeti tanınan yükümlü vakfa bağışlanan gayrimenkullerin kiralanması faaliyetinin iktisadi işletme olduğundan bahisle vergi inceleme raporuna göre 1993 yılı 12 aylık vergilendirme dönemleri için re'sen tarhedilen kaçakçılık cezalı katma değer vergisinin terkini istemiyle açılan davayı; 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 17. maddesinin 1. fıkrasında Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıfların da sayıldığı, aynı maddenin 4/d bendinde de, iktisadi işletmelere dahil olmayan gayrimenkullerin kiralanması işlemlerinin katma değer vergisinden istisna tutulduğunun hüküm altına alındığı, öte yandan 11 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinin (E) bölümünün 1. bendinde, dernek ve vakıflar ile her türlü mesleki kuruluşların kuruluş amaçlarına uygun teslim ve hizmetlerinin Katma Değer Vergisi Kanunu kapsamına girmediğinden vergiye tabi olmayacağının belirtildiği, dava dosyasının incelenmesinden, tarhiyatın dayanağı vergi inceleme raporunda; vakfa ait taşınmazlardan kira geliri elde edildiği, kira gelirleri ile ilgili olarak kapsamlı bir defter tutulduğu, vakfın 19931997 yıllarında 172 ila 208 adet gayrimenkulü kiraya verdiği, kira kontratlarının bir yıllık yapıldığı, bir yıl sonunda fiyatlarda yenileme yapılarak kira bedellerinin % 80100 oranında artırıldığı, bu işin takibi için personel çalıştırıldığı, kiralama faaliyetinde ciddi anlamda bir organizasyonun var olduğu ve bu organizasyonun kâr amacı güttüğü, bu nedenle 19931997 yılları arasında gayrimenkul kiralama faaliyetinden dolayı vakfa ait bir iktisadi işletmenin mevcut olduğu sonucuna varıldığı, iktisadi işletme kavramının ticari işletme kavramından daha geniş bir alanı kapsadığı ve dolayısıyla bu iktisadi işletme nedeniyle mükellefiyet tesis ettirilmesi gerektiği belirtilerek, yapılan hesaplamalar neticesinde dava konusu cezalı tarhiyatın yapıldığının anlaşıldığı, Bakanlar Kurulu kararıyla vergi muafiyeti tanınan vakıf, Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 17/1. maddesinde sayılan kuruluşlardan olduğundan ve bu haliyle maddedeki istisna hükümlerinden yararlanacağından ayrıca, aynı vakfın kurumlar vergisine ilişkin dosyalarında açıklandığı üzere iiktisadi işletmesi bulunmadığından, katma değer vergisi istisnasından yararlanması gereken vakıf adına, istisnadan yararlandırılmayarak yapılan cezalı tarhiyatta yasal isabet bulunmadığı gerekçesiyle kabul ederek, dava konusu cezalı tarhiyatı terkin eden Vergi Mahkemesinin kararının; vakfın gayrimenkul kiralama faaliyetinin ticari işletme olduğu, bu faaliyetin ticari işletme için belirlenen kriterlere uyduğu, vakfın faaliyetlerinin ticari hacim ve ehemmiyetinin ticari muhasebeyi gerektirdiği ve faaliyete ticari şekil ve mahiyeti verdiği, dolayısıyla bu faaliyetlerin ticari işletme sayılması gerektiği ileri sürülerek bozulması istenmektedir. Karar: Temyiz edilen Vergi Mahkemesi kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinin 1. fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisinin bulunmadığı anlaşıldığından temyiz isteminin reddine, anılan mahkeme kararının onanmasına oybirliği ile karar verildi.