Danıştay Dördüncü Daire
Tutanakta yirmi ayrı müşteriden mal alındığı ifade edilmiş olmakla birlikte bunların kimler olduğu belirtilmemiştir. Bu durumda özel usulsüzlük cezası kesilmesini öngören ve bu cezanın kesilmesine dair koşulları düzenleyen maddede belirtilen unsurlar, uyuşmazlık konuşu olayda bir arada gerçekleşmemiş bulunduğundan, idari cezalar içinde geçerli olan 'cezayı gerektiren fiilin tüm unsurları tamam olmadan failin cezalandırılmayacağı' yolundaki genel ceza hukuku ilkesinin varsayım ya da kıyas yoluyla ceza tayinine olanak tanımaması nedeniyle, davacı şirket adına kesilen özel usulsüzlük cezasının usul ve kanuna uygun olmadığı sonucuna ulaşılmaktadır. İstemin Özeti: 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 353. maddesinde belirtilen belgeleri düzenlemediği ileri sürülen davacı adına 1997 yılı için özel usulsüzlük cezası kesilmiştir. Vergi Mahkemesi kararıyla; 13.8.1997 tarihli tutanak ile davacının yirmi ayrı müşteriden aldığı emtia için müstahsil makbuzu düzenlemediği tespit edildiğinden kesilen özel usulsüzlük cezasının yerinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Davacı şirket, mal bedelinin ödendiği sırada müstahsil makbuzlarının düzenlendiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir. Karar: 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 353. maddesinin 1. fıkrasında verilmesi ve alınması icabeden fatura, gider pusulası, müstahsil makbuzu ile serbest meslek makbuzunu vermeyen ve almayanlardan her birine, her bir fatura, gider pusulası, müstahsil makbuzu ve serbest meslek makbuzu için özel usulsüzlük cezası kesileceği belirtilmiştir. Bu madde uyarınca öze! usulsüzlük cezası kesilebilmesi için öncelikle maddede sayılan belgelerin verilmediğinin ve alınmadığının belirlenmesi ve bu belgeleri vermeyen ve almayanların kimler olduğuna ilişkin hukuken geçerli bir tespitin mevcut olması gerekmektedir. Aynı Kanun'un müstahsil makbuzunu düzenleyen 235. maddesinde birinci ve ikinci sınıf tüccar ile defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere götürü usule tabi veya vergiden muaf çiftçilerden satın aldıkları malların bedelin! ödedikleri sırada iki nüsha makbuz tanzim etmeye ve bunlardan birini imzalayarak satıcı çiftçiye vermeye' ve diğerini ona imzalatarak almaya mecbur oldukları belirtilmiştir. Dava konuşu olayda, 13,7.1997 tarihli tutanak ile yirmi ayrı müşteriden salın alınan vişneler için müstahsil makbuzu düzenlenmediğinden bahisle özel usulsüzlük cezası kesildiği anlaşılmaktadır. Ancak dosya içerisindeki belgelerden davacı şirketin müstahsilden aldığı tüm mallar için sevk irsaliyesi düzenlediği, müstahsil makbuzunu ise malın alındığı sırada değil, mal bedelinin ödendiği sırada kanuna uygun olarak düzenlendiği görülmektedir. Tutanakta yirmi ayrı müşteriden mal alındığı ifade edilmiş olmakla birlikte bunların kimler olduğu belirtilmemiştir. Bu durumda özel usulsüzlük cezası kesilmesin! öngören ve bu cezanın kesilmesine dair koşulları düzenleyen maddede belirtilen unsurlar, uyuşmazlık konuşu olayda bir arada gerçekleşmemiş bulunduğundan, idari cezalar için de geçerli olan 'cezayı gerektiren fiilin tüm unsurları tamam olmadan failin cezalandırılamayacağı' yolundaki genel ceza hukuku ilkesinin varsayım ya da kıyas yoluyla ceza tayinine olanak tanımaması nedeniyle, davacı şirket adına kesilen özel usulsüzlük cezasının usul ve kanun uygun olmadığı sonucuna ulaşılmaktadır. Bu nedenle Vergi Mahkemesi kararının bozulmasına oybirliğiyle karar verildi.