Danıştay Üçüncü Daire
Yönetim kurulu üyeliği herhangi bir nedenle sona eren kişinin üyelikten ayrılışı ticaret sicilinde tescil ve ilan edilmezse, şirket borçlarından iyi niyetli üçüncü kişilere karşı sorumluluğunun devam edeceği; ancak, yönetim kurulundan fiilen ayrılmakla, şirketin vergi ödevlerinin yerine getirilmesi konusunda yetkisi kalmayan üyenin Vergi Usul Kanunu'nun 10. maddesi uyarınca şirketten alınamayan vergi ve buna bağlı alacaklardan sorumlu tutulması hukuken mümkün değildir. istemin Özeti: .... Ekmekçilik Sanayi ve Limited Şirketinin 1993, 1994, 1995 yıllarına ait vergi borçlarının şirket tüzel kişiliğinden tahsil imkanının olmaması nedeniyle şirket ortağı ve müdürü olan davacıdan tahsili amacıyla tanzim ve tebliği edilen 18.09.1996 tarihli ödeme emrine karşı açılan davayı; limited şirketin 24.07.1992 tarihinde kuruluşunun tescil edildiği, davacının diğer altı kişi ile birlikte şirket müdürü olarak seçildiği ve şirketi temsile yetkili olduğu, 30.12.1993 tarihli tadil metni ve 14.12.1994 tarihli noter yazısından şirketteki hisselerini diğer ortaklara devrettiği ve şirket müdürlüğünden ayrıldığı, ancak hisse devri ve temsil yetkisinin sona ermesine ilişkin değişikliklerin ticaret sicilinde tescil ve ilan edilmediğinin anlaşıldığı, Türk Ticaret Kanunu'nun 511/7 ve 8 ile 33 ve 38. maddelerinin birlikte incelenmesinden, müdür olarak ticaret sicilinde tescil ve ilan edilen kişinin, herhangi bir sebeple temsil yetkisinin sona ermesinin, bu değişikliklerin tescil ve ilan edilmesine bağlı olduğu sonucuna varıldığı, kanuni temsilci sıfatı devam eden davacı adına ödeme emri düzenlenmesinde yasaya aykırılık görülmediği gerekçesiyle reddeden vergi mahkemesi kararının; hisse devrinin noter kanalı ile yapılması ile hüküm ifade edeceği, şirket borçlarının kendisinden istenmeyeceği ileri sürülerek bozulması istenilmektedir. Karar: Türk Ticaret Kanunu'nun 300. maddesinin sekizinci bendinde, yönetim kurulu üyeleriyle şirketi temsile yetkili kimselerin ticaret siciline tescil ve ilan edileceği, 33. maddesinde tescil edilmiş hususlarda ortaya çıkacak her türlü değişikliğinde tescil edileceği, 38. maddesinde ise ticaret sicili kayıtlarının üçüncü kişiler hakkında kaydın gazete ile ilan edildiği günü takip eden iş gününden itibaren hüküm ifade edeceği hüküm ifade edeceği kurala bağlanmıştır. Tescil ve ilan edilmiş hususlardaki değişikliklerin de tescil ve ilan edilmesi kuralı, bu işlemlerin geçerlik şartı olarak değil iyi niyetli üçüncü kişilerin korunması amacıyla öngörülmüştür. Bu bağlamda, yönetim kurulu üyeliği herhangi bir nedenle sona eren kişinin üyelikten ayrılışı ticaret sicilinde tescil ve ilan edilmezse, şirket borçlarından iyi niyetli üçüncü kişilere, karşı sorumluluğu devam eder. Ancak, yönetim kurulundan fiilen ayrılmakla, şirketin vergi ödevinin yerine getirilmesi konusunda yetkisi kalmayan üyenin Vergi Usul Kanunu'nun 10. maddesi uyarınca şirketten alınamayan vergi ve buna bağlı alacaklardan sorumlu tutulması hukuken olanaksızdır. Dosyanın incelenmesinden, yükümlünün 27.01.1994 tarihinde istifa ettiği, istifasının 27.01.1994 tarih ve 10 sayılı genel kurul kararı ile kabul edildiği, 27.01.1994 tarihi itibariyle müdürlük görevinin sona ermesi üzerine şirket müdürlüğüne diğer ortakların devam ettiği anlaşıldığından, bu tarihten sonraki şirket borçlarından dolayı yükümlü sorumlu tutulamayacağından, istifa ettiği 27.01.1994 tarihinden sonraki süre için hesaplanan vergi ve cezaların ödeme emriyle istenilmesinde yasal isabet bulunmadığından vergi mahkemesi kararında hukuka uyarlık görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, yükümlü temyiz isteminin kabulüne, vergi mahkemesi kararının bozulmasına oyçokluğu ile karar verildi. (')