Danıştay Yedinci Daire
Günün ekonomik şartları göz önünde tutulduğunda, aralarında yakın akrabalık veya iş münasebeti bulunmayan kimseler arasında karşılıksız borç para alınıp verilemeyeceği ve bir takvim yılında birkaç kişiye veya bir kişiye birden çok yıllarda borç para verilmesinin ikrazatçılık sayılacağı ve elde edilen faizin banka ve sigorta muameleleri vergisine tabi tutulması gerekir. İstemin Özeti: Yükümlünün ikrazatçılık faaliyetinde bulunduğunun vergi inceleme raporu ile tespit edildiğinden bahisle 1992 yılının Mayıs ile Aralık dönemleri için tarh edilen banka ve sigorta muameleleri vergisi ile kesilen kaçakçılık cezasının terkini istemiyle açılan davayı; Vergi Usul Kanunu'nun 3. ve 9. maddesi ile Gider Vergileri Kanununun 28. maddesinden bahisle, aralarında yakın akrabalık ya da iş ilişkisi olmayan kişilerin, birden fazla yılda tek şahsa veya bir yılda birden fazla şahsa borç para vermesinin mevzuat ve yargı kararlarıyla ikrazatçılık olarak nitelendirildiği, dosyanın incelenmesinden, yükümlünün bir yapı kooperatifinin müteahhidi olan bir kimseye 1992 yılının Mayıs ayında 80.000 Alman markı ve 1992 yılının Aralık ayında 800.000.000 lira borç vererek karşılığında 1.500.000.000 lira tutarında çek aldığının anlaşıldığı, yükümlü tarafından söz konuşu paraların ticari ilişki nedeniyle verildiği iddia edilmişse de, bu iddiayı ispatlayacak herhangi bir belge ibraz edilmediği, bu itibarla, iş veya hizmet karşılığı verilmediği sonucuna varılan ve günün ekonomik şartlarında çok büyük tutarları ifade eden paraların menfaat karşılığı olmaksızın verildiğinin düşünülemeyeceği, bu nedenle yapılan tarhiyatta ve kesilen cezada isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle reddeden Vergi Mahkemesi kararının; ikrazatçılık faaliyetinin söz konuşu olmadığı gayrimenkul alımsatımı nedeniyle verilen paranın faiz karşılığı verilmiş borç para gibi nitelendirilmesi suretiyle, varsayıma dayalı olarak yapılan tarhiyatın yerinde olmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir. Karar: Uyuşmazlık, ikrazatçılık yaptığı halde, bu faaliyetini vergi dairesinin bilgisi dışında bıraktığının vergi incelemesiyle saptandığından bahisle yükümlü adına kaçakçılık cezalı banka ve sigorta muameleleri vergisi salınmasından doğmuş bulunmaktadır. 6802 Sayılı Gider Vergileri Kanunu'nun 28. maddesinin 3. fıkrasında; 2279 Sayılı Kanun'a göre ikraz işleriyle uğraşanlarla ikinci fıkrada belirtilen muamele ve hizmetlerden herhangi birim devamlı olarak yapanların bu Kanun'un uygulanmasında banker sayılacakları hükme bağlanmıştır. Günün ekonomik şartları göz önünde tutulduğunda, aralarında yakın akrabalık veya iş münasebeti bulunmayan kimseler arasında karşılıksız borç para alınıp verilemeyeceği ve bir takvim yılında birkaç kişiye veya bir kişiye birden çok yıllarda borç para verilmesinin ikrazatçılık sayılacağı ve elde edilen faizin banka ve sigorta muameleleri vergisine tabi tutulması gerekeceği hususu, dairemizin süregelen içtihatlarındandır. Dosyanın incelenmesinden; olayda, yukarıda açıklanan nitelikte bir borç verme münasebetinin bulunmadığı anlaşıldığından, dava konuşu, tarh ve ceza kesme işlemlerinde ve bu işlemlere karşı açılan davanın reddine ilişkin Vergi Mahkemesi kararında isabet görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüne; mahkeme kararının bozulmasına, bozma kararı üzerine mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına oybirliği ile karar verildi.