Danıştay Dördüncü Daire
Yükümlülerin beyannamelerinde hesapladıkları vergi üzerinden fon payı ödemeleri gerektiğinden, ikmalen ve re'sen yapılacak tarhiyatlarda ayrıca fon hesaplanmasına olanak yoktur. İstemin Özeti: 1995 yılı işlemleri incelenen adi ortaklığın, ilgili yılda tamamladığı binalardaki 5 adet konut ve 3 adet işyerini işletmeden düşük bedelle çektiği ve inşa edilen binalara ait maliyet ve gider unsurlarının bir kısmım kayıtlama intikal ettirmediği ileri sürülerek davacı adına re'sen gelir vergisi salınmış, fon hesaplanmış ve ağır kusur cezaları kesilmiştir. Vergi Mahkemesi, kararıyla; işletmeden çekilen gayrimenkulun düşük bedelle gelir kaydettiği ve bir kısım giderlerini kayıtlara intikal ettirmediği anlaşılan davacı adına kayıtlara intikal ettirilmeyen giderler ve maliyet unsurları da dikkate alınarak yapılan tarhiyatın yasaya uygun olduğu, emsal bedel takdiri yapılırken gayrimenkulun bulunduğu mahal, m2 olarak büyüklüğü, kullanılan malzeme, işçilik gibi özelliklerin dikkate alındığı, matrah farkının davacının defter ve belgelerinin incelenmesiyle bulunduğu gerekçesiyle davanın vergi aslı ve fon payına ilişkin kısminin . reddine, ağır kusur cezasının kusur cezasına çevrilmesine karar vermiştir. Davacı, arsa karşılığı yapılan inşaatta hiç satış yapılmadığın;, arsa sahiplerinin işyerleri ile 150 m2'nin üzerindeki dairelerin intikali katma değer vergisine tabi olduğundan fatura kesilmesi gerekmekte olup, bu nedenle vergi mükellefiyeti tesis edildiğini, arsa sahipleri adına düzenlenen faturaların yanlışlıkla kayıtlara intikal ettirildiğim, bu hususun dikkate alınması gerektiğini, davalı idare ise kesilen ağır kusur cezasının yasaya uygun olduğunu ileri sürmekte ve kararın bozulmasını istemektedirler. Karar: 3824 Sayılı Bazı Vergi Kanunlarında Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un 'Gelir ve Kurumlar Vergileri Üzerinden Alınan Fonların Birleştirilmesine ilişkin Hükümler' başlıklı altıncı bölümünde yer alan 18. maddenin (a) bendinde kazanç ve iratlarım yıllık beyanname ile beyan eden gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin gelir ve kurumlar vergilerinin % 10 oranında ayrıca fon payı ödeyecekleri, 19. maddenin 2. fıkrasında ise yıllık, münferit ve özel beyanname veren gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin, beyannamelerinde hesaplayacakları fon payının ilgili gelir veya kurumlar vergilerinin ödeme süreleri içinde ödeneceği öngörülmüştür. Bu durumda yükümlülerin beyannamelerinde hesapladıkları vergi üzerinden fon payı ödemeleri gerektiğinden, ikmalen ve re'sen yapılacak tarhiyatlarda ayrıca fon hesaplanmasına olanak yoktur. Re'sen salınan gelir vergisi üzerinden hesaplanan fonlar ile bu fonlar üzerinden kesilen ağır kusur cezasının kaldırılması istemin! reddeden mahkeme kararında isabet bulunmamaktadır. Davalı idarenin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü iddialar ile davacının diğer iddiaları bozulması istenilen kararın dayandığı gerekçeler karşısında ve yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak durumda görülmemiştir. Bu nedenle, davacı temyiz isteminin kısmen kabulüyle, Vergi Mahkemesi kararının fon payına ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasına, diğer temyiz iddiaların reddine oyçokluğuyla karar verildi.