T.C.
DANIŞTAY
VERGİ DAVA DAİRELERİ GENEL KURULU
o GÜMRÜK VERGİ VE RESİMLERİNİN KEFİL KURULUŞTAN TAHSİLİ (Tır Karnesi Sahibinden Tahsil İçin Gerekli Takibatın Yapılmış Olması Mecburiyeti)
o TIR SÖZLEŞMESİ GEREĞİNCE GÜMRÜK VERGİ VE RESİMLERİNİN DOĞRUDAN KEFİLDEN TAHSİLİ (Tır Karnesi Sahibinin Aranıp Bulunamaması Şartı)
o KEFİL KURULUŞTAN GÜMRÜK VERGİSİNİN TAHSİLİ (Tır Karnesi Sahibinden Tahsil Edilmesi İçin Gerekli Takibatın Yapılmış Olması Mecburiyeti)
4458
Özet : Gümrük vergi ve resimlerinin tır karnesi sahibinden tahsili için gerekli araştırma ve takibat yapılmadan kefil kuruluştan tahsili yoluna gidilemez.
İstemin Özeti: ... Tır Gümrüğünden ... Gümrüğüne gitmek üzere yurda giriş yapan 8304225 nolu Tır Karneli taşıtın ... Gümrüğünden çıkış yapmadığının tesbiti üzerine karne sahibince ödenmesi gereken vergi ve resimlerin kefil kurum olarak davacıdan tahsili amacıyla yapılan tahakkukun terkini istemiyle dava açılmıştır.
Davayı inceleyen Ankara 4. Vergi Mahkemesi, 14.6.1994 günlü, E: 1993/473, K: 1994/994 sayılı kararıyla, Tır Karneleri Himayesinde Uluslararası Eşya Taşınmasına Dair Gümrük Sözleşmesinin 8 inci maddesinin 1 ve 7 nci fıkraları gereğince, tır karneleri ile yurda sokulduğu ve yurtdışı edilmediği anlaşılan mallara isabet eden vergi ve resimlerin kefil kuruluş olarak davacıdan istenmesinde isabetsizlik bulunmadığı, yükümlü tarafından vergi ve resimlerin asıl sorumludan istenmesi gerektiğinin ileri sürüldüğü, davalı idare savunmasından, aynı firma hakkında başka bir tır karnesi muhteviyatı eşya ile ilgili vergi ve resimler için takip yapıldığı ve adreslerinde bulunamamaları sebebiyle vergi ve resimlerin tahsil edilemediğinin anlaşıldığı, ithalde alınan katma değer vergisi matrahına ulaştırma alt yapıları resminin de dahil edilmesinde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davayı reddetmiştir.
Kefil Birliğinin temyiz istemini inceleyen Danıştay Yedinci Dairesi 29.2.1996 günlü, E: 1994/4811, K: 1996/726 sayılı kararıyla; uyuşmazlık konusu verginin tır karnesi sahibinden tahsili için gerekli takibat yapılmadan kefil kuruluş olarak davacıdan istendiğinin anlaşıldığı, tır karnesi sahibinin adresinde bulunamaması sebebiyle vergileri ödemesi için 2.1.1995 tarihinde ilanen tebligat yapıldığı yolundaki iddianın, kefil adına yapılan tahakkukun yasal olduğunu kanıtlamaya yeterli görülmediği, mahkemece verilen, davanın reddi yolundaki kararda yasal isabet görülmediği gerekçesi ile kararı bozmuştur.
Bozma kararına uymayan Ankara 4. Vergi Mahkemesi, 20.3.1997 günlü, E: 1997/24, K: 1997/574 sayılı kararıyla ilk kararında ısrar etmiştir.
Karar davacı tarafından temyiz edilmiş, idarenin alacağı, gerçek borçludan tahsil yoluna gitmediği ileri sürülerek bozulması istenmiştir.
Savunmanın Özeti: Temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.
Danıştay Tetkik Hakimi G.B.'nin Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediğinden, temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Y.Y.'nin Düşüncesi: ... Tır Gümrüğünden ... Gümrüğüne gitmek üzere yurda giriş yapan 8304225 Nolu Tır karneli taşıtın ... gümrüğünden çıkışının yapılmadığının tesbiti üzerine karne sahibince ödenmesi gereken vergi ve resimlerinin kefil kurum olarak yükümlüden tahsili amacıyla yapılan tahakkukun terkini dileğiyle açılan davayı; TIR Karneleri Himayesinde Uluslararası Eşya Taşınmasına Dair Gümrük Sözleşmesinin 8 inci maddesinin 1 ve 7 nci fıkralarından bahisle, TIR karnesi ile yurda sokulduğu ve yurtdışı edilmediği anlaşılan mallara isabet eden vergi ve resimlerin anılan sözleşmenin 8 inci maddesinin 1. fıkrasına göre, kefil kuruluş olarak yükümlüden istenilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, her ne kadar yükümlü tarafından vergi ve resimlerin mümkün olduğu ölçüde öncelikle asıl sorumlusundan istenilmesi gerektiği ileri sürülmekteyse de davalı idare savunması ekinde ibraz edilen belgelerden aynı firma hakkında başka bir TIR karnesi muhteviyatı vergi ve resimlerle ilgili olarak takipte bulunulduğu, adreslerinde bulunamaması nedeniyle amme alacağının tahsil edilemediğinin anlaşıldığı, diğer yandan ithalde alınan katma değer vergisi matrahına ulaştırma alt yapılan resminin de dahil edilmesinde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle reddine ilişkin vergi mahkemesi kararının Danıştay 7. Dairesince bozulmasından sonra Ankara 4. Vergi Mahkemesince davanın reddi yolundaki ilk kararda ısrar edilmesi yolunda verilen 20.3.1997 tarih ve E: 1997/24, K: 1997/574 sayılı kararın Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğince temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
1975 yılında revize edilen ve 12.5.1985 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere uygulamaya konulan uluslararası TIR Sözleşmesinin 1. maddesinde TIR işlemleri ile ilgili olarak bir yolsuzluğun tesbit edildiği ülkedeki Gümrük Kanunlarına ve yönetmeliklerine göre ödenmesi gereken ithal veya ihraç vergi ve resimleri ile bunlara ilişkin gecikme faizlerini kefil kuruluşların ödeyeceği, kuruluşun yukarıda zikredilen şahıslardan tahsil olunacak paraların ödenmesinden bu şahıslarla müştereken ve müteselsilen mesul oldukları hükme bağlanılmış, aynı sözleşmenin 8/7. maddesinde ise "Bu maddenin birinci ve ikinci paragraflarında anılan tutarların ödenmesi gerekli hale geldiğinde yetkili makamların mümkün olduğu ölçüde kefil kuruluşların ödeme isteğinde bulunmadan önce doğrudan doğruya sorumlu kişi veya kuruluşlara başvuracakları belirlenmiş bulunmaktadır.
Olayda TIR sözleşmesindeki hükme müsteniden müşterek ve müteselsil sorumlu sıfatıyla davacı adına tahakkuk yapıldığı anlaşılmakta ise de sözü geçen ve uluslararası kanun niteliği taşıyan TIR sözleşmesinin 8/7. md. uyarınca davacıdan gümrük vergi ve resimlerinin istenilebilmesi için öncelikle anılan vergi ve resimlerin; kanuni mesuliyetlerinden kurtulabilmek için işyerini sürekli olarak değiştiren ve Uluslararası Nakliyatçılara verilen C2 belgesinin iptalinden sonra yine aynı konuda faaliyet gösteren 2 ayrı şirket kurdukları dosyadaki belgelerden anlaşılan şirket ortaklarından 6183 sayılı Kanunun mükerrer 35 inci maddesinin 3. fıkrası uyarınca aranılması, tahsilatın bu kişilerden yapılamaması halinde müteselsil sorumlu sıfatiyle davacıya rücu edilmesi zorunlu olup bu lazimeye riayet edilmeksizin gümrük vergi ve resimleri için doğrudan doğruya kefil kuruluşa başvurulmasında mevzuata uyarlık bulunmadığından bu işleme yöneltilen "davanın asıl sorumlusu gösterilen adreslerde bulunmadığından kendisine tebligat yapılamadığı gerekçesiyle reddine" ilişkin ilk kararda ısrar edilmesi yolundaki vergi mahkemesi kararında isabet görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenle Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin temyiz isteğinin kabulü ile 2577 sayılı Kanunun 49/1-b md. hükmü uyarınca ısrar kararının bozulmasının gerekeceği düşünülmektedir.
Türk milleti adına hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü: ... Tır Gümrüğünden ... Gümrüğüne gitmek üzere yurda giriş yapan 8304225 Nolu tır karneli taşıtın ... Gümrüğünden çıkış yapmadığının tesbiti üzerine karne sahibince ödenmesi gereken vergi ve resimlerin kefil kurum olarak davacıdan tahsili amacıyla yapılan tahakkukun kaldırılması istemiyle açılan davayı reddeden vergi mahkemesi ısrar kararı temyiz edilmiştir.
Tır Karneleri Himayesinde Uluslararası Eşya Taşınmasına Dair Gümrük Sözleşmesinin (Tır Sözleşmesi) 8 inci maddesinin 1 inci fıkrasında; tır işlemleri ile ilgili olarak bir yolsuzluğun tesbit edildiği ülkedeki gümrük kanunlarına ve yönetmeliklerine göre ödenmesi gereken ithal veya ihraç vergi ve resimleri ile bunlara ilişkin gecikme faizlerini kefil kuruluşun ödeyeceği, kuruluşun yukarıda zikredilen şahıslardan tahsil edilecek paraların ödenmesinden, bu şahıslarla müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, 7 nci fıkrasında da, maddenin birinci ve ikinci paragraflarında anılan tutarların ödenmesi gerekli hale geldiğinde, yetkili makamların mümkün olduğu ölçüde, kefil kuruluştan ödeme isteğinde bulunmadan önce doğrudan doğruya sorumlu kişi veya kişilere başvurmaları öngörülmüştür.
Sözkonusu kural uyarınca tır karnesi sahibinin tır sözleşmesindeki yükümlülüklerini yerine getirmemesi halinde, ödenmesi gereken vergilerin öncelikle karne sahibinden istenmesi, tahsil edilememesi halinde kefil kuruluştan tahsil edilmesi gerekir.
Dava konusu olayda; Gümrükler Başmüdürlüğünün 12.11.1992 günlü yazısında 8304225 Nolu tır karnesi muhteviyatı eşyalara isabet eden vergi ve resimlerin ödenmediğinin, Kontrol Genel Müdürlüğünün 3.11.1992 günlü yazısından anlaşıldığı, borcun ödenmesinin doğrudan kefil kuruluşa bildirildiği ve kefil kuruluşun itirazının Gümrükler Başmüdürlüğünün 21.1.1993 günlü yazısı ile reddedilmesi üzerine dava açıldığı anlaşılmaktadır.
Davalı idare ilk savunmasında, tır sözleşmesinin 8 inci maddesinin 1 inci fıkrası gereğince davacı kuruluşun müşterek ve müteselsil kefil olduğu ve bu vergi ve resimlerin, doğrudan kefil kuruluştan istenebileceği, uygulamanın bu yönde olduğu ve kefil kuruluşun bu gibi durumlarda ihtilaf çıkarmadan vergi borçlarını ödediği belirtilmiş, ikinci savunmasında ise tır karnesi sahibi ... Uluslararası Nakliyat ve Ticaret Anonim Şirketinin benzer konulardaki başka tır karneleriyle ilgili olarak arandığı ve bilinen adreslerinde bulunamadığının ... Gümrükler Başmüdürlüğünün 22.9.1993 günlü ve 3993 sayılı, 5.08.1993 günlü ve 3330 sayılı yazılarından anlaşıldığı ve doğrudan sorumlu kişilere başvurma şartının ortadan kalktığı bildirilmiştir.
Vergi borçlarının kefil kuruluştan istenmesinden önce asıl yükümlünün aranmadığı, davanın görülmesi sırasında başka tır karneleri ile ilgili olarak aranıp bulunamaması nedeniyle 2.1.1995 tarihli Resmi Gazetede ilanen tebligat yapıldığı anlaşıldığından tır sözleşmesinin 8 inci maddesinin 7 nci fıkrası gereğince alacağın asıl yükümlü yerine doğrudan kefil kuruluştan tahsili yoluna gidilmesinde yasal isabet görülmemiştir.
Bu nedenle temyiz isteminin kabulü ile Ankara 4. Vergi Mahkemesinin 20.3.1997 günlü, E: 1997/24, K: 1997/574 sayılı kararının BOZULMASINA, 8.01.1999 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında ısrar kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte değildir.
Bu nedenle temyiz isteminin reddi gerektiği görüşünde olduğumuzdan karara katılmıyoruz.