Danıştay Dördüncü Daire
Akaryakıt satış istasyonu sahasının kaplamasında kullanılan asfaltın doğrudan gider yazılabileceği, amortisman ayrılmasına gerek bulunmadığı hk. İstemin Özeti: Akaryakıt alım satımıyla uğraşan davacının 1994 yılı işlemlerinin incelenmesi sonucu bir kısım satış hasılatının kayıt dışı bırakıldığı, asfalt bedelinin aktifleştirilmeden doğrudan gider yazıldığı, senetli bir alacak bulunmadığı halde reeskont faiz gideri kaydedildiği ileri sürülerek belirlenen matrah farkı üzerinden re'sen gelir vergisi salınmış, fon hesaplanmış, bu vergilere ve geçici vergiye bağlı olarak kaçakçılık cezaları ve özel usulsüzlük cezası kesilmiştir. (...) Vergi Mahkemesi kararıyla; davacının 1994/Ekim dönemine ilişkin olarak ibraz ettiği satış faturalarının yevmiye defterlerindeki hasılat toplamlarından farklı olduğu ve bu tutarın beyan dışı bırakıldığı, bunun nedeni olarak da davacı tarafından bir kısım alımlar için fatura alınamamasının gösterildiği, inceleme elemanınca beyan dışı bırakılan hasılattan belgesiz akaryakıt alışının maliyeti düşülerek belirlenen matrah farkının yasal bulunduğu, davacının benzin satış istasyonunun sahasının kaplamasında kullanılmak üzere satın aldığı asfalt bedelinin tamamının gider kaydedilemeyeceği, bedelin aktifleştirilerek amortisman ayırmak suretiyle gider kaydedileceği, reeskont faiz gideri olarak ayrılıp sonuç hesaplarına yansıtılan miktarla ilgili olarak senetli bir alacağın mevcut olmadığının hatırlatılması üzerine davacının bu giderin bankalara olan borçtan kaynaklanan faiz gideri olduğunu ifade ettiği, ancak davacının incelemeye ibraz ettiği defterlerde bankalardan borç alındığına ilişkin herhangi bir kaydın bulunmadığı, bu matrah farkının da isabetli görüldüğü, matrah farkı defter ve belgelerden belirlendiğinden vergi aslı ve fon payı üzerinden kesilen kaçakçılık cezasının kusur cezasına çevrilmesine, bir vergilendirme dönemi için ikmalen veya re'sen vergi tarhı halinde, bu vergi tutarı üzerinden takip eden vergi dönemi için, geçici vergi hesaplanması mümkün bulunmadığından, vergi ziyaına yol açtığından söz edilerek geçici vergi hesaplanmasının da sözkonusu olamayacağı, bu nedenle geçici vergi üzerinden kesilen kaçakçılık cezasının kaldırılması gerektiği gerekçesiyle vergi aslına ve fon payına ilişkin davanın reddine, kaçakçılık cezasının kusur cezasına çevrilmesine, geçici vergiye bağlı kaçakçılık cezasının kaldırılmasına karar vermiştir. Davalı İdare, kaçakçılık cezasının kesilmesini gerektiren objektif unsurların olayda gerçekleştiğini, davacı ise, faturasız alım ve satımlarının bulunmadığını, yevmiye defterine kaydedilen hasılatın daha yüksek olduğu ve bu miktarın beyan edildiğini, asfalt gideri için amortisman ayrılmasının zorunlu olmadığını, bankalardan alınan kredilerin faizlerinin gider yazılabileceğini ileri sürmekte, kararın bozulmasını istemektedir. Karar : 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 313. maddesinde işletmede bir yıldan fazla kullanılan ve yıpranmaya, aşınmaya ve kıymetten düşmeye maruz bulunan gayrimenkullerle 269. madde gereğince gayrimenkul gibi değerlenen iktisadi kıymetlerin, alet, edevat, mefruşat, demirbaş ve sinema filmlerinin birinci kısımdaki esaslara göre tespit edilen değerinin bu kanun hükümlerine göre yok edilmesinin amortisman mevzuunu oluşturduğu öngörülmüştür. Buna göre bu iktisadi kıymet için amortisman ayrılabilmesi, iktisadi kıymetin envantere dahil olması, iktisadi kıymetin bir yıldan fazla kullanılması ve yıpranmaya, aşınmaya veya kıymetten düşmeye maruz bulunmasına bağlıdır. Öte yandan 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 13. maddesinde safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanunu'nun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 40. maddesinin 1. fıkrasında ise, ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin safi kazancın tespitinde indirileceği hükme bağlanmıştır. Davacı (...). Asfalt Taahhüt İnşaat Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketinden asfalt satın almış ve bu asfaltı akaryakıt istasyonu sahasının kaplanmasında kullanmıştır. İnceleme elemanı asfalt harcamasının doğrudan gider kaydını eleştirmiş, bu giderin amortismana tabi giderlerden olduğu ve Vergi Usul Kanunu'nun 315. maddesi uyarınca ilk yıl için % 25 oranında amortisman ayrılabileceğinin kabulüyle matrah farkını tespit etmiştir. Sözkonusu asfalt giderinin 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 40/1. maddesine göre; Zira ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel gider olarak kabulü ile kayıtlara bu suretle intikal ettirilmesine bir engel bulunmamaktadır. Asfalt gideri niteliği itibariyle amortisman ayrılmasını gerektirecek iktisadi kıymet özelliği taşımamaktadır. Bu itibarla mahkemenin bu matrah farkına ilişkin kararında isabet görülmemiştir. 3824 sayılı Bazı Vergi Kanunlarında Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un 'Gelir ve Kurumlar Vergileri Üzerinden Alınan Fonların Birleştirilmesine İlişkin Hükümler' başlıklı 18. maddesinin 1. fıkrasında 5 bent halinde gösterilen gerçek kişi ve kurumların gelir veya kurumlar vergilerinin % 10'u oranında ayrıca fon payı ödeyecekleri 19. maddenin 2. fıkrasında yıllık, münferit ve özel beyanname veren gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin, beyannamelerinde hesaplayacakları fon payının ilgili gelir veya kurumlar vergilerinin ödeme süreleri içinde ödeneceği öngörülmüştür. Bu durumda yükümlülerin beyannamelerinde hesapladıkları vergi üzerinden fon payı ödemeleri gerektiğinden, ikmalen veya re'sen yapılacak tarhiyatlarda ayrıca fon hesaplanmasına olanak yoktur. Re'sen salınan gelir vergisi üzerinden hesaplanan fonlar ile bu fonlar üzerinden kesilen kaçakçılık cezasının kaldırılması istemini reddeden mahkeme kararı yasal bulunmamıştır. Davacının temyiz dilekçesinde akaryakıt hasılatı ve reeskont faizine ve kusur cezasına ilişkin olarak ileri sürdüğü iddialar Vergi Dairesi Müdürlüğü'nün temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü hususlar bozulması istenilen kararın dayandığı gerekçeler karşısında yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak durumda görülmemiştir. Bu nedenle davacı temyiz isteminin kısmen kabulüyle, (...) Vergi Mahkemesinin kararının asfalt gideri, fon payı ve bunun üzerinden kesilen cezaya ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasına tarafların diğer temyiz iddialarının reddine oybirliği ile karar verildi.